Brüksel’in ilk Türk kökenli siyasetçilerinden Halis Kökten, deprem sonrası Belçika’da yapılan çalışmaları değerlendirdi.
Yapılan çalışmaların analizini yapan duayen siyasetçi, bazı konularda sitemini dile getirdi.
Halis Kökten’in sitem dolu yazısı:
Asrın felaketi olarak yaşadığımız bu deprem bizleri derinden üzmüştür
Milletçe tarihi bir dayanışma yaşıyoruz. Nadir ulusların başaramadığını biz bu veciz milletin evlatları olarak tarihin altın sayfalarına yazılma destanındayız.
Biricik ve göz bebeğimiz olan Anavatanımıza bağımlılığımızı hiç kimse sarsıtamaz.
Lakin bu yardımlaşma hususunda bazı zafiyatletide ele alıp özeleştirimizide yapmalıyız.
Naçizane gözlemlerim.
20 yıl önce Gölcük depremindeki yardım kampanyasından hiç ders almadığımız ortadadır.
Evet o yıllar ülkemizin ekonomik ve lojistik şartları zafiyeti belliydi.
Su an ülkemiz her konuda müthiş ilerlemeler kayıt etmiş durumdadır.
Gönül isterdiki Hollandalı vatandaşlarımız misali Belçika’da yaşayan 280 bine yakın vatandaşımız bilinçli ve organize şekilde yardıma koşabilseydi.
Vatandaşlarımız halisane niyeti ortada ve diğer milletlerde olmayan vatanperverlik ve insani yardım duygusu hala içimizde bir alev gibi yapmaktadır.
Toplumun önde gelen federasyonlar, dernekler, siyasiler maalesef kolkola edinemediler.
İnanıyorum eğer daha birliktelik olsaydı hem aramızdan kat kat daha verimli olurken diğer milletlerinde iştirakinde daha organize olurdu.
Dediğim gibi ülkemiz kendi yarasını saracak kapasiteyi yakalama yolundadır. Devlet millet dayanışması iyi seviyede gidiyor.
Bizden beklenenler:
Hepiniz şahit olduk,vatandaşlar iyi niyetle elinden geleni yapma gayreti gösterdi. Ama bazı insanlarımızın yardım amaçlı getirdikleri eşyalar göz yaşartıcı durumda. Bazı toplama üniteleri sanki çöplük erzakları toplama merkezine dönüştü. Binlerce gönüllülerin sitemlerine şahit olduk.
Doğal afetlerde bilinçli yardım etmek en mantıklıdır.
Temel ihtiyaç dururken habiye,disko kıyafeti getirenlere ne demeliyiz.
İlerisi için:
Belçika’da yaşayan Türkler daha organize olmalıdır.
Resmi makamların toplama merkezlerine gelip moral vermenin yanısıra bu işlerin daha objektifli ve daha verimli olabilmek için topluma yıllarca emek veren STK’ları bir çatı altına alması şarttır.
Yardım komitesi kurulması gerekiyor.
Ve yardım malzemelerin temel ihtiyaçlarına yönlendirilmesi ve direktifler verilmesi gerekir.
Öncülük maddi (ekonomik) yardım olunmalıdır.
Tıbbı, lojistik, insanı ve enerji ve barınma malzemelerin üzerine endekslenmemizi organizesi şarttır.
Siyasilerin yaşadığımız ülkenin kurumlarıyla içli dışlı temaslar sağlanıp devletler arası kurumları tez harekete geçirilmeli.
Her vatandaşımız komşuluk ve iş yeri ilişkilerini akıllıca organize edilmeli.
Buradan gidecek maddi yardımları devletin resmi kurumlarına direk aktarılması gerekir.
Maalesef bu tür durumlarda suistimaller çıkıyor ve köşeyi döme amaçlı adı tuzu belli olmayan dernekler türüyebiliyor.
İçimizdeki müptelalara mesajım: Sen Anavatana gittiğinde :
En güzel tatil
En güzel restorant
En güzel gezinti
En zenginim diyen
En güzel daire
En güzel arabam
En güzel havaların
Bü o ülke kan ağlıyor ve
Sen elini cebine atamadın. Vay senin Türklüğüne vay senin Milliyetçiliğine.
İşine geldiğinde Türklerin tarihsel ve kültürel başarısıyla övünürsün.
Vay senin insani anlayışına.
Vay senin egoistliğine.
Burada Arap pavyonunda bir masada bin Euro hava için harcamayı bilen.
Bu lafım Belçikada şirket sahibi olup yinede Türk insanının sırtından zengin olduğunu sanan ve depremzedelere yardıma gelemeyen mahluklar gelsin.