Emirdağ Türkmenlerinde ayna ile ilgili pek çok inanış bulunmaktadır. Önce bu inanışları yazıp, kültürümüz içindeki ayna kültürü üzerinde duracağız. Yazacağımız ayna inanışlarının bazıları bugün itibarı ile unutulmuş, bazıları ise halen yaşamaktadır.
Topakevlerindüğnüğünde ayna bulunur. Ayna bulundurulmasının sebebi aynanın kutsal sayılması ve ev ahalisini nazarlardan koruması içindir.
Bir türküde: “Eledim eledim höllük eledim
Aynalı beşikte çocuk beledim” sözleri ile karşılaşırız. Aynalı beşik Emirdağ Türkmenleri arasında da kullanılır. Ayna, beşikteki döşeğin altına konulur. Böylece ayna çocuğu kem nazarlardan korur. İnanışa göre, cin-şeytan çocuk kısmına çok uğradığından, beşikte ayna olunca cin-şeytan hangisine çarpacağını şaşırır.
Emirdağ Türkmenlerinde düğünlerde “Bayrak Kaldırmak” esastır. Büyükçe bir sopaya bayrak geçirilir. Bayrağın üst kısmına kırmızı-beyaz-sarı-yeşil-mavi mendiller bağlanır. Mendillerin bağlanma noktasına bir cep aynası tutturulur. Bayrak, oğlan evinin en büyüğünün evinden kaldırılır. Çalgı eşliğinden oğlan evine gelinir. Aynalı Türk bayrağı oğlan evinin çatısına yerleştirilir. Düğün boyunca çatıda kalır. Çoğu kez sırığın ucuna bir kızıl elma konulur. Bu, bizim eski ülkümüz olan ‘’Kızıl Elma’’ ya bağlıdır. Eskiden bayraktaki aynaya silahla ateş edilirmiş. Ancak atışlardan bayrak delindiği için bu gelenekten vazgeçilmiş.
Gelinbaşı, horoz tozaklarıyla yapılır. Gelinin alnına gelecek şekilde küçük bir cep aynası konur, gelinin yüzü kırmızı bir ipekli kumaş ile örtülür.
Evde ayna kırılması büyük uğursuzluk sayılır. Ayna kırıldığı zaman kırıklar toplanır, toprağa gömülür veya evin uzağına atılır. Evin bütün fertlerinin başı etrafında tuz, sabun ve ekmek dolaştırılır. Tuz ve sabun fakirlere gönderilir. Ekmek ise köpeklere atılır. Kırık ayna kesinlikle kullanılmaz.
Delikanlılar sevdikleri kızlara hediye olarak ayna ve mendil gönderirler.
Gelin, kız evinden alınırken yenge kadın, gelin aynasını yanına alır. Gelin aynası çok iyi korunur. Kırılması büyük uğursuzluk sayılır. Gelinin ayağının düşmeyeceğine işaret eder. Gelin araçtan indirilir, damat altın takar, kurban kesilir, kurbanın kanından gelin ve damadın alınlarına sürülür. Her ikisi gelin aynasına baktırılır. Gelin aynası gelin odasına asılır.
Gece aynaya bakmak uğursuzluk sayılır. Gençlerin talihlerinin kapanacağına inanılır. Bir Emirdağ türküsünde; “Yeşil ayna takındı mı beline
Gelin kurban olam tatlı diline” denir. Yeşil ayna takınmak alımlı-gösterişli olmaktır. Rüyada ayna görmek aydınlığa ve murat görmeye işaret eder.
Göktanrı inancında, Tanrı gönderdiği bir varlıkla gökyüzüne iki büyük ayna koyarak, dünyayı aydınlatır. Şaman törenlerinde bakır ayna şamanın başka âlemleri görmesine yardımcı olur. Eski Türklerde ayna, ay ve güneşin sembolüdür. Bazı eski Türk mezarlarından ölünün yanında bulunan eşyalar arasında ayna da çıkmıştır.
Şaman ve kamlar ayna ile suyu kutsarlar. Aynada insanların günahlarını görür, geleceğini açıklarlar.
Allah’ın sır ve hikmetlerini aksettirdiği için Hz.Muhammed’in Kalbi Mir’at-ı Muhammet (Muhammed’in Aynası), Mir’at-ı Muhabbet (Sevginin Aynası) isimleri ile anılır.
Dervişlerin kalpleri ayine-i dil (Gönül aynası) dir. Kalbi Allah’tan başka herşeyden temizlemek ve kalbin, kulun Rabbine aynalık etmesini sağlamak tasavvufun başlıca amacıdır.Hz.Mevlana: “Allah’ın büyüklüğünü görmek isteyen suyun yüzüne baksın” der. Bu sözdeki kasıt, sudan yaratılan insanın kendi yüzüne bakmasıdır.
Ayna, aydınlığa kavuşma, isteği ulaşma anlamındadır. Nur, ışık ve su ile eşanlamlı olarak kullanılır.
Atasözlerinde rastladığımız: “Komşu komşunun aynasıdır veya arkadaş arkadaşın aynasıdır” biçimindeki deyişler aynanın sosyal hayatımızdaki yerinin belirler. Ayn kelimesinin göz anlamına gelmesi, aynanın nazarı önlemesi arasında bir bağlantı kurulabilir.
Ayna; doğum, nazar, bereket, kısmet, evlenme, ölüm, murat, görme gibi sosyal hayatın pek çok safhasında halk kültürünün temel öğelerinden biridir.
Ahmet Urfalı