Rahmân ve Rahîm olan ALLAH’ın adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH CC içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa SAV’in, Âli’nin ve Ashabının üzerine olsun.
Yüce Allah CC şöyle buyuruyor:
“Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsra, 1)
Isra ve Miraç hadisesi
Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa SAV Bizâtihi Ruh meal Cesed yaşadığı, harikulade olayların safhalar halinde gerçekleştiği ISRA ve MİRAÇ hadiseleri önemli mucizelerdendir. ISRA hadisesi; Yüce Allah’ın bir gece Kulunu, Muhammed Aleyhisselâmı Mekke’den, Mescid-i Haram’dan, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya götürmesine denir. MİRAÇ hadisesi; Resulullah SAV’in yedi kat semaya yükselmesi ve ALLAH ile buluşmasına denir.
İsrâ ve Miraç hadiseleri, Cenâb-ı Hakk’ın kulu ve Resûlü Hazret-i Muhammed SAV’e büyük bir ikramıdır. Bu ikram, Peygamberimizin SAV hayatının en sıkıntılı anında meydana gelmiştir. Resulullah SAV Mekke döneminde son derece çile ve ıstırap dolu bir tebliğ hayatı yaşadı.
Miraç mucizesinin gerçekleşmesine maddi ve manevi sebepler vardır. Bir taraftan cahiliye küfrü ve inadına karşı mücadele verirken diğer taraftan maddeten ve mânen Kendisine destek veren pek değerli hanımı ve can dostu Hazreti Hatice RAH Validemizin vefatı ve amcası Ebu Talib’i kaybetmesidir. Belki bir sığınak, bir destek bulurum ümidiyle gittiği Tâif’ten kovularak, taşlanarak, mübârek bedenleri yaralanmış ve ayakları kan içinde kalmış halde dönmesidir. Manevi sebebi ise İlâhî lütfun, ikramın ve yardımın en yüksek seviyede, Allah’ın katında tecellî etmesine sebep olmuştur. Unutulmamalıdır ki; “Büyük fetihler, hep büyük çilelerden sonra gerçekleşir.”
Her zorluğun yanında kolaylık vardır
Resulullah SAV’in Peygamberlik hayatında nail olduğu MİRAÇ ikramı, tahammül etmesi en zor acı ve ızdırapları yaşadığı günlerin akabinde tecelli etmiştir. Resulullah SAV’in zorluğa karşı sergilediği eşsiz sabır ve tahammüle mukabil olarak Miraç Mucizesi muhteşem bir tesellî ve tebrik müjdesi olmuştur.
Hazret-i Allah şöyle buyuruyor:
“Elbette her zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (İnşirah 5-6)
“Peygamber Efendimiz SAV, bu âyet-i kerîmedeki inceliğe işaret ederek, şöyle müjde vermiştir: “Müjdeler olsun! Size kolaylık geldi; artık bir zorluk iki kolaylığa asla galip gelemez!” (Muvatta, Cihâd, 6)
Bu hadisede biz Ümmetine düşen hisse şudur ki; Mü’minler, Allah yolunda fedâkârlıklar göstermeyi, çile ve zahmetlere sabr-ı cemîl ile tahammül etmeyi, canlarına minnet bilmelidirler. Çünkü Cenâb-ı Hak; kendi yolunda tahammül edilen zorluklara, iki cihanda da kat kat Rahmet, huzur ve ecir ile mukabelede bulunacaktır.”
Miraç Mucizesi
Resûlullah Efendimiz SAV, Hicret’ten bir buçuk sene evvel Receb ayının 27. gecesi, Burak ismindeki binek ile Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya götürüldü. Sonra Miraç, bir nevi asansör ile Sahre’den (Mescid-i Aksâ’daki mübârek kayadan) dünya semâsına çıkarıldı. Semâ katlarının her birinde peygamberlerden biriyle görüştü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidre-i Müntehâ’ya ulaştı. Oradan da Refref’e bindi ve huzur-ı İlâhî’ye vardı.
Huzur-ı Ilahiye’ye varınca “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” diyerek Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz SAV ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” buyurdu.
Tahiyyât duasının anlamı
Namaz kadelerinde (oturuşlarında) okuduğumuz Tahiyyat duası Peygamber Efendimizin SAV Miraç anını yaşama zamanımızdır. Tahiyyat’ın anlamı şöyledir:
Rasulullah SAV: Sana Selam ve Merhaba Sana ey yüce Allahım! Niyaz, dua, yalvarış sana ey yüce Allahım! Arınmışlığın ve güzelliğin en hoşusun. Senden güzel, senden hoş ve arınmış olamaz.
Hazret-i Allah: Bu Selâm, Rahmetim ve Bereketim ilâvesiyle Senin üzerine olsun ey sevgili Peygamberim!
Rasulullah SAV: Yâ Rabbi! Bu Selâm bizim ve salih kullarının üzerine de olsun.
Ümmetine bir gece ve gündüzde elli vakit Namaz emrolunmuşken Resûlullah SAV Efendimizin tekrar tekrar yalvarması ile beş vakte hafifletildi. Geri dönerken bütün dereceleri ile Cennetleri ve bütün derekeleri ile Cehennem’i gördüler. Beytu’l-Makdis’e gelip Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkınca Kureyş kervanını gördü. Sabah olunca, yaşanan hâdiseleri insanlara haber verdi. Peygamber Efendimiz SAV’e Beytü’l-Makdis’ten ve Kureyş kervanının hâlinden suâl ettiler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; imandan nasibi olmayanlar ise inkâr ettiler.
Sabah mescide çıkıp bu hâdiseyi Kureyş’e haber verdiğinde şaşkınlık ve inkârdan kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu. İman etmiş olanlardan bazıları, dinden döndüler. İçlerinden bir kısmı Hazret-i Ebu Bekir’e RA koştu. Hazret-i Ebu Bekir RA, “Eğer bunu O söylediyse şüphesiz doğrudur.” dedi. “Onu, bunda da mı tasdik ediyorsun?” dediler. “Ben, Onu bundan daha ötesinde de yani Peygamberliğini tasdik ediyorum!” dedi. Bunun üzerine “Sıddîk” diye isimlendirildi.
Miraç hadisesi Peygamber Efendimizin SAV şahsında vuku bulmuş bir mucizedir. O’nun ümmeti olarak Miraçta kendisine verilenlere tabi olmakla bizlerde kendi miracımızı gerçekleştiriyoruz. Namaz, günde beş defa Yüce Rabbimizle buluşma vaktimizdir. Secde anı Rabbimize en yakın olduğumuz andır.
Miraç kandili İslam âleminin ve Ümmet-i Muhammed’in Selâmetine, Bereketine, Mağfiretine ve Kurtuluşuna vesile olsun.
Miraç kandilimiz mübarek olsun
Vesselam
Nihat Gülal