(AA) – Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Zürfettin Hacıoğlu, Bulgaristan’da Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü için Demokratlar (DOST) Partisi Genel Başkanı Lütvi Mestan’ın, ülkede yaşayan Türklere “azınlık statüsü” verilmesi talebini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, “Eğer statü isteği kabul edilirse Bulgaristan’da yaşayan Türkler’in birçok sorunu çözülmüş olacak.” dedi.
Hacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1990’dan bu yana Bulgaristan’da hiç kimsenin söyleyemediği “Türklere azınlık statüsü” talebini kamuoyunda açıkça dile getiren Mestan’a teşekkür etti.
Bulgaristan’daki en büyük etnik azınlığın Türkler olduğunun altını çizen Hacıoğlu, “Eğer statü isteği kabul edilirse Bulgaristan’da yaşayan Türklerin birçok sorunu çözülmüş olacak. İlk etapta Bulgaristan Türklerinin anadilde eğitim konusu yasal bir çerçeveye oturmuş olacak ve bu sorun ortadan kalkacak. Vakıf mallarının iadesiyle ilgili konu büyük ölçüde yasal çerçevede çözülmüş olacak. Açıkçası Bulgaristan Türklerinin birçok sorunu çözüme kavuşmuş olacak.” diye konuştu.
Bulgaristan’ın mevcut anayasasında “ulusal azınlık” ibaresinin yer almadığını aktaran Hacıoğlu, şunları kaydetti:
“Sadece bireylere, kendilerini hangi etnik gruba ait hissediyorlarsa onu ifade etme özgürlüğü var. Türklere azınlık statüsü verilmesi anayasa değişikliği ile giderilebilir ya da yasal bazı ilavelerle bu yapılabilir. Hükümet hemen tepki gösterdi. Savcıların sayın Lütvi Mestan’ı ifadeye çağırması gerektiğini ifade ediyorlar. Şu andaki siyasi konjonktürde bu mümkün gözükmüyor. Lütvi Mestan geçen hafta, Avrupa Birliği üyesi bir ülkede faşistlerin hükümet ortağı olmasının kötü bir durum olduğunu, bunun kabul edilir bir şey olmadığını söyledi ve hükümetin istifasını istedi. Bulgaristan siyaseti, 1 milyona yakın Bulgaristan Türkünün taleplerini dikkate alıp gereğini yapar diye düşünüyoruz.”
“Ezan seslerimiz kısılıyor”
Bulgaristan’da Müslüman Türklerin ibadet konusunda da sıkıntılar çektiğini dile getiren Hacıoğlu, şöyle konuştu:
“Camilerimize, mescitlerimize saldırılar yapılıyor. Bunun ötesinde ezan seslerimiz kısılıyor. İki gün önce Sofya’daydım akşam namazı esnasında camiye 100 metre yakında ezanı zor duyuyorsunuz. Bulgaristan’daki birçok ilde ezan sesi ile ilgili kısıtlamalar var. Daha önce Sofya’daki bir camimizde cuma namazı esnasında caminin avlusunda namaz kıldıkları için Müslümanlara saldırılar oldu. Filibe’de camimize onlarca kez saldırılar oldu. Maalesef daha önce cami ve medrese olarak kullanılan binalar Bulgaristan’da işgal durumda. Mesela Kıracaali’de Müslüman Türklerin amme hizmetiyle yapmış olduğu medrese işgal altında ve müze olarak kullanılıyor. Bunların hepsi yasal bir zemine oturtularak çözüme kavuşturulabilir.”
“Komünist dönemin asimilasyon uygulaması”
Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Genel Başkanı Nedim Dönmez de ilk kez bir siyasi parti liderinin bu konuyu Bulgaristan’da dile getirdiğini ifade etti.
Mestan’ın açıklamasının Bulgaristan’da yaşayan Türkler tarafından memnuniyetle karşılandığını ve bir heyecan yarattığını anlatan Dönmez, şöyle devam etti:
“Bulgaristan sözde demokrasiye geçti deniyor ama bir türlü gündeme bazı sorunları taşımıyor. Öncelikle 1984 ve 1985 yılında Türk isimlerinin zorla Bulgar isimleriyle değiştirilmesi sorunu geliyor. Komünist dönemin asimilasyon uygulaması ve alınan Bulgar isimler halen iade edilmiş değil. Tabii kolaylaştırıcı maddeler konuldu yasalara ama o günlerde kimse gidip gönüllü şekilde ismini değiştirmedi. Zorunlu değiştirilen isimler Bulgaristan meclisinde bir yasa teklifiyle iade edilebilirdi. İnsanlar yıllarca mahkemelerde ve belediyelerde süründü.”
Dönmez, Bulgaristan’daki Türklerin eğitim, dil ve ibadet konularında sıkıntılar çektiğini, bunun en kısa sürede çözülmesini istediklerini kaydetti.
Nüfusu 7 milyona yakın Bulgaristan’da, yaklaşık 1 milyona yakın Türk ve Müslüman yaşıyor.
Fotoğraf: Pixabay