Sosyal olmak uğruna evi damı arabayı, kurduğumuz sofrayı, kaşığın tabağın markasını, yediğimizi içtiğimizi, çayın kahvenin buharını, kültür adamı ağzında sigarası örnek dumanını, masada alkollü pozları, gezdiğimiz yerleri, kaç yıldızlı otelde hangi sahilde hangi renk bikini giydiğimizi, hamileysek karnımızı kaşıyarak çekindiğimiz resmi, tesettürlü bile olsak hanemizde başımız gerdanımız açıkken çekindiğimiz mahrem resmimizi, kan aldırmaya, tansiyon ölçtürmeye gitsek, Kâbe’de dua ederken, kabirde ahirete irtihal edenlerimizi ziyaret ederken her halimizi teşhir eder olduk. Bu da bir şey mi? Daha neler neler.
Değer verdiğimiz albümlerimize ne oldu da bu kadar neşriyatı ucuzladı.
Bu hanenin reisi yok mu? Nedir bu kadar sınırları aşmak?
Hiç mi tınlanmaz hane reisleri? Hani bir söz var “Dana nın oynaması kazıktandır.”
Çok derin görmek için termal kameramı lazım azizim.
Din kültür örf adet kamerası yeterli değil mi?
Sâhi bizim din kültür kamerasını kim çaldı bilen var mı?
Eğitici, bilimsel, ilan edilmesi gereken önemli duyurular olur neşredilir, aksi halde her halin ayan beyan teşhir edilmesi, kültürün neresindeyiz sorusunu getirmezmi gerçekten beyin taşıyanlara. Neyse pardon.
*
Kanadın sığmaz mı oldu cihana,
Nasıl bir uçuş yolculuk ne yana,
Sen seni sordunmu hiç kitabına,
Sosyallıkmı dersin bunun adına.
*
Kazık kırıksa dana ne desin buna,
Meydanı boş bulur kıç atar Suna,
Aklını yitirmiş dizini döver ana,
Sosyallıkmı dersin bunun adına.
*
Nereden başlasak nasıl etsek,
Hangi daldan hangi gülü dersek,
Abdil’im kime selam verip alsak,
Sosyallıkmı dersin bunun adına.
Abdil Göktekin