“Marakeş Göç Paktı ve Hükümet Krizi”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belçika hükümeti içinde, ülkemizin Birleşmiş Milletlerin Göç Paktı’nı onaylayıp onaylamaması konusunda hala bir endişe politikası var. Hükümet partisi N-VA, çok sert bir duruş sergiliyor. Anlaşma bundan önce iki yıl boyunca müzakere edilmiş ve Başbakan Charles Michel’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na Belçika’nın Aralık ayında Marakeş’te anlaşmayı onaylayacağının sözünü vermişti. Peki neden N-VA bu kadar geç bir reaksiyon verdi? İltica ve Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Theo Francken’ın endişeleri doğru mu? Peki bu göç anlaşması aslında ne anlama geliyor?

Birleşmiş Milletlerin “Güvenli, Düzenli ve Sağlam Göç için Küresel Pakt” başlıklı Birleşmiş Milletler Göç Paktı, Birleşmiş Milletler üye devletlerinin kendilerini küresel göçü yönetmek ve işbirliği yapmak için önlemler almaya ittikleri bir metindir. Göç konusunda dünya çapında böyle bir anlaşmaya ilk kez varılmıştır.

Metin, üye devletlerin çaba göstereceği 23 göç hedefini listeler. Bazı örnekler:

Hedef 4: üye devletler göçmenlerin kimliklerini kanıtlayabilmelerini sağlar. Bunun için bütün vatandaşları kayıt eder ve onlara doğum belgesi ve diğer kimlik kanıtı sağlamak zorundadırlar.

Hedef 11: üye devletler sınırlarını güvenli ve koordineli bir şekilde yönetmeye gayret ederler. Yasal bir şekilde sınırları aşmak isteyen göçmenler bunu güvenli bir şekilde yapabilmelidir. Sınırların ‘düzensiz’ geçişi önlenmelidir.

Hedef 13: üye devletler göçmenleri hapise (suç işlemiş olsalar bile) atmaz. Bu ancak mecburi durumlarda (terörizm gibi) yapılabilir.

Bu hedeflere ulaşmak için, belge bir takım önlemler önermektedir.

Mesela 13. Hedef’te üye ülkeler göçmenlere kendi dillerinde anlayacak bir avukat sağlamak zorunda olup, bütün masrafları kendi karşılamalıdır.

Peki Belçika bu paktı imzalarsa pakta tamamen uymak zorunda mı? Cevap teorik olarak hayır. Fakat pratikte durum değişiyor. İltica ve Göç’ten Sorumlu Devlet Bakanı Theo Francken’ı endişelendiren de tam olarak bu. Kendisi paktın yasal olarak bağlayıcı olmadığının farkında, ancak dolaylı yürütmede daha önce sıkıntıların yaşandığını da bilecek tecrübeye sahip. Özellikle iç hukuk davalarında bu meselenin Belçika’nın başına dertler açabileceğini belirten Francken “Vize davası, Sudan’daki dava ve bir dizi diğer temel tartışmalar gibi çok sayıda tartışmalı davaya zaten sahibiz.” şeklinde açıklama yaparak duruşunu savunmuştu.

Göçmen Hukuku Profesörü Dirk Vanheule, Theo Francken’ın endişelerinin doğru olduğunu belirterek sözlerini “Bu göç anlaşması gibi uluslararası anlaşmalar, ülkelerin hangi yönde herhangi bir taahhütte bulunmadan uluslararası hukuk ile gitmek istediklerini gösteriyor. Bu, yargıçlar tarafından mevcut yasaların yorumlanması için, örneğin ‘güvenli geri dönüş’ hakkında kullanılabilir. Bu nedenle bu anlaşmadaki unsurlar da kullanılabilir.” şeklinde bitiriyor.

N-VA’nın bunca zaman suskunluğunu koruyup şimdi avazı çıkarcasına bağırmaya başlamasının da elbette bir sebebi var. N-VA’nın göç paktına bugünlerde birden karşı çıkmaya başlamasının sebebini gazeteci Ivan De Vadder “Belediye seçimleri Vlaams Belang’ın kesinlikle ölmediğini ve N-VA’nın sağ kanadını korumakla yükümlü olduğunu gösterdi. Bu yüzden iltica ve göç konusunda sağlam bir duruş sergilemeye devam ediyorlar.” şeklinde yorumluyor. Francken, paktın metni hakkında çoktan eleştirel sorular sorduğunu belirtiyor. Ancak kabine ve meclis tartışması, N-VA’nın politik olarak tepki göstermesi için daha iyi bir zamanlamaydı. “Daha önce gerçekleşen her şey – müzakereler sırasında – N-VA için” teknik “idi, diye açıklıyor Ivan De Vadder. “Bu tavırla N-VA’nın başbakanın tutumunu zayıflattığı ve göç anlaşmasının olası bir geri çekilmesinin uluslararası bir utanç anlamına gelmesi, N-VA’nın umrunda değil.”

Göç paktının onaylanıp onaylanmayacağı yakın zamanda mecliste oylanacak. N-VA’nın sert tutumunu koruyup onaylanması halinde hükümetten çekilerek hükümetin düşmesini sağlayıp sağlamayacağına hep birlikte şahit olacağız. Bu pakt konusunda olumlu düşünenlerin olduğu kadar olumsuz düşünenlerin de geçerli nedenlerinin olduğu açık bir mesele. Bütün bunların dışında N- VA’nın muhafazakar seçmenine karşı bir sorumluluğunun olduğunu anlamak gerek. Zira Belçika’nın en büyük hükümet ortağının hükümet içerisinde dışlanması, milyonlarca seçmeninde dışlanması anlamına geliyor. O yüzden bu konuyla ilgili söylenenlere ekstra dikkat edilmeli.

Yenivatan

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.