Dağlık-Karabağ savaşının ardından bölgedeki durumu, Rusya ve Türkiye ile olan ilişkileri ve Avrupa Birliği (AB) ile görüşmeleri değerlendiren Isgandarov, Türkiye ve Rusya ile kurulan güçlü ilişkilere dikkat çekti.
Azerbaycan’da Rusya ve Ukrayna dahil birçok milletten insanın yaşadığını ve toplumlarının bir aile yapısını temsil ettiğini belirten Isgandarov, Azerbaycan kimliğini kabul eden herkese kapılarının açık olduğunu söyledi. Isgandarov, “Azerbaycan bir ailedir ve bu ailenin içinde yer almak istemeyenler varsa ülkemize sadece izinle girebilir” dedi.
Dağlık-Karabağ sorununda Türkiye’nin Azerbaycan’ı desteklediğini ifade eden Isgandarov, Ankara ile Moskova’nın bu süreçte tüm uluslararası kanunları yerine getirdiklerini belirtti.
Rusya ve Türkiye’nin Suriye’deki işbirliğinin mecburiyetten ortaya çıktığını belirten Isgandarov, Dağlık-Karabağ’da ise işbirliğinin istekten doğduğunu vurguladı. Büyükelçi, ”Birçok ülke çok kıskanç davranırken Türkiye ile Rusya dostça yaklaştı ve bölgedeki insanların normal ve mutlu yaşayabilmeleri için ellerinden geleni yaptı” ifadesini kullandı.
Türkiye ve Rusya’nın işbirliği sayesinde Dağlık-Karabağ’da ileriye dönük adım atılabildiğini belirten Isgandarov, “800.000 Azerbaycanlının yaşadığı bir bölgeden bahsediyoruz. Biz oraya yollar, köprüler ve binalar inşa etmek istiyoruz. Ermenistan sadece Azerbaycan veya Türkiyenin bu doğrultudakı girişimlerini tehdit olarak algıladığı için Türkiye və Rusya ile ortak işbirliği ile bu sorunu aşa biliyoruz.” dedi.
“Savaşın Ardından AB Benzeri Model Kurulabilir”
Dağlık-Karabağ sorununda Avrupa’nın yeterince işbirliği göstermediğini belirten Isgandarov, Avrupa ile belirsizliklerin yakın gelecekte çözüleceğine inandığını belirterek, “İletişimde olduğumuz üç ülke Rusya, ABD ve Fransa’dır. AB adına Dağlık-Karabağ sürecinde Fransa temsilci olmuştur. Azerbaycan’ın istediği şartlar açık ve nettir. AB ile konuşulan konuların şu an ne kadar yerine geleceği belirsizdir. Bu hususlara yakın zamanda açıklık getirilecektir” açıklamasını yaptı.
Dağlık-Karabağ hususunda Flaman hükümetinin açık şekilde Azerbaycan karşıtı bir tutum sergilediğini belirten Isgandarov, “Biz bunları anlıyoruz ancak bizim iletişim kurduğumuz taraf Belçika. Belçika ile milyarlarca euroyu kapsayan ciddi ekonomik anlaşmalar söz konusu. Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan’ı da içine alan ekonomik ilişkiler içinde yer almaktadır ve milletlerarası kültürü oluşturmak ve şirketler arası işbirliği aşamasında önemli projeler söz konusudur” dedi.
Yapılacak projelerin çok olduğunu belirten Isgandarov, ağırlıklı olarak ekonomik ilişkilerin önde geleceğini ve Belçika’nın her zaman muhatapları olduğunu belirtti.
Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sınırların düzenlenmesinde harekete geçtiğini ve 1975’inci yıl Helsinki Anlaşması ile önemli bir adım attığını belirten Isgandarov, aynı düzenlemelerin Kafkaslar için de olması gerektiğini belirtti. Isgandarov, Rusya’nın bugün Kazakistan ve Ukrayna gibi ülkelerle halen sınır düzenlemeleri konularında meseleleri olduğunu not düştü.
Türkiye’nin de bir Kafkas ülkesi olduğunu belirten Isgandarov, Dağlık-Karabağ savaşından sonra “Türk kardeşlerimiz ile bölgede Avrupa Birliği’nden de özel bir model yapılabileceğini” belirtti. Arzusunun bu olduğunu belirten Isgandarov, böyle bir modelin hayata geçeceğine de inandığını belirtti.