Sevgili Yenivatan okurları, uzun zamandır köşe yazıları yazmıyordum. Nedenini sormayın çünkü net olarak ben de bilmiyorum. Aklımda her zaman işlemek istediğim güzel konular var ama sanırım o motivasyonu bulamıyordum. Fakat artık önümüzde bulunan bazı engelleri aştım ve bundan böyle sık sık gümdemde olan veyahut önemli gündem dışı konuları köşemden işleyeceğim.
Şimdi gelelim bu yazıdaki konumuza. Konumuz, başlıkta gördüğünüz gibi Nevruz Bayramı. Daha ziyade, Nevruz Bayramı kimlerindir ve kutlanır mı gibi sorulara cevap arayacağız.
Eskiden beri kendi kendime hep sormuşumdur; “Nedir bu Nevruz Bayramı?” diye. Çünkü, biz Emirdağ yörüklerinin kültüründe böyle bir bayram yok. Geçmişte olduysa bilmiyorum ama ben kendimi bildim bileli, bizde böyle bir bayramın ne adı geçti ne de şanı. Bildiğim 2 bayram oldu. Birisi Ramazan diğeriyse Kurban Bayramı. Ama şimdi gel gelelim, etrafımda bir çok kişi bu bayramı kutlar oldu. En azından sosyal medya üzerinden.
Ancak şunu da belirtmemde fayda var. Özellikle 90’lı yıllarda, Türkçe yayın yapan kanalların bizim eve geldiği dönemde, Nevruz Bayramı ana haberlerde konu edildiği zaman, ateş üzerinde zıplayan ve terör örgütü propagandası yaparak polisle çatışan gruplar görürdük. Bu yüzden bu bayram, zihnimde her zaman negatif bir yer edinmişti.
Fakat sonradan anladım ki, bu bayram sadece “Newroz piroz be” diyerek olay çıkaranların bayramı değilmiş. Zira bu bayramı kutlayan başka halkların da olduğunu gördüm.
Öncelikle “Nevruz” kelimesinin sözlükteki anlamına bakalım. Kelime kökeni Farsça olup TDK’ya göre anlamı şu şekildedir:
– Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
– Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
– Nevruz otu
Nevruz Bayramı ise şu şekilde ifade edilmiş:
Dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı. Nevruz bayramına 4 hafta kala, her salı günleri özel günler olur ki, bunlara çarşamba denir.
Peki, Nevruz Bayramı’nı kimler kutlar?
Nevruz Bayramı, Zerdüştlük ve Bahailer için de kutsal bir gündür ve tatil olarak kutlanır. Kürtlerde, Nevruz bayramının Kürt ve İran mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesi’ne dayandığına inanılır. Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında da Göktürklerin Ergenekon’dan çıkışı anlamıyla ve baharın gelişi olarak kutlanır.
Türkler açısından Nevruz Bayramı:
Türklerin (Göktürklerin) Ergenekon’dan demirden dağı eritip çıkmalarını, baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Doğu Türkistan’dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, MÖ 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart’ta kutlanır.
Türkiye’de bir gelenek, Türk Cumhuriyetleri’nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir.
***
Ne kadar da ilginç öyle değil mi? Kürt mitolojisinde Demirci Kawa efsanesi var, Türklerin Ergenekon destanında ise, demirden dağ eritilip içinden çıkılıyor. İki ayrı milletin efsanesinde de, eritilen bir demir söz konusu.
Bu bayram her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1995 yılında bayram olarak kabul görmüşse de, önem veren halklara saygıdan dolayı kabul gördüğünü tahmin ediyorum. Zaten devlet açisindan pek fazla bir ağırlığı olmayan bir bayram olduğu ortada.
Şimdi bu bayramın dini açıdan hükmü nedir?
Dini bilgilerim bir din adamı kadar derin olmasa da, nasıl ki, Noel ve yılbaşı ya da paskalya bayramlarının dinimizde yerlerinin olduğunu düşünmüyorsam, Nevruz Bayramı için de aynısını düşünüyorum. Ateşlerin yakıldığı ve üzerinde zıplandığı bir kutlamayı kapsayan bir bayramın benim dinimde yeri yoktur.
Bu konuda yaptığım araştırma doğrultusunda ise, şu hadisi gördüm ve bunu okuyup idrak etmenizi tavsiye ederim.
Nitekim Enes b. Mâlik’ten, Allah ondan râzı olsun, rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (hicretten sonra Mekke’den) Medine’ye geldiklerinde, Medinelilerin (Nevruz günü ile Mehricân günü diye) eğlendikleri iki günleri vardı.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- Bu günler nedir? Diye sordu.
Medineliler:
- Biz (İslâm’dan önce), câhiliyet devrinden beri bu günlerde eğleniriz, dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu
- Şüphesiz Allah size, o iki günün yerine daha hayırlı olan iki bayramı: Kurban bayramı ile Ramazan bayramını vermiştir.”
(Ebu Davud; hadis no: 1134. Nesâî; hadis no: 1556. Elbânî de; “Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha”; hadis no: 2021’de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)
Cafer Yıldırımer
Sizi Türkiye’den takip ediyorum, harika bir yazı olmuş teşekkür ederim.