“Toplumumuzun en tehlikeli örgütü”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aslında başlığı baktığınız anda konunun ne olduğunu anlamışsınızdır.

Malum böyle bir örgüt dünyayı bile istediği şekle sokar hatta öyle de yapıyor yani kimi nerede görmek istiyorsa oraya yönlendiriyor.

Rothschild, Rockefeller veya Lee ailesi değil.

Tavistok, İllumunati, masonlar vesaire de değil, hayır.

Komplo teorileri hastaları olup bizleri CİA vesaire takip ediyor paranoyası yaparken en tehlikeli örgütü unutuyoruz. Ve bu üste sıraladıklarıma sıra gelene kadar bizleri zaten başkaları istedikleri gibi yönlendirip hayatımızda aldığımız kararların büyük bir yüzdesini etkiliyorlar.

Elalem Örgütü

Hiçbir işi olmayıp kendi kusurları ile ilgilenmek yerine sırf egosunu tatmin etmek için başkalarının açıklarına didikleyen ve elinden geldiğince başkalarını yerin dibine sokmaya çalışan bu örgüt üyelerini eli boş insanlar olarak görüyorum.

İşin en ironik kısmı ise bu örgüt üyelerinin işlerini en üst seviyede başarabilmesi.

Toplum olarak şu an atacağımız adımı bile bu örgüt üyelerinin isteklerine göre atıyoruz.

Çocuklarımız ve arkadaşlarımıza da elalemin isteklerine göre hareket etmesini istiyor ve buna ressmen teşvik ediyoruz.

Bu örgüt üyeleri ise inanılmaz şizofrenik bir karaktere sahiplerdir.

Mesela A şeklinde yapma B şeklinde yap der bir süre sonra ise B şeklinde yapma A günde yap der. Kafanız karışır ne yapacağınızı bilemezsiniz ki zaten amaçta budur.

Aldığınız kararın hata olduğunu fark ettiğiniz anda ise hemen ‘kendi kararını sen kendin seçtin’ deyip tereyağından kıl çeker gibi kendileri konudan uzaklaştırırlar.

Can alıcı kısmı ise bir de bu konuyu tutup herkese yayarlar, marifet işte.

Bu arada o çok çekindiğiniz elalem sizin iyiliğinizi istediğini sakın ha düşünmeyin. İyiliğinizi isteyen bir insan sizin arkanızdan iş çevirmek yerine güzel bir dille sizinle iletişime geçer ve her ne olursa olsun alacağınız kararlara saygılı olur.

Ne yazıkki aileler özellikle bu konuda çok geriden geliyorlar ve elaleme ayak uyduralım derken göz çıkarıyorlar.

Anneler ve babalar unutmayın ki çocuklarınızın kararı elalemin kararından önemlidir ve yine unutmayın ki elalem istediği şekilde yaşasanız bile yaranamazsınız, onlar her zaman kusuru ararlar.

Olan yalnızca siz ve çocuklarınız olur.

Hiçbiriniz istediğiniz hayatı yaşayamazsınız ve tek seferlik bu ömür başkalarının istekleri doğrultusunda geçer.

Kimlerdir ama bunlar? Örnek:

  • Düğüne gidip mutluluğu paylaşmak yerine kıyafetlere yorum yapmaktan, takılan altınları inceleyip saymaktan, ve herkesin dedikodusunu yapmaktan zevk alan insanlar
  • cenaze evine gelip kim ne kadar ağlıyor, olay nasıl olmuş halılar da islak, camlarda perde bile yok ne kadar ayıp diye dedikoduya düşen varlıklar (Bu konuya metnin sonunda değinicem)
  • Okuduğun okulu yaptığın işi hiçbir zaman beğenmeyenler
  • Aldığın bütün kararların tersi olduğunu iddia edip yalnızca ama yalnızca eleştirenler
  • Anne ve babanıza ya da çocuğunuzu gaza getirenler 
  • Kötü yollara sizide sürüklemek için ‘bir defadan ne olacak be oğlum’ diye tilkilik edip sinsi sinsi gülenler
  • Ve bu liste böyle uzar gider….


Peki ama neden bunu yaparlar?

  • Karektersiz oldukları için
  • Aklı fesatlıktan başka bir şey çalışmadıkları için
  • Başarıya ulaşamadıkları ve bu yüzden sizinde başarılı olmanızı istemedikleri için
  • Başarılı olsalar dahi aynı seviyede yükselmenizi istemedikleri ve onlar kadar başarılı olmanızı istemedikleri için
  • Egoların tatmin etmek istedikleri için
  • Başkalarının hatalarıyla kendilerini çok hissettikleri için

Ne yazıkki bugün etrafımıza bakacak olursak elalem örgüt üyeleri kaynadığını görürüz. Bu gerçekten çok acı bir tablo. Birbirimize destek olmak yerine yalnızca birbirimizin kuyusunu kazıyoruz.

Ya bunun üzerine tutupta yabancılar bizi eziyor cümlesini kurmak bile çok büyük hata. Biz biz ezerken yabancıları bizi ezmesi gayet normal. Biz bu tapuyu kırmadığınız sürece biz bu elalem yok etmediğimiz sürece şuradan şuraya ilerleyemeyiz.

Cenaze konusunda verdiğim örneği burada açmak ve daha sonra okul hayatımda yaşadıklarımla ilgili bir örnek vermek istiyorum. Elalemi örneği.

Cenaze

Yukarıda da cenaze evi ile yazdığım bir kısmı buradan devam edeceğim. İlk okuduğunuzda islak halı ve perde ne ilgisi var diye düşünmüş olabilirsiniz. Ben 17 yaşındaydım ve Babam bir hafta sonu arkadaşlarıyla maç oynayacağı için abimle beni yanında götürdü. Tabi fırsat bu fırsat annem de hafta sonu olduğu için büyük bir temizliğe girişti. Babam ikinci yarıda oyuna girdi ama yalnızca 5 dakka oynadı ve daha sonra rahatsızlandığı için çıktı. Üzerimi giyindikten sonra babam kahveye gitti ve bizden eve gitmemizi istedi. Annem temizlik yapıyordu biz de bu yüzden odamıza geçtik ve aradan 5 dakika geçmeden telefon çaldı babamı aslandığını söylediler ve hastaneye gitmemizi söylediler. Maalesef hastanede babamı kaybettiğimi öğrendim. Geri eve döndüğümüzde ise hem evin içi hem de kapının önü tamamen doluydu.

Biz orada acı çekerken bazı haddini bilmez elalem halının islak olduğunu ve camlarda perde olmadığını ve ne kadar ayıp olduğunu dedikodusunu yaptılar.

Çevrenizdeki elalem sizin ne mutluluğunuzla ne de acınızla ilgileniyor onların tek derdi kusur aramak.

Buradan o elalemciye sesleniyorum, ismini bana vermediler ama şans eseri bu makaleyi okursan eğer yaptığın hatanın farkına varmanı ümit ediyorum, bazen insan olmakta fayda vardır.

Okul

  • 22 yaşıma kadar başkalarının lafına inanılmaz kulak veren biri olan ben bu TABUYU 23 yaşında yıktım ve bir nevi kendi bildiğimi okudum ve okumaya devam ediyorum.
  • 13 yaşındayım ve ortaokul okuyorum: Abisi okurda bu okumaz (13 yaşında bir çocuğa bunu söylerseniz okuma şansı ne kadar dır? İyi ki çok hırslı bir insanım da ben de ters tepti)
  • 16 yaşındayım ve lise okuyorum: Oku da adam ol. Yüzümüzü kara çıkarma.
  • 20 yaşındayım ve lise bitti: Bana mı okudun sanki bana ne, hem bakalım devamı gelecek mi.
  • 21 yaşındayım ve mimarlık okuyorum: Okuyunca adam mı olacağını sanıyorsun git çalış annene yardımcı ol evin erkeği olacaksın bir de.
  • 22 yaşındayım ve güvenlikçi olarak işe başladım: Bir sen okursun dedik sen deı sen de de bir şey çıkmadı rahatlık bir yerine battı ne var da okulu bırakacak!
  • 23 yaşından sonra ise ben de bir çok şey değişmeye başladı ve devamında olanlar;

Tekrar okula devletten burs alarak başlamaya hak kazandım ve bunu kendi çabalarımla yaptım, kendim araştırdım, kendim kağıtlarımın arkasından koştum kendim girdim testleri geçtim (buradan elaleme sesleniyorum).

  • 24 yaşındayım tekrar yüksek okula başladım: Fıstık gibi işin vardı rahat battı bu yaştan sonra okul mu okunurmuş! Annene yardımcı olmuyorsun ne bu kadının sizden çektiği!
  • 25 yaşındayım yüksek okula devam ediyorum: Sanki okul mu okuyacak? Sırf zaman geçsin diye! Çalışmamak için! Okuyacak olsa şu ana kadar okurdu.
  • 26 yaşındayım yüksek okula devam: Ee okul nasıl gidiyor? Oku oku. Oku da adam ol, ama bir iş bulsan daha iyi olur.
  • 27 yaşındayım ve yüksek okula devam: Burada biraz sessizleşti elalem ve dedim ki tamam artık bu iş benim kontrolümde.

Taa ki…

  • 28 yaşındayım ve mezun oldum bunu ben okuttum işte bu okunmuyordu ben buna baskı yapa yapa okuttum…….

Evet arkadaşlar elalemden gerçekten bunu duydum ben, üstelik okula tekrar başlama kararı tamamen bana ait iken. Elalem örgüt üyeleri benim başarımı kurdukları basit bir cümle ile üstlenmeye çalıştılar.

Ve maalesef okuduğunuz üzere bir çok kez annemi öne sürdüler ki annem hiçbir zaman şikayet etmedi ve her zaman okumam için bana destek oldu.

Bana bu yolda yardımcı ve destek olan anneme dünya dolusu sevgilerimi iletirim.

Anne ve babalarınızın değerini iyi bilin ve daima diyalog kurun, doğru iletişim problemleri çözmenin en kolay yoludur.

Sevgili okuyucular lütfen şu elalem tapusunu artık kırın artık bu çileden tamamen kurtulun.

Sonra Rothschild, Rockefeller, Tavistok, CİA falan düşünürüz.

Sayılarımla,
Cem Sonakalan

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.