ŞUBAT AYINDA GENT’TE DEV FESTİVAL: İSTANBUL EKSPRES

DOĞUYLA BATIYI BULUŞTURAN METROPOLDEN MÜZİK, FİLM? SERGİ VE GASTRONOMİ

Kültür Merkezi Vooruit ve De Centrale 2006, 2009 ve 2010 yıllarında düzenlenen ve büyük ilgi gören İstanbul Ekspres festivalinin dördüncüsü 7-16 Şubat 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

07/02 | 19:00
NEV’LE FASIL AKŞAMI
BİR NEV’İ ALATURKA

2011 38. Altın Kelebek Ödüllerinde en iyi TSM erkek sanatçı ödülünü kazanmış olan Nev 2011 yılı aralık ayında da De Centrale seyircisine unutulmayacak bir konser yaşatmıştı.

Nev “ Bir Nev’i Alaturka “ projesinde alışılmış kalıpların dışına çıkarak eşsiz Türk Sanat Müziği eserlerini rock, tango, latin ve rembetika tınılarıyla yorumluyor.

Bu konserde Nev’in eşsiz yorumuyla Kemani Serkis Efendi’nin, “Kimseye Etmem Şikayet”i, Kaptanzade Ali Rıza Efendi’nin, “Akşam Misafiri’, “Denizde Akşam”ı, Yıldırım Gürses’in “Mazideki Aşk”ı, Dede Efendi’nin “Ey Büt-i Nev Eda”sı ile dinleyenler; geçmişin gizli kalmış hazinelerine doğru, kimi zaman hüzünlü kimi zaman coşkulu ama muhabbetin eksik olmadığı yolculuklara çıkıyorlar.

Nev| gitar & ses
Burak Yavas | davul
Ugur Isguder |basgitar
Kutal Gürka |klavye
Hakan Kaya | vurmalılar
Volkan Kaya | klarinet
Hasan Tosun | ud

12/14/16 küçük meze tabağı bilet fiyatına dahildir. Ekstra meze tabağı € 5,00

GÖKSEL@DECENTRALE
08/02 | 20.00

İstanbul’da dünyaya geldi. İlk albümü “Yollar”, Sarp Özdemiroğlu’nun prodüktörlüğünde 1997 yılında yayınlandı. Bestelerin çoğunluğunun kendisine ait olduğu albümde sanatçı, “Sabır” adlı şarkısıyla büyük bir çıkış yakaladı.

Göksel, 2001 yılında “Körebe” albümüyle müzikal anlamda farklı bir noktaya ulaştı. Albümün yayınlanmasıyla beraber çıkış şarkısı “Depresyondayım”, ilginç sözleri ve müziği ile her kesimden büyük ilgi gördü. “Körebe”, Türk Pop tarihinin en kült albümleri arasında yerini aldı.

Sanatçı, 2009 Mayıs ayında tamamı eski şarkılardan oluşan “Mektubumu Buldun mu?” albümüyle büyük bir başarı yakaladı. 2010 yılında “Hayat Rüya Gibi” ile 70’li yılların şarkılarını seslendirmeye devam etti.

Prodüktörlüğünü Ozan Çolakoğlu’nun yaptığı, Göksel’in kendi şarkılarından oluşan 8. solo albümü “Bende Bi’ Aşk Var”, 2012 yılının Ocak ayında dinleyicilerle buluştu ve 2012 yazında Türkiye’de en çok dinlenen albümler listesinde üst sıralarda yer aldı.

Göksel| ses
Metin Özge | keman
Özgür Salıcı | basgitar
Can Güngör | davul
Emre Karabulut | vurmalılar
Özcan Ak | gitar
Koray Üşgülen| klavye
Batuhan Şanlıel | nefesliler

12/14/16

FĪLM GÖSTERİMLERİ
10/02/2013 19.00

Sesin ritmin bin bir türlüsüne tanıklık eden bir Beyoğlu belgeseli. Esra Alkan, Turkije, 2011

Müziklerini ve metin yazarlıgını Sema Moritz’in yaptığı  “Seslerin izinde Beyoğlu’nun Kalp Atışları” belgeseli İstanbul’un kalbinin Beyoğlu’nda attığını, Beyoğlu’nunda kültür sanat hayatının merkezi olmasının yanısıra burada yaşayan insanlarının; esnafının, sanatçısının hatta turistinin dahi bu semtin ritmini nasıl duyduğunu anlatıyor… Film gösteriminden sonra Sema Moritz tangolar, operetler ve kantoları seslendireceği programıyla sahne alacak.

ROMANİSTANBUL / Belgesel
Özgür Akgül, Turkije, 2012, 53’ (prod. Sarmaşık Sanatlar) – Ücretsiz

Romanistanbul. ‘2000’lerle birlikte gözle görülür biçimde zenginleşen ve kendine has tarzıyla yurt dışında da aranır hale gelen İstanbul’un müzikal potansiyelini bu potansiyelin ağırlık merkezi Romanlar özelinde ele alarak aslında çok tanıdık bir hikayeyi birinci ağızdan ve kendi diliyle anlatmayı amaçlar.

Filmden sonra Gent’te yaşayan Abdal müzisyenlerden oluşan Ibıdıklar grubunun konseri izlenebilir.

21:00
Konser Ibıdıklar
ücretsiz

Muharrem / Klarinet
Hasan / Oed
Oktay / Viool
Rıza / Darboeka
Ayhan / Cümbüş, Davul

FLÖRT & MODEL@DECENTRALE
09/02 | 20:00
FLÖRT
ANADOLU BEAT

ANADOLU BEAT(LES)

1991-1998 yıllarında “Bekarlar“, 1998-2000 yıllarında “Kim Bunlar“ olarak müzik çalışmalarını sürdüren Ozan Kotra, çağatay Kehribar ve Hakan çağlar üçlüsü 2001 yılından beri de Flört ismi altında devam ediyorlar yollarına.

çıkış noktasını Beatles’ın enerjik, deneysel ve polifonik vokale dayalı müziklerinin oluşturduğu grup, MFÖ, Cem Karaca, Moğollar, Erkin Koray gibi grup ve müzsiyenlerden de etkilenerek zaman içinde kendi Analog soundunu yaratmıştır.

Şarkıları, konser performansları ve kendilerine has mizah anlayışlarıyla Flört üçlüsü, ‘Anadolu Beat’ albümleriyle yerleşik bütün kalıplara hem müzikal hemde politik bir alternatif öneriyor.

2011 yılında Berlin’de beat müzisyenlerle başarılı bir konser vermiş olan Flört, bu konserle müziklerini Belçika’daki müzikseverlerin beğenisine sunacak

Ozan Kotra | bas & ses
Çagatay Kehribar|gitar & ses
Hakan Çağlar|davul & ses

09/02 21u30
MODEL

2005 yılında Okan Işık (gitar), Aşkın Çolak (davul-perküsyon) ve Can Temiz (bas gitar) tarafından “A due Carmen” adıyla kurulan grup daha sonra 2007 yılında Fatma Turgut’un (vokal) katılımıyla son halini aldı. 2008 yılında ise adını MODEL olarak değiştirdi.

Genç grup; 2007 yılında 12. Tuborg Roxy Müzik Günleri – Billboard Özel Ödülü ve Nokia Super Sound ’07 Yarışmasında – “Arkadaşınla En İyi Giden Şarkı” kategorisinde birincilik ödülünü kazandı.

2011 Şubat ayının sonunda Demir Demirkan prodüktörlüğündeki ikinci stüdyo albümleri “Diğer Masallar” yayınlandı.

Şarkılarında, hüznü ve eğlenceyi iç içe yansıtan MODEL’in müziğinde en karanlık temaların son derece eğlenceli bir şekilde işlenmesine şahit olmak mümkün.

Model 2012 şubat ayında da De Centrale izleyicisine unutulmaz bir konser yaşatmıştı.

Fatma Turgut | ses
Okan Işık | gitar
Can Temiz | basgitar
Aşkın Çolak|davul

SEMA MORITZ / LEGENDARY LADIES OF ORIENTAL TANGO
ORIENTAL TANGO@DECENTRALE
zo 10/02 | 20:00

LEGENDARY LADIES OF ORIENTAL TANGO

Sema 1987 yılında kurduğu grubu “Sema & Taksim” ile geleneksel Türk müziğini kendi yorumu „jazz a la turca“ olarak seslendirdi,aynı grupla İstanbul şarkılarını yorumlayarak “İstanbul’u Dinliyorum”, “Anılarda İstanbul”, Anadolu’nun çeşitli yörelerinden şarkıları “Sihir/Zauber” adlı albümlerinde topladı. Konserlerinde Nazım Hikmet bestelerini ve Bertolt Brecht şarkılarını, Giora Feidmann ile ortak çalışmalarla Yiddisch Liedler söyledi. Tunçel Kurtiz’le Nazım Hikmet’in „Şeyh Bedreddin Destanı“nı seslendirdi ve albümü hazırladı.

“Sema – Henning Schmiedt ve Ensemble” grubuyla Yunus Emre, Mevlana, Pir Sultan Abdal, Niyazi Mısrî gibi sufilerin bestelerinden oluşan “İlahiler ve Nefesler” programını “Sema-Zen” albümünde sundu. Süleyman Çelebi’nin “Mevlid”ini Avrupa’nın çeşitli kentlerindeki kiliselerde ve İstanbul’da Aya İrini’de okudu. 1895-1940 yılları arasında İstanbul’da sahneye çıkan Efsane Hanımlar’ın eski taş plak kayıtlarını “Ekho” “Ekho II” ve “İstanbullu Efsane Hanımlar’ın Dillerindeki Şarkılar” adıyla üç ayrı albümde yeniden yorumladı. Sema dünyada “oktavlar arasında dolaşan taş plak sesli kadın” olarak yerini çoktan aldı ve dünyaya bu „Efsane Hanımlar“ı tanıtmak gibi bir misyonu da var artık… Sema bu konserde Efsane Hanımlar projesinden, 1895-1940 yılları arası İstanbul’da sahne almış kadın şarkıcıların söylediği tangolar, foksrotlar, operetler ve kantolar seslendirecek.

Konserden önce Sema Moritz’in müzik  ve metinlerini yazdigi “Seslerin izinde Beyoglu’nun kalp atislari ” belgeseli izlenebilir.

Sema | ses
Çigdem Erken | piyano
Ali Çeliksu | klarinet
Mert Önal | vurmalılar

10/12/14
15/02 @VOORUIT
Seni Görmem Imkansiz | 20:00 (balzaal)
Karsu Dönmez | 21:00 (theaterzaal)
Luxus | 22:30 (balzaal)

Seni Görmem İmkansız ft. Jurgen De Blonde aka Köhn

İsmini, seksenli yılların modifiye türk sanat müziği şarkısı “imkansız”dan aldı, 2009 yılı son yazında kuruldu. şarkılarını “olması mümkün olmayan her şey”e ithaf eden grubu synthesizer kaynaklı davullarda, sayıklamayı andıran vokallerde, karnaval klavye tonlarında ve aniden beliren tüm seslerde arayınız.

Seni Görmem İmkansız’a bu konserde Belçikalı müzisyen Jurgen De Blonde misafir sanatçı olarak eşlik edecek.

Gaye Su Akyol | synthesizer, drum machine, keyboard, vocal
Tuğçe Şenoğul | melodica, synthesizer, keyboard, vocal
Jurgen De Blonde | gitaar, electronic

21.00 KARSU / JAZZ A LA TURKA

(13/02  20:00 Documentaire in de Centrale.)

Bugünlerde Avrupa ve Amerika’da çok kişi Hollanda’da yaşayan ve kendisinden Türkiyeli “Norah Jones“ olarak söz ettiren genç müzisyen Karsu Dönmez’i konuşuyor. Hollanda doğumlu şarkıcı, piyanist, besteci ve söz yazarı olan Karsu Dönmez henüz 21 yaşında ama klasik müzik ve caz çevrelerinde şimdiden çok ünlü ve kimilerine göre önümüzdeki 10 yılda adını en çok duyacağımız müzisyenlerden olacak.

Karsu Dönmez, 17 yaşında The Netherlands American Community Trust Foundation kurumu tarafından New York, Carnegie Hall’da konser vermek üzere seçilen genç sanatçılar arasına girdi. 2009 da tekrar Carnegie Hall’da konser vermek üzere ikinci kez davet edildi. Amsterdam-New York dostluk ilişkilerinin 400. Yılı kutlamaları çerçevesinde 3000 kişilik salonda New York Pops Orkestrası ile birlikte sahne aldı. 2008 yılında ilk kez kendi orkestrasını kurup Concertgebouw Amsterdam, Melkweg, Heineken Music Hall, Rotterdam De Doelen konser salonlarında konserler verdi.

Türkiye’deki ilk konserini; Hollanda elçisinin daveti üzerine İstanbul Kültür Başkenti çerçevesinde; Taksim meydanı, Caddebostan’da ve İKSV’nin hazırladığı özel gecede verdi.

Hollanda Jazz dünyasındaki yerini; 2010 yılında North Sea Jazz Festivali’nde kendi ekibiyle verdiği konserde pekiştirme şansı buldu. İlk albüm çalışması, konser performansından oluşturulan ve Sony Music tarafından yayımlanan, Live ann’t IJ’dir.

Karsu 2011 mayıs ayında De Centrale’de verdiği konserle Türk ve Belçikalı seyircilerin gönlünü fethetmiş ve çok olumlu eleştiriler almıştı.

Mercedes Stalenhoef tarafından çekilen “Karsu“ belgeseli 13 şubat çarşamba akşamı De Centrale’de izlenebilir. 

Karsu Dönmez  | piyano, ses
Orville Breeveld | gitar
Catalin Milea | saksofon, kaval & flüt
Sebastiaan Cornelissen | davul
Dave Breidenbach | basgitar

22.30 LUXUS / ORIENTAL BLUES

LUXUS MANİFESTO

Hayat, bize ‘acayip’ bir takım ‘şeyler’ olduğuna dair irrasyonel kanıtlarla zaten tıka basa dolu. Bizim tek yaptığımız, bunlara hafif yan gözle bakıp, sinsice gülümsemek. Bunu seçtik çünkü, yeri hazin gözlerle arşınlayan bakışlardan gerçekten çok sıkıldık. Tekrarlandıkça içi boşalan bir takım karanlık argümanların yerine; hayatın dandikliğine takla atarak ve dil çıkararak karşı durmaya karar verdik.

Ve takla attıkça fark ettik ki;

LUXUS; hayattan bunalmanın alternatifi değil, o bunalımın ta kendisidir. Gazetelerdeki asık suratlıların ve kokusunu yaydıkları politik mendeburluğun yüzüne çizilmiş bıyıktır.

Saptığı sokak ve çıkaracağı seslerle ilgili; taze ve anlık oluşları dışında hiçbirşeyi vaat etmeyen, yolcu kapasitesi oldukça geniş bir cadı süpürgesidir.

Ve dil çıkarttıkça gördük ki;

LUXUS; her seferinde başka renklerde ışık yayan 7 kişiden mürekkep bir şiirli lambadır. Boynunuzdaki kravatın yasaklanmış göbek atma isteğidir. Çaresizliğin kıçında patlayan siyah deriden dede terliğidir. Terli terli su içmenin yegane bahanesidir. Elinizde patlama ihtimali oldukça yüksek bir sıhhatli bombadır.

Şudur, budur… 

Ozan Akgöz | akordeon
Alper Bakıner | keman & ses
Burak Beyrek | davul
Olcay Bozkurt | bas
İsmet Kızıl | vurmalılar
Cem Kurt | gitar
Mikail Şimşek | trombon
Kamucan Yalçın | klarinet & ses