“Üzüldüm de geldim”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hasan dede 63 yaşında oldukça dinç bir bedene sahip. Eşinin ölümünden sonra bir tek oğlu Mehmet ile birlikte kalmıştı! Bir süre sonra oğlu babasının sevmediği bir ailenin kızını istediğinden babayla araları açılmştı. Baba ne kadar “İstemem o ailenin kızını evimde, hakkımı helal etmem, evlatlıktan reddederim” dediyse de, sevmişti bir kere. Sonuç ne olursa olsun, kararını kendisi verip sevdiğini kaçırıp şehire yerleşir.

Mehmet evleneli 7 yıl olmuştu. Araya babasının arkadaşlarını koysa da, bir türlü babanın gönlü olup barışmıyor. Gelinini ve torununu da istemiyordu. Mehmet, buna rağmen her bayram babasının kapısını çalıyor ve kapıdan gönlü buruk dönüyor. Babanın elini öpüp helallik alamıyordu…

Hasan dede artık 70 yaşına gelmiş tek başına oturduğu evinde. Bir öğle vakti kendi halinde küçük siyah tavasında pancarlı bulgur pilavının yanında da buz gibi koyun yoğurdu. Ayranını kendi yaptığı tahta kaşık ile kaşıklarken, telefonun sesiyle yer sofrasından uzandığı ahizeye…
Aaaloo buyrun !
Selamunaleyküm…
Ve aleykümselam …
Hasan ağa; Ben Osman, nasılsın ?
Hamdolsun iyi diyelimde iyi olalım, tek başına bir evde ne kadar iyi olunursa okadar iyiyim işte…
Evet anlıyorum..! Hasan arkadaşım senin oğlan….
Oooosmaaannn benim oğlandan bahsedeceksen konuşmayalım lütfen!
Tamam Hasan ağa zaten son kez konuşacağız senin oğlandan… Bugün ikindi namazını mütakip çarşı camiinde cenaze namazı var onu haber vereyim diye aramıştım, “Başınız sağ olsun.”
Benim mi ..?
Evet…
Kimim öldü ki..?
Mehmet’i sabah işe giderken trafik kazasında kaybettik..!
Mehmeeeeeeet oğluuuuum……………..

Ahizeyi elinden nasıl bıraktığını bilemeden titrek elleriyle oğlunun önceden göndermiş olduğu bir mektuptaki adresi bulabildi…
Kapıları dahi kilitlemeden sağ ayakkabbısını sola, sol ayakkabbısını sağa giydiğinin farkına varmadan… İleriki yoldan geçen bir taksinin önüne atlayıp durdurdu ve elindeki adresi hiç ses çıkarmadan kızargın gözleri titrek eli ile şoföre uzattı. “devam” diye bildi titrek sesiyle…

Nihayet 2 saate yakın bir süre sonra oğlunun evinin önünde duran taksiden inip kalabalığı görünce dizlerinin bağı çözülmüş, 70 yaşı sanki ikiye katlanmıştı. Evlat acısı bu kadar zormuş deyip iç geçirdi… Eşimin öldüğünde bile bu kadar yanmamıştı ciğerim diye düşünürken. Resimlerden tanıdığı dedesini büyüklerinin de yönlendirmesiyle “Dede, dede” diye sünnet elbisesi giyimli 7 yaşında bir çocuk bacaklarına sarılarak öper. Anlar ki, torunu…
Torununu nemli gözlerle titrek dudaklarla öperek “Baban nerde oglum..?
Çarşıya camiye gitti, imamın yanına dede..!
Vah benim öksüzüm babayın ölümünde seni niye bu kadar süslediler diye mırıldandı… Büklerden yanına gelenler… Hasan dedeye; “Hoş geldin, hayırlı olsun Hasan dede” deyip elini öpmeye çalışanlar karşısında şok üstüne şok geçirir, kızgın ve yüksek sesle…
Ne hoşu ne hayırlısı, cenaze evinde baş sağlığı dilenir..!
Misafirlerden bir tanesi şaşırarak sorar, kimin öldü Hasan dede ?
Kim olacak oğlum ölmüş..! Benimle mi eğleniyorsunuz ?
Öğleyin Osman aradı oğluyun cenaze namazı var diye, şimdi torunuma sordum..? O’da babam camide dedi çocuğu da öyle kandırmışsınız, babasının geleceğini bekliyor.

Yine Hasan dedeye misafirlerden bir tanesi, evet Hasan dede gelecekler imam ve cemaat ile birlikte ama torunuyun sünnet yemeği var oğlun Mehmet imamı getirmeye gitti.
Neee.. ? ALLAH’a binlerce şükürler olsun… “Aman ALLAH’ım kimseye evlat acısı çektirme .”
Osmaaan… Nerde o çağırın bana …
Osman oturduğu sandalyeden hiç kıpırdamadan : Hoş geldin Hasan ağa !
Neden yaptın bana bunu Osman ?
Neden olacak Hasan arkadaş “bir türlü barışmıyordun.” …

Dost dili gönül bağı ile bağlıdır
Halden bilene sükutta bir çağrıdır.

Yandı bağrım üzüldümde geldim
Ahir ömrümde torunumu sevdim.

Her kelam bir öğreti olsun Abdil
Eğitime göre nasihat verir dil.

Abdil Göktekin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.