Bilim adamlarının söylediğine göre;
Havada hiçbir şeye tutunmadan iki saat asılı kalıyormuş. Görebilsek altından geçeriz, üzerinden atlarız mesela bir şekilde olayı hallederiz, çözeriz, biter! Yok ki? nerede, bilinmiyor!
Çelik yüzeylerde tencerede tavada iki üç gün yaşayabiliyormuş. Ah görebilsek, o tavayla ona bir girişirdik, aklını alırdık. Ama nerede?
Plastik torbalarda, üç gün yaşıyormuş. Görebilsek o plastik torbayı başka bir plastik torbaya koyduğumuz gibi doğru çöpe atardık!
Camda, bardakta dört gün yaşıyormuş. Camı kıracak halimiz yok. Hadi yine camı deterjanla temizleriz.
Bakır kaplarda dört saat kalıyormuş. Her şeyi bakıra mı çevirsek? Onu da iki de bir kalaylamak lazım. Kolay mı?
Yani bir şekilde hayatımıza girdi, birisi çıkıp ben ilacını ya da aşısını buldum demeden bizlere rahat olmayacak galiba.
Fransa’da Veteriner bir araştırmacı covid-19 lü hastaları arayıp bulacak, enfekte olan insanların kokusunu algıyabilecek köpek eğitmeye çalışıyor.
Hadi hayırlısı, o da bir araştırmacı. Eğer başarırsa test yapmaya gerek kalmadan köpek gelecek, kokulayacak ve covid-19 var mı? Yok mu? Bilecek. Bravo, işin bu yönünü araştıran olmamıştı, en azından şimdiye kadar.
Her şeyden önce kendi hayatlarını tehlikeye atarak amacı insanlığa hizmet olan değerli sağlık çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Önceden de vardınız, şimdide iyi ki varsınız. Teşekkürler.
Şair Ebuzer Özkan