Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın (c.c.) adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in, âli’nin ve ashâbinin üzerine olsun inşaallah. Âmin.
Hazret-i Allah Celle Celâlühü Kur’an-ı Kerîminde şöyle buyuruyor;
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab’a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manası ile sapıtmıştır.” (Nisa suresi 136. Âyet-i Kerîme)
Muhterem Müslümanlar,
Daha evvel” Îmânın şartları” ile ilgili meselede bahsettiğimiz üzerine ÎMÂN, Peygamber efendimizin (s.a.v) Allâhü Teâlâ tarafından getirip tebliğ buyurduğu; bilgirdiği hususların tamamını kabul ve kalbi ile tasdik etmektir. Îmân, kalbin bu tasdikinden ibârettir. Fakat kişinin, hayatında ve ölümünde kendisine Müslüman muamelesi yapılması için kelime-i şehâdeti (Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh) kalbi ile tasdik edip dili ile söylemesi şarttır. Îmânın şartları altıdır. Bu altı şart Âmentü duasında açıklanmıştır.
“Ben Allâhü Teâlâ’ya ve O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allahü Teâlâ’nın bilip dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek haktır. Ben şehâdet ederim ki, Allâhü Teâlâ’dan başka ilâh yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed (s.a.v) Onun kulu ve resûlüdür.
ÎMÂNIN DEVÂMININ ŞARTLARI;
Îmânı muhafaza hususunda bütün müminlerin aşağıdaki hususlara dikkat etmesi lazımdır:
1- Gaybe inanmak. Gayb beş duygu ile anlaşılamayan şeylerdir. Allâh, Melek, Cennet, Cehennem, ve Cin.
2- Helâlin helâl olduğuna inanmak. Yani helâl şeylere haram dememek.
3- Haramın haram olduğuna inanmak. Yani haram olan şeylere helâl dememek. Meselâ: Bira dâhil alkollü içkilere, fâize ve diğer haram olan şeylere helâl dememek.
4- Dâimâ Allah’tan Celle Celâlühû korkmak.
5- Mukaddesâta, Din-i Mübin-i İslamın mukaddes saydığı şeylere hurmetkâr olup hafife almaktan kaçınmak.
6- Allah’ın Celle Celâlühü rahmetinden ümidini kesmemek.
7- Mü’mini mü’min bilip, kâfiri kâfir bilmek. Bir kimse, sözle, yazıyla veya fiilen din düşmanlığı yapan birine Müslüman dese dinden çıkar. Ayrıca, Din-i Mübin-i İslam’ a hizmet eden ve dinimiz İslâmı yaymaya çalışan îmân sahiplerine de kâfir diyen, yine dinden, İslâmdan çıkmış olur.
8- Hazret-i Allah’a Celle Celâlühü mekân izafe etmemek. Meselâ, Allâh göktedir, demek insanı dinden, İslâmdan çıkarır.
9- Kur’an-ı Kerîme şüphesiz inanmak. Meselâ, Kur’an-ı Kerimin eksik veya fazla olduğunu söylemek, Cebrâil Aleyhisselâm hata etti demek, insanı dinden, İslâmdan çıkarır.
ÎMÂNIN KORUYCU KALELERİ
ÎMÂN, mü’minin kalbinde Hazret-i Allah’ın Celle Celâlühü yaktığı bir meşale, bir nurdur. Bunun koruyucu kaleleri, surları ise, şu şekilde olduğu gibi farzlar, vâcipler, sünnetler, müstahaplar, menduplar ve nâfilelerdir.
ÎMÂN, bu ibâdetlerle çerçevelenip kale içine alınarak korur. İmanı koruyan kaleleri yıkanlar yani, farzları, vâcipleri, sünnetleri terk edenler, imanlarını kolay kolay muhafaza edemezler, koruyamazlar.
Hazret-i Allah Celle Celâlühü biz mümin kullarına imanlarını muhafaza edenlerden eylesin inşaallah. Hazret-i Allah Celle Celâlühü bizlerden, sizlerden razı ve memnun olsun insaallah. Cumamız mübarek olsun. Hayırlı ve Bereketli Cumalar dilerim.
Vesselâm
Nihat Gülal
İmam-hatib, Vâiz, Hocaefendi