Unutulan Fransa Katalonyası ve Kürtler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz hafta iki farklı coğrafyada bulunan iki ülkede gerçekleşen iki gayrimeşru referandum, gündemi oldukça işgal etti. Birisi Irak’ın kuzeyinde, diğeri ise İspanya’nın kuzeydoğusunda yapıldı. Irak’ta, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından gerçekleştirilen referandum Türkiye ile İran’ın, İspanya’nın Katalan Özerk Bölgesi’nde yapılan tartışmalı referandum ise başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa’nın yakından izlemesine neden oldu. Irak ile İspanya topraklarında bir hafta arayla peş peşe yapılan bu iki referandumun zamanlama konusunda, tezgahtarların kendi aralarında anlaşıp anlaşmadıkları bilinmez ama bir gerçek var ki, o da iki hafta boyunca “Referandum” kelimesinin gündemde kalmış olmasıydı.

Gayrimeşru diye lanse edilen her iki referandum, gerçekleştirildikleri ülkelerin yönetimleri tarafından ülke bütünlüğünü tehdit eden bir plan olarak tanımlanması dikkat çekiciydi. Sanki düğmeye basılmış ve farklı bölgelerde referandum yaşanmasını sağlanıyor gibi. Adeta “Bir dahaki referandum ne zaman ve nerede?” denecek hale gelindi.

Misak-ı Milli sınırları mı yoksa Kürdistan korkusu mu?

Irak’ta gerçekleştirilen referandumun Irak’ın Kürt bölgesinde yapılması, Türk haritalarında adı geçmeyen Kürt bölgesinin bir bölümüne sahip Türkiye ile diğer bölümüne sahip İran’ı çok tedirgin etti. Savaş yüzünden yakılıp, yıkılmış Suriye’den ise ses gelmemesine şaşırmamak lazım. Bu arada haritadan söz etmişken, Avrupalılar tarafından yayınlanan dünya haritalarından Türkiye, Irak, İran ve Suriye sınırları içerisinde tartışmalı bir Kürdistan bölgesinin çizildiğini hatırlamakta fayda var. 19. Yüzyılın sonlarından bu yana yayınlanan Batı haritalarında yer alan Kürdistan’ın ne amaçla gösterilmeye çalışıldığını bugüne kadar bilmeyen yok. Batılı misyonerlerin, 19. Yüzyılın sonlarına doğru o bölgede cirit attıklarını bilelim.

Konumuza dönecek olursak. Her ne kadar ilk bakışta, eski Misak-ı Milli dediğimiz sınırların içerisinde yer alan ve önemli bir Türkmen nüfusunu barındıran Kerkük-Musul bölgesindeki Türkmen nüfusunun, Kürdistan diye bağımsız bir ülke kurulması halinde yok olacağı Türkiye’yi tedirginleştiriyor gibi görünse de, referandumun Türkiye’deki ayrılıkçı Kürtlerin iştahını kabartma riski aslında daha önemli bir sorun teşkil ediyor. Önemli bir Kürt nüfusuna sahip ancak idam gibi ağır cezaların sayesinde Türkiye’deki kadar sorunlu olmayan bir Kürt nüfusuna sahip olan İran’ın da tedirginleştiğini gözardı etmemek gerek. Ne var ki, başta büyük tartışmalara neden olan ve Kürdistan bayrakları ile İsrail bayrakları altında yapılan referandum kan dölülmeden gerçekleşti. Fakat bölgede şimdilik sessiz ve meraklı bir bekleyiş hakim.

Katalonya’nın bağımsızlığı

Diğer yandan Avrupa Birliği’nin Akdeniz bölgesindeki önemli üyelerinden İspanya, kuzeyde yer alan ve bağımsızlık için uğraşan Bask Bölgesi’yle uzun süre mücade ettikten sonra İber Yarımadası’nın Kuzeydoğusunda yer alan Katalonya’dan hiç beklemediği bir darbe aldı. Deyim yerindeyse, son on yılı ekonomik krizle ve işsizlik gibi sorunlarla boğuşmakla geçiren İspanya bu darbeyle adeta yıkıldı. Uzun süre “Referandum yapılamaz” diyen Madrid hükümeti, düzenlenmesini önleyemediği ancak sandık sayısında ve oy kullanmada usulsüzlükler yapıldı gerekçesiyle müdahale etmeye kalkıştığı referandumda şiddet yaşanmasına neden oldu ve kanlı geçmesini engelleyemedi. Toprak kaybıyla itibar kaybetmekten korkan İspanya, ekonomik seviyesi iyi durumda olan Katalonya’nın bağımsızlığını ilan etmesi durumunda, Milenyum sonrası Avrupa kıtasında toprak kaybına uğramış Sırbistan’ın ardından toprak kaybı yaşayan ikinci ülke durumuna düşmesi ise ayrı bir konu. Avrupa Birliği ülkeleri arasında toprak kaybı yaşayan ilk ülke olabilir.

Fransa Katalonyası

“Referandum yapılacak” dendiği günden bu yana birçok konu ele alındı. Bask bölgesinin de bağımsızlık istemesi, İspanya’nın parçalanması, Fransa’nın Korsika adasının bağımsızlık istemesi, Avrupa Birliği’nin parçalanması gibi. Hatta Barselona futbol kulübünün Avrupa’nın en iyi ligi olarak kabul edilen La Liga’dan ayrılması bile konuşuldu. Barselona’nın ve İspanya Futbol Milli Takımı’nın defans hattına demir atan Pique’nin geçtiğimiz hafta sonu boş tribünler önünde oynanan Las Palmas maçı sonrası ağlayarak yaptığı açıklamalar bile resmen bomba etkisi yaptı. Ancak bütün bunlar gündemi meşgul ederken, ufak bir detay gözardı edildi. O da Fransa’nın güneybatısındaki Doğu Pireneler diye adlandırılan bölgede yer alan Fransız Katalonyası’nın adeta unutulmasıydı. Referandumla ilgilenen medyalar, Fransa’nın Katalonya bölgesinden hiç ama hiç bahsetmedi. Bazı medyalar, özellikle uzun zamandır bağımsızlık peşinde koşan Korsika adasına yoğunlaştılar fakat Fransa sınırları içerisinde yer alan Katalonya’dan hiç bahseden olmadı. Sebebi tam olarak belli değil. Ya referandumu takip eden gazeteciler Fransa’da böyle bir bölge olduğunu bilmiyorlar ya da önemsemediler. Buna Türkiye’deki medyalar da dahil. Hatta Google’de Türkçe yapılacak bir taramada, Fransa’daki Katalonya ile ilgili ciddi bir bilgi zafiyeti olduğu gözlemlenecektir.

Ancak inanması zor olsa da, Fransa’da bir Katalonya bölgesi olduğu gözardı edilemeyecek bir gerçetir. Edilemez dedik çünkü Kuzey Katalonya diye de anılan bu bölgede asırlardır yaşayan ve Katalonca konuşan bir halk vardır. Sayıları yüz bin kadar olan bu halk, İspanya’daki akrabaları gibi bir özerkliğe sahip olmasa da, 2007 yılından bu yana bin yıldır kullandıkları Katanlonca’nın Doğu Pireneler bölgesinde resmi dil olarak kabul edilmesini sağlamışlar. Fransa gibi büyük bir ülkenin en küçük azınlığı olarak kabul edilen bu topluluğun nabzını sadece o bölgenin yerel medyası tuttu. Bölgenin yerek medyasından edinilen bilgilere göre, Fransız Katalanlar, İspanya’daki Katalan bölgesinin bağımsızlığına olumlu gözle bakıyorlar ve bu konuda destek veriyorlar. Hatta çok sayıda Fransız Katalan, Katalan Özerk Bölgesi’ndeki referandumu, gerçekleştiği saatlerde meydanlara kurulan dev ekranlardan takip ettiler. Fransız Katalonyası’ndaki Katalonya dernekleri, resmi basın açıklamalarıyla İspanya Katalonyası’nın bağımsızlığını kazanmak üzere yaptığı referandumu desteklediklerini bildirdiler. Zaten aksi düşünülemezdi. Zira Fransız Katalanların “Biz bu referandumu desteklemiyoruz” veyahut “Katalonya bağımsız olamaz” türden açıklama yapmaları beklenemezdi. Kaldı ki, yüzde 90 gibi ezici bir “Evet” oyunun çıktığı bir referandumla ilgili. Adeta İspanya Katalonlarına “Bizi unutmayın” mesajı verildi. Belki gün gelir “Biz Katalonya’ya bağlanmak istiyoruz” diyecekler ve Fransa’dan ayrılmayı isteyecekler.

Katalanlar ve Kürtler

Şimdi bu tabloyu aklımızda tutarak, bir hafta önce Irak’ta yaşanan referanduma tekrar dönecek olursak. Avrupa coğrafyasında yaşanan tablo, Orta Doğu’da yaşanıyor olabilir mi? Yani Türkiye’deki veya İran’daki Kürtlerin, Irak’taki seçimleri desteklemedikleri iddia edilemez mi? Farklı ülkelerdeki Katanlar gibi. Bu hareket açıktan yapılmadıysa bile gizliden yapıldığı muhtemel değil midir? Üstelik Türkiye’deki ve İran’daki Kürt nüfusu, Fransa’daki Katalan nüfusu gibi yüz bin kişilik bir halktan oluşmazken. Her iki ülkede, sayısı milyonları bulan bir halk sözkonusu. Bu yüzden ister istemez, “Bunlar da bağımsızlık isterler mi” gibi sorular akıllara gelmiyor değil. Bir gün böyle bir istekle meydanlara çıkarlar mı çıkarlar. Zira İsrail bayraklarının rahat bir şekilde dalgalanmaya başladığı bir coğrafyada her şeyin yaşanır olabileceğini bilinçaltımıza sağlam bir şekilde yerleştirmemiz zaruridir.

Cafer Yıldırımer

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.