Türkiye’den Belçika’ya İşgücü Göçü’nün resmi olarak başladığı 1964 yılından bu yana, çok sayıda çift, aile birleşiminden yararlanarak, eşini Belçika’ya getirdi.
Birinci jenerasyonla başlayan bu gelenek, ikinci ve üçüncü jenerasyona kadar devam etti. Ta ki, 2010 yılların başlarına kadar.
2010 yılların başlarında, kanunlarda yapılan değişikliklerle, aile birleşimi konusunda, Belçika’da yaşayan ferdin maddi gelirinin iyi olması, gelecek olan eşinin yeterli seviyede dil bilmesi gibi çok sayıda zorunlu şartlar getirilerek, aile birleşimi zorlaştırılmıştı.
Ancak 15 Mart 2016 tarihinde Michel hükümeti zamanında kanunda yapılan değişikliklerle, aile birleşimi tamamen zorlaştırıldı.
Tabi, bu zorluk, Türkiye ve Fas gibi Avrupa Birliği dışında olan ülkenin vatandaşlarını kapsadığı belirtmek gerekir.
Şimdi bu konudan muzdarip olan Ali K. isimli bir vatandaşımız bu konuyu, Yenivatan’a gönderdiği mail ile dile getirerek, durumun ehemmiyeti hakkında önemli bir hatırlatmada bulunmuş.
Kendisi gibi Belçika’da çok sayıda Türk vatandaşının aynı sıkıntıları çektiğini belirten Ali K.’nın gönderdiği mail’i sizlerle paylaşıyoruz.
Ali bey, yaşadığı sıkıntıları bu sözlerle ifade ediyor:
Yıllardır yaşadığım bir sorunu ve araştırdıkça başka birçok insanın da aynı sorundan muzdarip oluşunu size bildirmek ve mümkünse bu sorunu medya aracılığıyla paylaşmanız için size konuyu yazıyorum.
Ben 8 yıldır Belçika’da yaşıyorum. 5 yıllık oturumum var. Eşim ise 7 yıldır Belçika’da yaşıyor. Ve illegal statüsünde. 3 yıllık birlikteliğimiz ve 7 aylık resmi evliliğimiz var. Evliliğimiz Belçika makamlarında yaptık.
Evlilik aşamasında uzun bir prosedür var. Birçok evrak isteniyor ve bazılarının Türkçe karşılığını araştırıp anlamak ve bulmak bile haftalar sürebiliyor. İstenen evraklar binbir güçlükle hazırlanıp belediyeye verildikten sonra 3 aylık ve 2 aylık iki kez uzatma süresiyle 5 ay boyunca sadece “evlenebilirsiniz” veya “evlenemezsiniz” cevabı alabilmek için bizleri ‘araştırma, soruşturma’larının bitmesini bekliyoruz. Sonrasında ‘şartları karşılıyor isek’ evlenebileceğimize dair onay çıkıyor. Evlilik tarihi için birkaç hafta veya ay bekleyip evlenebiliyoruz.
Sorasında oturum hakkı veya kimlik alabilmek için başka bir prosedür başlatmamız gerekiyor. Bunun için ise farklı kanun maddeleri ve farklı prosedürler var. Ve bu süreç yıllarca sürüp bizim gibi yüzlerce erkek, kadın, çocukların sorunlar yaşamasına gerekçe oluyor.
İşte bizim gibi yüzlerce belki binlerce insanın asıl mağduriyeti de burada başlıyor. İlk olarak çalışma şart koşuluyor. Peki işi olmayan insanların evlenmesi, mutlu bir aile, yuva kurması yasak mı ağabey? Nasıl geçinebileceği soruluyor ise evlenmeden önce nasıl geçindiğini sormaları, sorununa çözüm bulmaları gerekmez mi? Sadece evlenince mi bu sorun oluşuyor?
Diğer bir konu illegal olan eşin legal olamaması. Binbir zorlukla evlilik yapılabilse de konu ülkede yasal olmaya gelince ayak diretiliyor. Nedenini sormayın, nedeni yok. Belçika bürokrasisinin karmaşıklığı konuya tuz biber oluyor. Belediyeden önerilen çözüm ise vatandaşı olunan ülkeye, oturumu olmayan eş gidecek ve Belçika’daki eş aile birleşimi başvurusunda bulunacak. İyide zaten eşler birlikte. ‘Araştırma, soruşturma’ yapılacaksa burada da yapılabilir, hatta daha kolay yapılabilir.
Sözün özü bu sorun çok uzun yıllar insanları mağdur ediyor. Zaten Ülkesinden ayrılarak hüzünlü bir yolculuğa çıkmış olan bizler, bu sorunlarla ikinci kez mağdur oluyor, psikolojik sorunlar yaşıyoruz. Evlerimizde sürekli bir sıkkınlık, bıkkınlık yaşıyoruz. Çocuklarımız kimliksiz, eşlerimiz hastanelere gidemiyor, tedavi olamıyor. Bu süreçte iş bulmaktaki zorluk, her kurumdan randevu almanın haftalar sürmesi ve daha birçok şey.
Bu konuyu sosyal medyada paylaşınca gördüm ki birçok insan, aile aynı konudan müzdarip. Tabi herkesin özgün sorunu var ancak, konu aynı. Herkes ‘eşime oturum alamıyorum’ diyerek dert yanıyor. Herkese açık paylaşımlarda sorununu dile getirenler olduğu gibi, şahsıma özel yazıp sorununu anlatanlar, çözüm sunmaya çalışanlar çok oldu. O kadar insan, o kadar olay, yaşanmışlık dinledim ki derdim üzerine dertler eklendi. Ve bu konuda birşeyler yapma gereği hissettim.
Bu nedenle konuyu size aktarıp, basında yer bulması arzusuyla paylaşıyorum. Umuyorum ki yüzlerce insanın yaşadığı bu insan hakkı sorununu, bu mağduriyeti giderecek gazeteciler, avukatlar, politikacılar konuyla ilgilenirler.
Vatandaşların sessiz çığlığını, toplumun çözülemeyen problemlerini, Belçika’nın karmaşık bürokrasisini umarım nihayete erdirebiliriz.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Teşekkür ederim.
Cafer Yıldırımer
niye geldi belcikaya geri gitsin