Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın (c.c.) adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in, âli’nin ve ashâbının üzerine olsun inşaallah.
Hazret-i Allah (c.c.) Cuma süresinde şöyle buyuruyor:
Ey imân edenler! Cuma günü namaz nidâ olunduğu zaman (yani namaz için çağrı yapıldığı zaman) Allah´in (c.c.) zikrine (namaza) koşun, alışverişi terkedin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Cuma süresi)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Cuma günü olduğu zaman, cinler ve insanlar hâriç bütün mahlûkât, o günden (kıyâmet kopacağından) korkarlar. Ve muhakkak cuma gününde iyilikler(in sevâbı) katlanır, kötülükler(in cezâsı) da katlanır.” (Hadis-i Şerif)
Muhterem Müslümanlar,
Mağlumumuz olduğu üzere biz Müslümanlar için Allahu teâlânın ikramı olarak 3 bayramımız vardır. Ramazân-ı şerif orucundan sonraki Ramazân bayramımız, Kurban Bayramımız ve Cuma günümüz bizim içinde bir bayramdır. Yılda sadece bir defa Ramazan Bayramını ve bir defada kurban bayramını idrak ederek tebrik ediyoruz. Bir bayramıda bizler her hafta Cuma günleri idrak ediyoruz. Bu vesileyle bu haftaki yazımızı Cuma gününün fazileti, edâsının ve vucubunun şartları hakkında bahsetmeyi uygun gördük.
Cuma günü, Biz Müslümanlarca pek mübârek bir gündür. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür. Âdem Aleyhisselâm o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş ve o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyâmet de ancak bir cuma gününde kopacaktır.”
Cuma günü, Müslümanlarca bir bayram mesâbesinde olduğundan bu günde Müslümanların diğer zamanlardan daha çok tahâret ve nezâfete (temizliğe) riâyet etmeleri îcâb eder. Bundan dolayıdır ki; Müslümanların cuma günlerinde cuma namazı için gusül abdesti almaları, güzel kokular kullanmaları, temiz elbiseler giymeleri bir sünnettir ve İslâm âdâbındandır.
Bu mübârek cuma gününde Müslümanlar, mescitlerde toplanarak dinlenilmesi farz olan hutbeleri dinler, namazlarını birlikte kılarak Cenâb-ı Hakk’a birlikte duâ edip niyazda bulunurlar. Aralarında İslâm kardeşliği ve ictimâî bağlılıkları bu vesîle ile tecellî etmiş olur. Bu namazı edâdan sonra ya başka ibâdetlerle meşgul olurlar veya dostlarını, akrabalarını ziyârete giderler veyâhut yine ticâretleri ile ve sâir işler ile meşgul olmaya başlarlar.
Hazret-i Osman (radıyallâhü anh)’ın hilâfeti zamanına kadar cuma ezanı, yalnız hatîbin minbere çıktığı zaman okunan ezandan ibâret idi. Daha sonraları Müslümanlar çoğaldığı için Hazret-i Osman’ın (r.a.) hilâfeti zamanından îtibaren cuma namazından evvel de mescitlerin dışında namaz vaktinin girdiğini gösteren bir ezan daha okunmaya başlanılmıştır ki, buna “dış ezanı” denilir.
Cuma’nın sahih olması için 12 şartı vardır,
1) Edâsının 6 şartı şunlardır:
Cuma namazının kılınacak yerin şehir olması, Sultan veya onun nâibinin yani Sultanın tayin ettiği bir imamın kıldırması, öğle namazının vakti olması, Farz olan Hutbenin okunması, Cemaatin olması, Umumi izin olmasıdır.
Burada bir hususu belirterek konuya devam etmek istiyoruz. Cuma günü hatib Hutbeye çıktığı andan itibaren sonradan yetişen cemaatin hutbeyi dinlemesi farzdır. Bu nedenle yetişemeyen cemaat cumanın ilk sünnetini kılmaya değil orada farz olan ameli pür dikkat yerine getirmesi gerekir. Farz bir amel işlenince sünnet ile meşgul olan kişi farzı terk etmiş olur. Çünkü cuma günü hutbe okunurken hutbeyi dinlemek farzdır.
2) Vücubunun 6 şartı yani vacib olması için şartlarıda şunlardır:
Cumayı kılacak kişinin mukim olması yani seferi olmaması (yolculukta olmaması), Erkek olması, Sıhhatli olması, Hür olması, iki gözünün sağlam olması ve iki ayağının sağlam olmasıdır.
Cuma namazı ve zührü âhir meselesi
Cuma namazı 10 rekattır. İlk 4 sünnet cuma namazının sünnetidir. İmam ile kıldığımız 2 rekât farzdir. Farzdan sonra kıldığımız 4 rekat cuma namazının son sünnetidir. Sonra kıldığımız 4 rekât zührü âhir namazıdır. Ve kalan 2 rekatta vaktin son sünnetidir. Cuma namazının farzından sonra kılınan zührü âhir meselesine gelince kısaca şu şekilde arz edelim, Cuma namazının sahih olmasının şartlarını yukarıda saydık. Cuma namazının sahih olması için şartlarının yerine gelmesi lazımdır. Sahih olmaması durumunda bizler ihtiyâten, tedbir olarak en son kılamadığım öğle namazını kılmaya diye niyet ediyoruz ve zührü âhir namazını kılıyoruz. Cumanın sahih olması, şartlarının yerinde olup olmaması hususunda tereddüt meydana geldiği için “Vaktine yetiştiğim halde henüz kılamadığım son öğle namazına diye niyet ediyoruz ve zührü âhir namazı kılıyoruz.” Yani, “cuma namazı sahih olmamış ise, bu dört rekât ile o günün öğle namazını kılmış oluyoruz.
Velhâsılı kelâm ve netice-i merâm cuma gibi mübârek vakitlerin kadrini bilmeli, hayatı beyhûde yere zâyi etmemeli, güzel ibadetler ile meşrû hareketler ve muâmelelerle meşgul olmaya devam etmelidir. Cuma günümüz ve gelecek cuma günlerimiz mübarek olsun insaallah. Âmin.
Vesselâm.