Tramvayda kendime bir yer bulmanın mutluluğuyla oturup yolu izlerken, bir bebek çığlığı ile irkildim. Biraz ilerde, ayakta pusetiyle durmaya çalışan, kan ter içinde kalmış, aşağı yukarı bir-iki yaşlarındakierkek çocuğunu ağzına zorla emziğini sokarak susturmaya çalışan bir anne gördüm… Çaresiz, gergin, sinirli ve mahçup.
İnanılmaz derecede rahatsız oldum… Ama canımısıkan ne annenin davranışları, ne de bebeğin çığlıklarıydı.
Beni asıl öfkelendiren etrafındaki insanların tahammülsüz tavırlarıydı: üfleyip püflemeler, kızgın bakışlar, içten içe bıdırdanmalar. Kadıncağız bu yersiz tepkileri hissettikçe yerindibine giriyor, utandıkça da sinirini çocuğundançıkarırcasına ona kızıyor, şiddetle puseti sallıyordu. Çocuk da “mamaaann bisous” diye ağlıyordu.
Bu duruma daha fazla dayanamayıp müdaheleetme ihtiyacı hissettim. Annenin yanına usulca sokuldum ve fısıldadım: “Şimdi sakin olmaya çalış ve insanların ne söylediğini umursam. Onların sadece aptal olduklarını düşün. Bebeğini kucağına al, öp ve sakinleştir. Sen yerime otur. Ben puseti tutarım.”
Kadıncağız bir anda rahatlarcasına ağlamayabaşladı ve sadece “merci” diyebildi… Bebeğin tek istediği annesine sarılmaktı. İki dakika sonra da uyudu.
Çocuk sevmeyen hiçbir insanı sevemez. Toplum içinde çocuklara karşı günden güne tahammülsüzleştiğimiz için, anne babalar çocuklarıyla dışarı çıkmaya korkar oldu. Çıkınca da hemen eline bir telefon verip aman kimse rahatsız olmasın şuna baka dursun deniyor. Bu sorunu kendi çocuklarımla bizzat yaşayan bir anneyim aynı zamanda. Çocukluğun gerektirdiği, aslında çok doğal olan hoplamalar, zıplamalar, sesli konuşmalar, insanlara battığı için, çocuklar birlikte eğlenilmesi gereken varlıklar olmaktan çıkıyor, yük haline geliyor.
Sokakta, markette, toplu taşıma araçlarında, restorantlarda, uçakta… söylenmek yerine, çocuğu olan anne babalara yardımcı olsak, hiçbir şey yapamıyorsak da, kendilerini iyi hissetmeleri için, yüzümüzde bir tebessüm olsa çevremiz daha yaşanılır bir yer olmaz mı..?
Çocuklar yeryüzünün kandilleridir. Belki de onlara hayatımızda yeteri kadar yer ve sabır vermediğimiz için dünyamız zaman geçtikçe karanlığa gömülüyordur… Kim bilir…
Sevgiyle,
Cemile Tetik