Korkular içinde nehire bırakılan bir çocuk saraya evlat olarak Allah (cc)’nin lütfuya veliyaht olmuş fakat geçen seneler o çocuğun yani Musa (as)’ın kendini keşfetmesi ve aslına rücu etmesiyle sonuçlanmıştı.
Koskoca sarayın oğlu, kendisini şehrin köleleriyle özdeşleştiriyor ve bu ezilen halk için derinden ızdırap duyuyordu. işte bu ızdırap yüzünden birde istemediği bir gerçekle yüzleşmek zorundaydı. Öldürdüğü adamın yüzü gözlerinin önüne geliyormuydu bilemiyorum fakat Musa (as) hızla kaçmaya devam edecekti. Fakat bu öylesine amaçsız ve bilinçsiz bir kaçış değildi. Allah (cc) planı dahilinde bir yürüyüş Musa (as) tekamülüne giden bir yolculuk.
Allah-u zülcelal bizlere bu ayetleri, yani peygamber kıssalarını tarihi hikayeler olsun diye değil düşünüp ibretler alalım diye göderiyordu muhakkak. Hz Musa (as)’ın yaşadıklarıda muazzam olayların vuku bulmasından dolayı cok önem arz ettiği kadar bugün yaşadığımız Kudüs sorunun temelinde yatan olaylar zincirinde, yaşanan ibretlik hadiseleri açıkladığı için önemli. Neden Yakuboğullarının Kudüste artık bir hak iddia edemeyeceklerini anlamamız bakımından, hayati manalar ifade etmektedir.
Hz Musa (as) Medyen’e doğru uzun bir yol gitmiş ve çok yorulmuştu. Muhtemelen bir gölge bulup oturduğu sırada, hayvanlarını sulamak için pınar başına gelen çobanlar dikkatinini çekti. Çobanlar kuyudan çektikleri suyla koyunlarını sulamaktaydılar ve arkada biryerlerde iki tane kız, bir sürünün başında susuzluktan sabırsızlanan hayvanlarını zapt etmeye çalışıyordu. Muhtemelen sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlardı. Kızlar ve koyunları sıcaktan iyice bunalmışlar her hallerinden yardıma ihtiyaçları olduğu belli olacak ki, Hz Musa (as) dayanamayıp kızların yanına giderek, “Haliniz nedir?” diye soracaktı.
“Bu çobanlar buradan gitmeden biz araya girip hayvanlarımızı sulayamayız. Babamız yaşlı bir adamdır.” diye cevap alınca, kızlardan sürüyü kendilerine bırakmalarını istedi ve hayvanları kuyudan çektiği sularla kana kana suladıktan sonra sürüyü kızlara teslim etti. Dinlenmekte olduğu gölgeliğe geri döüp tekrar dinlenmeye başladı. Hem dinleniyor hem de “Ey Rabbim senin bana indireceğin hayra muhtacım, diyordu.” Kasas 24
Hem dinlenip hem dua ediyordu ki, kızlardan birisi utana utana gelip babasının yardımından dolayı ona ücret ödemek istediğini söyledi. Hz Musa (as) bu yardımı para ve ya dünyalık umduğu için yapmamıştı. Fakat uzun yoldan gelmişti ve karnı açtı. Bu yüzden yapılan teklif gayet cazip bir teklifti.
Hz Musa (as) yaşlı adamın yanına giderken ve buluşma anında yaşanan hadiseleri anlatmak uzun süreceği için sadece kısaca belirtmek istiyorum. Bu buluşmada Hz Musa (as) arasında bir anlaşma yapıldığı ve bu anlaşmaya göre Hz Musa (as)‘ın yaşlı adam ve ailesine 10 yıl boyunca yardım etmek üzere anlaştığı ve bu anlaşmaya uyduğu takdirde adamın iki kızından birisiyle evleneceğiydi.
Kuran- Kerimde: “ O, benimle senin arandadır. Bu iki süreden hangisini ödersem (doldurusam) bana karşı bir düşmanlık yok demektir ve sözleşmemize Allah kefildir.” dedi. Kasas 28
Bir sepetle başlayan yolculuk saraylarda sürecek derken istenmeyen bir cinayetle yalın ayak Medyen’e kadar devam etmişti. Acaba burada kalacak mıydı? Daha neler bekliyordu Hz Musa’yı?
Tabi, insanın bütün bunları bilmesi imkansız zira gaybı ancak Allah (cc) bilir. Hz Musa’nın burada 10 yıl kadar kaldığı nakledilmekle. Beraber evliliğin anlaşma süresi olan on yılın sonunda mı yoksa başında mı olduğuna dair net bir kaynak yoktur. Lakin evliliğin vuku bulduğu nakledilmektedir. Hz Musa (as) hanımıyla beraber Mısır’a dogru dönüş yolunda. İnşaallah gelecek yazımızda bu konuya devam edeceğiz.