Avrupa Parlamentosu´nun Hollanda İşçi Partili (PvdA) sosyal demokrat millet
vekili Emine Bozkurt, Parlamento´nun Genel Kurul oturumunda Avrupa Birliği (AB) ve Irak arasındaki Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması ile ilgili söz alarak Irak´ta en zor durumdaki gruplarin sorunlarına dikkat çekti.
Irak´tan gelen haberlerin endişe verici olduğuna, dini ve etnik gruplar arasındaki tansiyonun tırmanmaya devam ettiğine ve ülkedeki durumun kötüleştiğine, AB´nin tam da böyle bir zamanda bir Ortaklık ve İşbirliği Anlasması´na adım attığına dikkat çekerek sözlerine başlayan Emine Bozkurt, Anlaşmanın öneminin de burda olduğunu dile getirdi. İçinde bulunduğumuz ocak ayı içerisinde 54 yaşındaki Süryani bir kadının boğazı kesilerek öldürüldüğünü hatırlatan Bozkurt, bunun, işlenen ilk cinayet olmadığını, Süryanilerin güvende hissetmediklerini söyleyerek azınlıkların durumuna ilişkin şöyle devam etti: “Kiliselere yapılan saldırılara ilişkin olarak kanun önüne getirilen kimse olmadı. Süryaniler kendilerini koruyacak polisin olmamasından yıllardır şikayet ediyorlar. Irak Türkmenleri de kendilerine yönelik suikastler ve adam kaçırmalar dolayısıyla çok tedirgin bir durumdalar. İşe alımlarda da ayrımcılığa uğruyor ve keyfi tutuklamalara maruz kalıyorlar.”
Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması´nı tüm bu ve buna benzer sorunlara rağmen değil, tam da bu sorunlar yüzünden desteklediğini söyleyen Bozkurt, Irak´ta insanların insan hakları, eşitlik ve hukukun üstünlüğüne dayanan sürdürülebilir bir demokrasiye ihtiyaçları olduğunu söyledi. Emine Bozkurt, sözlerine Parlamento´daki tartışma sırasında hazır bulunan Komisyon temsilcisine bu prensiplerin garanti edilmesi için ne yapacaklarını ve Irak´taki tüm etnik ve dini grupların AB desteğine güvenip güvenemeyeceklerini sorarak son verdi.
Avrupa Parlamentosu´nun yarın yapacağı oylama ile onay vereceği AB – Irak Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması içerdiği ticari hükümler dışında politik olarak da önemli hükümler içeriyor. AB ile Irak arasındaki ilk akdi ilişki olma özelliği taşıyan Anlaşma, bakanlar düzeyinde barış, dış ve güvenlik politikaları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi konulara ilişkin diyalog başlatılacağını öngörüyor.
