Belçika’nın Namur bölgesinde uzun yıllar dernekçilik yapmış ve farklı kültürel faaliyetlerde adını duyurmuş bir isim olan Rahmi Gürsever, belediye seçimlerine Sosyalist Partisi’nin (PS) listesinde yer aldı.
Namur’da Türk toplumu arasında sevilen birisi olan Rahmi Gürsever, seçimlerle ilgili Yenivatan’a özel açıklamalarda bulundu.
Sosyalist Partisi’nin 19.sırasından aday olan Rahmi Gürsever’in yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Doğuştan ve gönülden Namurluyum”
R.G.: “13 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşecek belediye seçimlerine aday olduğumu sizlere tekrar duyurmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Liste başı Fabian Martin öncülüğünde, Namur Sosyalist Partisi listesi 19.sıradan adayım. 42 yaşındayım, doğuştan ve gönülden Namurluyum. Aslen Afyonkarahisar’a bağlı Emirdağ ilçesindenim ve 70’li yıllarda Belçikaya göç etmiş işçi bir ailenin en küçük oğluyum. Felsefeye meraklıyım. Sanata, kültüre, spora, bilhassa uzak doğu spor dallarına ve müziğe ilgi duyuyorum.”
“Beni ne motive ediyor?“
R.G.: “Namur Bölgesel Uyum ve Kültür Merkezinde sosyal danışmanlık alanında memur olarak çalışıyorum. Eğitimimden ötürü, kültürlerarası arabulucuk konusunda uzmanlaşmıştım. Kültürlerin buluşması ve diyaloğu benim için çok önemlidir. Uyum sektöründe 20 yılı aşkın bir süredir Namur dernekleri nezdinde, kültürel ve kültürlerarası diyaloğun gelişmesi için faaliyetler yürütüyorum. Eğitim dernekleri, kültürel dernekler, toplumsal gelişim merkezleri, Fransızca kursları ve yurtdaşlık kurslarına yönlendirme, gençlik merkezleri, mahalle merkezleri vb. birçok alanda faaliyet yürütüyorum. Halkın iş, eğitim, diploma denkliği, vatandaşlık başvurusu gibi ihtiyaçlarına yardımcı oluyorum. Bunların yanı sıra gönüllü olarak sosyal ve kültürel faaliyetlerde aktif rol oynuyorum.”
“Amacım nedir?“
R.G.: “Sosyal ve kültürel alanda biriktirmiş olduğum tecrübelerimi, çok az duyulan ve kurumsal karmaşıklığın kurbanı olan yurttaşlarımızın sesini duyurmak için siyasete atılmaya karar verdim. Derneklerle ilgili faaliyetlerimden dolayı zaten her zaman bir ayağım bu işlerin içinde oldu. Mesleki kariyerim boyunca ve aynı zamanda bir gönüllü olarak arzum her zaman kurumlar ve İnsanlar arasında köprü rolünü üstlenmek olmuştur. Her zaman vatandaşların istek ve arzularına yanıt verebilmek için çalıştım. Eğer oylarınızla beni seçerseniz sizler için, hepimiz için bu yönde ilerlemeye kararlıyım. Vatandaşlara, sosyal ve Kültürel inançları, dini, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun, günlük sosyal yaşamlarında gerçekten birer aktör olabilmeleri için gerekli koşulları sağlamak için çalışacağım.”
“20 yıllık dernekçilik tecrübesinden sonra neden siyasete atılma kararı aldım?”
R.G.: “Üstadın dediği gibi, aynı tas aynı hamam deme, ya tası değiştir ya da hamamı. Dernekçilik hayatımda, sürekli tası değiştirdim, baktım olmuyor. Artık hamamın değişme, yenilenme zamanının geldiğini anladım. İşte bunun için siyasete atılmaya karar verdim. Şimdi tam zamanı olduğuna inanıyorum çünkü şimdi birikmiş tecrübem var ve kurumları tanıyorum. Nasip olursa sağlam adımlarla hep birlikte daha güzel bir gelecek için ilerleyeceğiz.”
“Peki neden bölgesel veya federal değilde belediye seçimleri?“
R.G.: “Gömleğin ilk düğmesi doğru iliklenirse diğerlerininde dogru iliklenecegine inaniyorum. O ilk düğmenin doğru veya yanlış iliklenmiside topluma bağlı. Artık sizden, aranizdan biride olacak Namur siyasetinde.”
“Neden Sosyalist Partisi ile?”
R.G.: “Sosyalist Parti’ye katılmaya karar verdim. Çünkü eşitlik, özgürlük ve dayanışma gibi değerlerin yanı sıra her türlü ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı mücadele eden bir parti olduğu için. Daha kapsayıcı ve dayanışmacı bir toplum inşa etmek için çalisan bir parti olduğu için.”
“Sloganım ‘Birlikte yaşamak mı?’ Evet, hala mümkün!”
R.G.: “Mevcut İktidar her şeyi güllük gülistanlık gibi göstermeye çalışsada, Namur’da insanlar kendilerini her yerde güvende hissetmiyor. Ciddi güvenlik problemleri var. Ev kiraları aldı başını gidiyor. Namur’da yaşamak dar gelirli vatandaslar için çok zorlaştı. Fakirlik ve sokaklarda yatan insan sayısı gün geçtikçe artıyor. Kanunların gittikçe katılaşması, dernek ve STK’ların ödenek alamamaları ve kendi imkanlarıyla ayakta durmaya çalışmaları bu sektörün zor şartlarda olduğunun somut göstergesidir.”
“Zengin kesimlerin temsil edildiğini görüyoruz”
R.G.: “Kültür sektöründe sürekli zengin kesimlerin temsil edildiğini görüyoruz. Örneğin Namur tiyatrosunda neden kültürlerarası bir etkinlik düzenlenmesin? Düzenlememiz lazım artık. En son 23 Nisan çocuk bayramı etkinliğini 2000 yılında Namur Kültür Merkezinde gerçeklestirmiştik. Daha sonra? 4 duvar arasında ya da küçük salonlarda bu tip organizasyonları yaptık. Neden dünya çocuk bayramını diğer kültürlere mensup çocuklarla daha kapsamlı bir şekilde düzenlemeyelim? Hayalperest değilim ama hiçbir şey imkansız değil.”
“Türkiye siyasetini takip ediyorlardı”
R.G.: “Son olarakta şunu söylemek istiyorum, Namur’de gündemin değişmesi beni ayrıca mutlu ediyor. Önceleri yaşadıkları ülkenin gündeminden kopuk bir sekilde vatandaşlarımız genel olarak daha çok Türkiye siyasetini takip ediyorlardı. Artık Belçika siyasetini bilhassa yerel siyasi gündemi daha fazla takip etmeleri için vesile olacağıma inaniyorum attığım bu adımla. Umarım bu attığım adımla, yüksek okul ve üniversite bitirmiş gençlerimizin siyasete atılmasına sebep olur. Değerli Namurlu hemşehrim, 13 Ekim 2024’te sizlerle birlikte olmayı sabırsızlıkla bekliyorum.”