Brüksel’in tarihi Grand Place’ında her iki yılda bir yapılan geleneksel çiçek halı festivali hakkında belgesel çekmek üzere Japonya’dan gelen NHK televizyon ekibi, Türk mahallesinde çekim yaptı.
Japonya ulusal kanalı NHK’da belgesel sunan meşhur sunucu Aoï Minoru, Türk işgücünün 50. Yıldönümü dolayısıyla Türk halısının ele alındığı çiçek festivali çerçevesinde yaptığı çekimlerde Belçika Türk toplumunu ve Brüksel’in Türk mahallesini de konu etti.
NHK televizyon kanalı prodüktörlerinden Koji Sakabe, kameraman Mahito Adachi, Japonya’nın Paris Büyükelçiliği görevlisi Michiyo Wada ve Fransız ses teknisyeni Nicolas Personne ile birlikte gelen Aoï Minoru, yaklaşık on gün süren çekimlerin ardından Belçika Türk toplumu hakkında gazetemize verdiği röportajda ilginç açıklamalarda bulundu.
İşte röportaj:
Belçika’ya tam olarak ne için geldiniz?
A.M.: Çiçek halı festivali ile ilgili belgesel çekmek için gelmiș bulunuyoruz. Konuyla ilgili yapacağımız belgesel NHK kanalında yayınlanacak. Kanal bu belgeseli sunmak üzere beni görevlendirdi.
Çiçek halı festivali sizin için ne önem arz ediyor?
A.M.: Aslında çiçek halı festivalini hiç bilmiyordum. Belçika ve Grand Place hakkında bilgim vardı ancak çiçek halı festivali hakkında hiç bilgim yoktu. Bu belgesele ben görevlendirildiğim için çiçek halı festivalini öğrenmiş oldum.
Belgeselin ana teması çiçek halı festivali mi?
A.M.: İlk bașta bizim amacımız dünyaca ünlü çiçek halı festivali ile ilgili bir belgesel yapmaktı. Ancak daha sonra festivalin teması üzerine araștırma yaptık ve bu sene festivalde Türk işgöçü anlaşmasının 50. Yıldönümünün konu edildiğini öğrendik. Daha sonra Belçika’da yașayan Türk toplumu üzerinde yoğunlaștık.
Bu belgesel size ne kazandırdı?
A.M.: Japonya’da ișgücü göçüyle ilgili herhangi tarihi bir anlaşma olmadığı için öncelikle Belçika’da bir takım ișgücü göçleri üzerine yapılan anlaşmaların yapıldığını öğrenmiș bulunuyoruz. Ayrıca Belçika etnik yönden çok karmașık bir ülke. Burada birçok farklı etnik kökenden milletler var. Üstelik hepsi kendini kabul ettirmiș durumda. Buraya zamanla birçok göç gerçekleșmiș. Bu kadar farklı etnik kökenlerin nasıl bir arada yașayabildiklerini öğrendik. Çünkü Japonya’da fazla yabancı görmediğimiz için Belçika’da yaşayanlar gibi yabancılarla ve göçlerle ilgili bilgilere sahibi değilik.
Belgeselde konu edilen Belçikalı Türk toplumu hakkında neler düșünüyorsunuz?
A.M.: Belçika’daki Türk toplumu hakkında birçok șey öğrendik. Bu seneki çiçek halı festivali için gelmemiș olsaydım, daha önce hiç görmediğim Türkleri tanıyamazdım. Bu vesileyle Türkleri tanıdığım için artık Türklerin bende yeri çok ayrı olacak. Japonya’da göreceğim bir Türk’e Belçika’daki Türkleri rahatlıkla anlatabilirim.
Belgesel yayınlandıktan sonra Japon izleyicileri etkiler mi?
A.M.: Bir Japon olarak çekimler esnasında Türklerin Belçika’ya yaptıkları göç tarihi hakkında neler hissettiysem, progamı izleyecek Japonların da aynı duyguları hissetmelerini istiyorum. Japonlar, Belçika’nın sadece biradan ve çikolatadan olmadığını, tarihinde önemli göçlerin yașandığını bilmeleri gerekir.
Belçika Türk toplumuna vermek istediğiniz mesaj nedir?
A.M.: Türkleri daha önce tanımıyordum. Șimdi bu program sayesinde tanımıș bulunuyorum. Artık Türklere bakıș açım çok farklı olacak. Belçika’da yaşayan Türklerin mutlu bir șekilde yașam sürmelerini dilerim.
Cafer Yıldırımer