(AA) – Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, cetlerinin Selçuklu’dan beri engellileri toplumun vazgeçilmez bir parçası olarak gördüğünün, bunu onlara hissettirdiğinin ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi için her şeyi yaptığının arşiv belgelerinde görülebildiğini belirtti.
Erdöl, yaptığı yazılı açıklamada, yaklaşık 600 yıl adalet ve merhametle dünyaya hükmeden Osmanlı’nın engellilerin gerek eğitimi gerek sosyal hayata katılımları konusunda son derece hassas olduğunu, engellilere yönelik sosyal devlet anlayışını mükemmel biçimde yerine getirdiğini anlattı.
Osmanlı arşivinden bazı belgeler paylaşan Erdöl, “Ceddimizin Selçuklulardan beri engellileri toplumun vazgeçilmez bir parçası olarak gördüklerini ve bunu onlara hissettirdiklerini, yaşam standartlarının da iyileştirilmesi için her şeyi yaptıklarını arşiv belgelerinde görebiliyoruz. Avrupa’da zihinsel engelliler, hasta sayılmayıp ‘içlerinde şeytan var’ denilerek yakılırken, ceddimiz bimarhanelerde müzik ve suyla tedavi yönteminde olağanüstü bir başarı yakalamıştı. Bimarhanelere Mimar Sinan tarafından inşa edilen Haseki Darüşşifası, Süleymaniye Külliyesi’ndeki şifahane ile tıp medresesi ve Atik Valide Hastanesi’ni örnek gösterebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Özellikle Osmanlı’da engellilerin eğitimleri, ekonomik özgürlükleri ve sosyal hayata katılımları noktasında atılan adımlara dikkati çeken Erdöl, Osmanlı döneminde sağır, dilsiz, görme, zihinsel ve bedensel engellilerin devlet tarafından her zaman kollanıp gözetildiğini, dışlanmadığını, istihdamda kolaylık sağlandığını, vergiden muaf tutulduğunu ve maaşa bağlandığını anımsattı.
Erdöl, Osmanlı’da engellilere yönelik pozitif uygulamaların zirvesi olarak 2. Abdülhamid Han dönemini gösterebileceklerini aktararak, şunları kaydetti:
“2. Abdülhamid Han döneminde özellikle sağır, dilsiz ve ama olan kişilerin eğitim ihtiyacını gidermeye yönelik Sağır ve Dilsiz Mektebi (1889) açılmıştır. Paylaştığım arşiv belgesinde engellilerin sosyal hayatta rahat hareket etmeleri için Maarif Vekaleti tarafından şehremanetine gönderilen bir talimatta ‘Konuşma ve Görme Engelliler Okulu öğrencilerine yoldan geçen at ve arabalar nedeniyle bir kazaya uğramamaları adına kırmızı renk kıyafetler giydirildiği halde buna dikkat etmeyen arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları gerektiği’ talimatı verilmiştir. Diğer arşiv belgesinde de Sağır ve Dilsiz Mektebi talebelerinden Şirket-i Hayriye vapurları, tramvay arabaları ve köprü geçişlerinde ücret alınmaması ve kolaylık sağlanması talimatı görülmektedir. 2. Abdülhamid Han’ın engellilere yönelik pozitif yaklaşımları nedeniyle İşitme ve Görme Engelliler Okulu öğrencilerini kendilerine yapılan bütün yardımlardan dolayı Sultan 2. Abdülhamid’e ‘Padişahım Çok Yaşa’ başlıklı teşekkür yazısı göndermişlerdir.
Osmanlı dönemindeki engellilere yönelik pozitif uygulamalar, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan döneminde adeta zirve yapmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız engellilere yönelik atılan devrim niteliğindeki adımları ‘Engelli kardeşlerimizle ilgili çalışmaları yardım veya lütuf anlayışıyla değil onların haklarını teslim etme anlayışıyla yürütüyoruz.’ şeklinde ifade ederek, bir bakıma ceddinin kaldığı yerden devam etmek gibi bir misyonu üstlendiğini ifade etmiştir. Ben bu durumu ‘büyük adamların büyük adımları’ olarak değerlendiriyorum. Bu, ancak insana hizmette sınır tanımayanların başarısıdır. Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi (İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır.)”