Bu günlerde oruç tuttukları için birden bire yemek sofralarını resmedip paylaşanları eleştirir oluverdiler. Galiba acıktıkları için o paylaşılan resimlerle yokluğun açlığın farkına vardılar.
Oysa şu sosyal ağlar çıktı çıkalı etmeyin dostlar yediğinizi içtiğinizi paylaşmayın.
Bulan var, bulamayan var, alan var, alamayan var, alıpta hastalıkları nedeniyle yiyemeyenler var diyoruz bir çok hemfikirle beraber zaman zaman şiirlerle makalelerle vesair durumlarda sohbetlerde dillendiriyoruz.
*
Bilinki yokluk sizin sofranızda olmasada dünyanın bir çok yerinde açlıktan ölenler var.
Hele şükür Ramazan nedeniyle bunun farkında olanlar var. Farkında olmayıp hala sofralar dolusu yemekler sergileyenlerimiz var.
*
Sonradan görmelik başlı başına bir mevzu
Kişiyle oturup kalkarsın yeri gelir bir çay kahve içersin ihtiyaç gereği yemek yersin . Seninki çayın parasını vermek ister,teşekkür eder buyur ver dersin. Ağam 50 kuruşluk ödeme için bi tomar para çıkartır, ödeme yaparken bir paraya birde sana bakar. Ulan vereceğin birkaç çay parası yada üç kase çorba parası be görgüsüz, noterdemisin evmi alıyorsun arabamı alıyorsun yoksa borsadamısın, indir cüzdanını masanın altına seve seve ver 2 gaymeni.
*
İnsanın günlük giyseleri bayramlık giysileri olduğu gibi günlük harcayacağı eşle dostla yiyip içecegi meblada bellidir, ayır bir cebine üç beş gayme uzat bir kenardan öde gitsin. Allah daha çok versin,bi tomar paran bine katlasın ama adam gibi adam olasın.
Sohbeti hoş bir aile büyüğüm der ki; “oğlum sen sen ol görgüsüzle iş tutma yediğini içtiğini hem kendi üstüne döker,hem senin üstünü batırır.”
*
Dikkat etmeliyiz sosyal ağlarda sofrada poz verdiğimiz bir paylaşımımız varsa bu eleştirim boğazınıza alabilir.
Sorabiliyormuyuz kendimize ben eleştirimin ne kadar muhatabıyım diye.
*
Bu tür paylaşımlarla yemekte poz verenler ya da görgüsüzce hareketlerde bulunanlar belki darılıp mimik yapabilirler. Ya da hiç umursamazlar. Evet kanaatimce umursamayabilirler çünkü bazı haller kişiyle hem dem olmuş , o karekter öze işlemiştir görgüsüzlüğünün farkında değildir onun için o hal normal olmuştur. Hani veciz bir söz var ya “İnandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanmaya başlarsın.” diye.
*
Bizler beşer varlıklarız elbetteki kimse dört dörtlük değildir ve böyle bir iddaada bulunmakta kimsenin haddine değildir eksikler vardır ve var ola gidecektir fakat her yaşanandan işitilenden bir ders çıkartarak eksiklerimizi minimize etme iradesine sahip varlıklarız.
Bir mecliste Hak zikrediliyorsa önemli olan Yaratanın rızası gerisi teferruat, sen gerçeği söyle de darılan mimik yapan yapsın.
*
Üç kuruşluk dünyada,
Bir buçuk kuruşluk cağa,
Düşeceksin kara toprağa,
Vallahi sorulacak ağa,
*
Hoştur hâl ile hallenmek,
Yakışırmı ağlayan yanda gülmek,
İmandandır haddin bilmek,
Sanma kalemim susacak bacı.
*
Gör işte sonradan görme,
Sofra süsler pirzola ile,
Fakirde zenginde doyar bir dürüme,
Tefekkürünmü yitik bacı.
*
Herkezde var bir binek,
Kiminde mersedes kiminde eşek,
Olanda olmayanda bir gün ölecek,
Gel etme eyleme bizim oğlan.
*
Sergileme malın yetim önünde,
Bir zelzede yok olursun birden bire,
Nice Kârun’lar battı kara yere,
Bu nasıl ümmetlik Yüce Peygambere.
*
Açılmaya görsün ağzımız,
Vaiz oluruz her birimiz,
Konuşturmayız alimi, ahkam keseriz,
Biz bizim toplumun koca bebekleriyiz.
*
Kıskanma Abdilim bir sofrada sen kur,
Aç bir haşeşli, soğana yumruk vur,
Göster ayranı tere yağlı bulgur,
Facebooku birde sen doyur.
*
Varda daha sözüm,
Vaktinizi almayım canlar sizin,
Yok başka cihan,öğrenmeliyiz izan,
Hazmedemezsen Kızılay iç kuzum.
*
Abdilim yüreğim fısıldar kalemime,
Hak için birleştirdim mısraları şiirimde,
Malâyanilik varmı gardaş sözümde,
Etmeyin ağalar, gösteriş yakışmaz mümine.
Abdil Göktekin