(AA) – AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, kendisi hakkında Almanya’daki medyada çıkan haberlere ilişkin, “Metin Külünk olarak şahsım adına veya AK Parti adına temsilci olarak katıldığım hiçbir faaliyet, organizasyon, ziyaret ve toplantı yasa dışı değildir. Asla kanun dışı bir faaliyet yapılmamış bu yönde bir niyet ve çaba içinde olunmamış, tam aksine her zaman yapılan faaliyetlerde şeffaflık ön planda tutulmuştur.” ifadelerini kullandı.
Külünk, yaptığı yazılı açıklamada, Almanya’daki bir televizyon programında, kendisi kastedilerek, “Erdogan’ın yol arkadaşı Almanya’da protesto gösterileri düzenliyor, milliyetçi gruplara tehdit ettiriyor ve silah aldırıyor” şeklinde haberlerin yer aldığını anımsattı.
Almanya’da son bir senedir şahsı üzerinden Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı algı operasyonları yapıldığını belirten Külünk, iddiaların baştan sona kurgu olduğunu bildirdi.
Milletvekili ve AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığındaki görevi süresince, Avrupa’ya defalarca seyahat ettiğini ancak bu dönemde herhangi bir konuda tek bir suçlama ya da soruşturma ile karşılaşmadığını anlatan Külünk, “Yaklaşık 3 yıl boyunca sık sık seyahat ettiğim Avrupa ülkelerinde ve özellikle Almanya’da yaptığım tüm sivil toplum kurumlarını ziyaretler, sivil toplum çalışmaları, demokratik süreçlere katılım ve düşünce beyanı çalışmaları ya da vatandaşlarımızın düzenlemiş olduğu protesto ya da etkinliklere ‘davetli’ olarak katılmam üzerinden suç üretemeyen Alman makamları, ne oldu da 15 Temmuz işgal girişimi sonrasında birden soruşturma başlatmıştır?” sorusunu yöneltti.
15 Temmuz işgal girişimi başarısız olan FETÖ ve PKK ajanları ve bağlı unsurlarının Türkiye’den kaçarak, en kolay ulaşılabilen ve maalesef siyasi himaye sağlanan Almanya ve Avrupa ülkelerine sığındıklarına dikkati çeken Külünk, FETÖ unsuru kripto ajanların Türkiye’ye karşı harekete geçtiğini ifade etti.
ABD’de bir savcı ve mahkemeyi bile Rıza Sarraf davası üzerinden istediği gibi kullanan bir “güç”ten bahsettiğine dikkati çeken Külünk, bu gücün etkisinin Alman makamlarında da ortaya çıktığına işaret etti. Tipik bir FETÖ suç kurgusuyla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Külünk, terör örgütü PKK’ya ve yandaşlarına her türlü mafyacılık, tehdit, şantaj, haraç toplama, eylem yapma, terör örgütüne eleman devşirme, adam kaçırma ve Türk toplumuna karşı baskı ve şiddet uygulama özgürlüğü veren Alman makamlarının, uydurma örgüt kurgusuyla kendilerini karalamaya çalıştığını belirtti.
“Hedef Türkiye ve Türkler”
Külünk, Almanya’nın Türkiye’ye karşı yaptığı gibi, terör örgütü üyelerine, çetelere destek vermediklerini vurgulayarak, zamanlamaya dikkati çekti. Külünk, “Dikkat ederseniz özellikle benim ismim üzerinden, Türkiye adına sözde faaliyet yapan örgüt varmış gibi iddia ediliyor. Yani hedef Türkiye ve Türkler. Bu tarz ve üslup çok tanıdık ve maalesef FETÖ kokuyor. Bu dava ile kurgulanan oyun çok büyük. Şöyle düşünelim lütfen: Bakıyorsunuz ki bir anda Metin Külünk’e örgüt kurduruluyor, sonra Külünk Almanya’da huzuru bozan güvenliği tehdit eden kişi ilan ediliyor ve Külünk’ün, talimatları Erdoğan’dan aldığı söylenerek dava Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na uzanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa’daki Türkler ile bağının engellenmek istendiğini, Almanya’da koruma altına alınan PKK ve FETÖ’ye karşı tavır alanlara gözdağı verildiğini, çoğulcu demokrasiye katkı sunan göçmenlerin haklarını savunan STK’ların kamuoyunda marjinalize edilmek istendiğini kaydeden Külünk, şu ifadeleri kullandı:
“Sözde silahlı örgüt adı altında suça karışmış olan kişileri bu davaya katarak örgütlü suçun failleri ilan ediliyor. Yani suçlusu da hazır. Belki de Zerrab gibi isteneni söyleyerek itirafçı olacaklar da hazırdır. Bu sayede kurtulmak istedikleri suçlulardan da kurtulmuş olacaklar.
‘Demokratik eylem, fikir özgürlüğü adı altında Erdoğan’ı onaylayan, destekleyen ya da birlikte olmasa bile ona faydalı olacak bir fikir, eylem vesaire içinde olmayacaksınız’ deniliyor. Son olarak da Erdoğan’ın bu örgüte doğrudan talimat verdiği, sözde suça ortak olduğu, hatta finanse ettiği vesaire suçlamaları ile Avrupa’ya gelmesi engellenmek isteniyor. Avrupa’da Türkler kültürel soykırıma uğratılmak isteniyor. Şimdi bakınız, bir dava açılıyor ve öyle güzel kurgulanmış ki bir taşla yedi kuş vurulmak isteniyor ve bunu da sözde hukuk kılıfına uydurmak istiyorlar. Yok öyle yağma. Bu iftiralarla ilgili olarak Almanya’daki, hukuki haklarımız saklıdır gereken cevabı vereceğiz, öncelikle bizi hukuksuz dinleyenlerden ve iftira atanlardan hesap sorulmalıdır. Daha ilginç olan şudur ki her gün bu iftira kampanyası, TV’lerde ve gazetelerde kullanılarak bir algı operasyonu yapılıyor. Bir itibar cellatlığı ve yargısız infaz yapılıyor. ”
“Yaptığım hiçbir faaliyet yasa dışı değil”
“Metin Külünk olarak şahsım adına veya AK Parti adına temsilci olarak katıldığım hiçbir faaliyet, organizasyon, ziyaret ve toplantı yasa dışı değildir. Asla kanun dışı bir faaliyet yapılmamış bu yönde bir niyet ve çaba içinde olunmamış, tam aksine her zaman yapılan faaliyetlerde şeffaflık ön planda tutulmuştur.” bilgisini veren Külünk, şöyle devam etti:”Davetli olarak katıldığımız programlar, bazen onlarca bazen de binlerce kişinin katılımıyla yapılmıştır. Bu programlarda davet sahibi olan, düzenleyen, katılan ya da yanıma gelip dert anlatan, tanışmak isteyen kişiler arasında herhangi bir şekilde suça karışan var mıdır bilmem. Görünen odur ki şahsım üzerinden birileri kurban edilmek istenmektedir ve asıl hedef liderimiz ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı itibarsızlaştırılmaktır. Almanya’da sağduyulu yöneticiler ve devlet adamları olduğuna inanıyorum. Bu şekilde Alman adalet kurumlarının, basın yayın organlarının PKK ve FETÖ’nün elinde oyuncak edilmesine fırsat verilmeyeceğine inanıyorum.”