“Ben bilmem, Başkanım bilir…”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merhaba sevgili sokurlar, pardon okurlar.

Sizi her zamanki gibi yine epey bir zaman beklettim ve bilesiniz ki, bu konuda hiç ama hiç üzgün değilim. Sadizmin her alanda zirve yaptığı şu dönemde, okuyucuları bekleterek acı çekmelerinden büyük zevk duyuyorum. Ama nasıl bir zevk? Öyle böyle değil.

Neyse işte be… Sadizmi şimdilik bir kenara bırakıp yazımıza dönelim. Bizim editor, dikkatinizi çekerim “editör” değil, “editor”. Kendisi henüz editörlük seviyesine tam anlamıyla erişmiş sayılmaz. Zaten bu aralar baya canımı sıkıyor. Böyle devam ederse, soluğu midyecilerden, pardon medyacılardan Josef Channel’in ya da etikçiler kraliçesi Persil Yıldızsene’nin yanında alacağım. Sonuçta her ikisi de Patagonya’nın en iyi, en ahlaklı, en etikçi, en bilgili, en yetenekli, en hızlı midyecileri sayılır. Hatta Persil Yıldızsene’nin eşi olan Erkete Votka’yla birlikte matbayı beraber icat ettiklerini bilmeyen yok artık. Bu arkadaşları böyle basit midyeciler olarak görmeyin. Lütfen ama. Eğer basit görüyorsanız, çok teneffüs ederim, pardon teessüf ederim…

Bizim editorsa kalkmış yok “Ben midyeciyim” yok “Ben zartım” yok “Ben zurtum”… Yürü be kereste müdürü. Adamların her biri midyecilikte farklı çığır açmış. Rahmetli Mehmet Ali Birand bile ellerine su dökemezdi.

***

Efendim, bildiğiniz üzere kısa bir süre önce Patagonya’da bir seçim süreci yaşandı. Seçimler Patagonya’nın hemen hemen her yerinde sakin geçti lakin Aziz-Yakup ile Starbucks belediyelerinde zaman zaman tansiyonun yükseldiğine hep birlikte şahit olduk. Özellikle Aziz-Yakup belediyesinde. Neyse ki, Emre Ala yeniden başkan seçildi de insanlık kurtuldu. Kampanya boyunca, Emre Ala sempatizanları tarafından, “Emre Ala seçilemezse” başlığı altında o kadar çok fazla komplo teorileri üretilmişti ki, bir ara “Sanırım insanlık yok olacak” diye düşünmeye başlamıştım. Fakat seçilmesi başta ben olmak üzere dünya üzerindeki bütün beşeriye rahat bir nefes aldırdı.

Kendisini sosyal medya üzerinden tebrik ettim ancak yoğun ziyaret trafiği yaşamasından dolayı henüz kendisiyle röportaj yapma fırsatım olmadı. Hatta duyduğuma göre, Devlet Başkanı Turp bile ziyaret etmeyi bekleyenler arasındaymış…

***

Sıranın bize gelmesini beklerken elbette boş kalacak değilik. Bu vesileyle bazı seçilmişlerle “Seçim sonrası röportajları” yapmaya karar verdim ve ilk kurbanımı, pardon konuğumu Aziz-Yakup belediye Başkan Yardımcısı Kadri Özvillacı, namı diğer “İk ben Kadri” olarak seçtim.

Aziz-Yakup belediye halkı tarafından çok sevilip, sayılan Kadri beğ, Patagonya’nın en önemli alkolik, pardon politik figürlerinden sayılır. Kendisi o kadar başarılı ki, öyle böyle değil… O kadar başarılı yani. Tarifi mümkün değil. Aziz-Yakup belediyesi için yaptıklarını say, say bitmez. Hatta bütün kahvehane ve taverna sahipleri Kadri beğin yaptığı bütün icratlara yakından şahittirler.

Mesela ilk icratini spor çekleri olarak gösterebiliriz. Hatta ne tuhaftır ki, son icraati de spor çekleri olarak göze çarpıyor. Sanırım bu alanda aynı icratı, siyasi kariyerinin hem başında hem de sonunda yapabilen ender siyasetçilerimizden birisi olmalı. Ama öyle ya. Bu spor çekleri sayesinde acından ölen halkın karnı doyuyor. Louis 16’ya nispet yamış mübarek…

Konumuza dönecek olursak, öncelikle bizim editoru aradım ve Kadri beğ ile röportaj yapacağımı duyurdum. Her zaman olduğu gibi, telefonda gelen anırtı sesinden sonra bol bol küfürleştik ve en nihayetinde gönlünü edip, röportajımı yayınlaması için hesabına 500 euro yatırdım. Meğerse bizim editorun arası Kadri beğle bozukmuş. Ama telefonda 500 euroyu duyunca mayışıverdi mübarek.

***

Kadri beğle Aziz-Yakup’un en karanlık ve tehlikeli tavernalarından birinde röportajımızı yapmak üzere buluştuk.

Röportajı yapmadan önce havayı yumuşatma maksatıyla kendisine nasıl olduğunu sordum ama aldığım cevap baya enteresandı. Önce bana uzun uzun baktı ve kısık bir sesle, “Ben bilmem, Başkanım bilir…” dedi. Ardından bayan garson yanımıza geldi, önce bana ne içeceğimi sordu, “Bir kahve” diye cevap verdim. Ardından Kadri beğe sordu ve Kadri beğ yine “Ben bilmem, Başkanım bilir…” diye tekrarladı. Bayan garson, “Tamam” diyerek not etti ve daha sonra Kadri beğin içeceğini getirdi. Kodlu bir konuşma mıydı bilmiyorum ama içeceği bir şekilde geldi. Tuhaf, hem de çok…

Derken, tam röportajıma başlayacaktım ki, Kadri beğin birden bire telefonu çaldı. Belli ki, telefonun diğer ucundaki iri sesli şahıs Kadri beğe heyecanlı heyecanlı bir soru soruyordu. Kadri beğ, soruyu dinledikten sonra kafayı sallayarak, “Ben bilmem, Başkanım bilir…” dedi ve telefonu kapattı.

Ve ardından röportaja geçtik.

***

Baki Ceviz: “Kadri beğ, sizi kısaca tanıyalım.”

Kadri bey: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

Baki Ceviz: “Siyasete nasıl atıldınız?”

Kadri bey: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

Baki Ceviz: “Gerçekleştirdiğiniz icraatlerden bahseder misin?”

Kadri bey: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

Baki Ceviz: “Aziz-Yakup belediyesi halkı sizden memnun mudur?”

Kadri bey: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

Baki Ceviz: “Spor çeklerinden bahseder misin?”

Kadri bey: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

Baki Ceviz: “Yeni dönemde projeleriniz nelerdir?”

Kadri bey: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

***

Genellikle politikacılarla yapılan röportajlar uzun ve sıkıcı olur. Ancak Kadri beğle yaptığım bu röportaj bugüne kadar bir siyasetçiyle yaptığım en kısa ve en kolay röportajdı. En azından bütün soruları cevaplandırma kabiliyeti olan bu politikacımızın verdiği mesajlar çok net oldu. Zevkle yaptığım röportajın içeriği bundan daha net olamazdı.

Tam masadan kalkacağız, bayan garson Kadri beğe yaklaşıp, “Hesabı siz mi ödeyeceksiniz?” diye sorunca, Kadri beğ cevabı patlattı: “Ben bilmem, Başkanım bilir…”

Tavernadan çıktım ve röportajı yapmak üzere eve doğru düşünceli düşünceli giderken, telefonum çaldı. Bir baktım, bizim editor arıyor. Telefonu açar açmaz, “Röportajı yaptın mı?” diye sordu. Kendisine “Evet yaptım” diyecektim ki, ağzımdan birden birden; “Ben bilmem, Başkanım bilir…” diye çıkıverdi. Editor, “Hangi başkan, alooooooo” diye bağırırken, kendi kendime “Eyvah” dedim ama iş işten geçmişti.

Sanırım virüs bana da bulaşmıştı…

Baki Ceviz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir