(AA) – Almanya’da 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasının müdahil avukatlardan Mehmet Daimagüler, esas hakkındaki mütalaasını geçen hafta tamamlayan Federal Başsavcılığı eleştirerek, davanın tüm yönleriyle aydınlatılması gerektiğini belirtti.
Daimagüler, başkent Berlin’de tarihi Brandenburg Kapısı’nın önündeki Pariser Platz Meydanı’nda Türk-Alman Öğrencileri ve Akademisyenleri Platformu (TD-Plattform) Derneğince “Aydınlatılmasını talep ediyoruz” sloganıyla düzenlenen gösteride konuştu.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 4,5 yıldır devam eden NSU davasında Federal Başsavcılığın, davanın amacını sadece sanıkların cezalandırılmasına indirgediğini belirten Daimagüler, “Bu yanlış. Ceza davasının anlam ve gayesi toplumsal barışı sağlamak. Cinayetlerden zarar gören hukuk düzeninin ve toplumsal barışın yeniden tesis edilmesi lazım. Bu da ayınlatma ile olur.” dedi.
Federal Başsavcılığın en üst temsilcisinin mütalaasında “Sanıklar bunlar. Daha fazlası yok. Farklı bir şey iddia edenlerin hepsi sinek vızıltısıdır” ifadesini kullandığını ifade eden Daimagüler, devletin hala, müvekkillerinin ve başkalarının bu cinayetleri Nazilerin işlediğine yönelik sözlerini duymadığını ve bunları sinek vızıltısı olarak nitelendirdiğini söyledi.
Daimagüler, “Ben bu vızıltıların dinmemesi ve daha da sesli çıkmasına katkı sağlayacağım. O kadar sesli ki Karlsruhe kentindeki Federal Başsavcılık binasında katlanamaz hale gelene ve bu olaylar aydınlatana kadar.” ifadelerini kullandı.
Federal Savcılığın NSU’nun 3 kişilik bir hücre olduğunu ve örgüt ile ilgili her şeyin soruşturulduğunu iddia ettiğini hatırlatan Daimagüler, “Alman yasalarına göre terör örgütü kurmak için 3 kişiye ihtiyaç var. 2’si öldüyse NSU artık yok demektir. Bu çok pratik.” değerlendirmesinde bulundu.
“NSU asla 3 kişilik bir örgüt değil”
Daimagüler, NSU’nun 3 kişi olmadığını vurgulayarak, başsavcılığın 9 kişi hakkında hala soruşturma yürüttüğünü, mahkemede 24 kişinin de örgüte yardımda bulunduklarını itiraf ettiğini anımsattı.
Federal Başsavcılığın örgütü neden 3-4 kişiyle sınırlandırmak istediği sorusunu soran Daimagüler, NSU’nun aşırı sağcı Thüringer Heimatschutz Derneğinden ortaya çıktığını, bu derneğe üye olan 163 kişiden 44’ünün geçmişte muhbir olarak ülkenin iç istihbarat örgütü olan Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) için çalıştığını dile getirdi.
Daimagüler, bu muhbirlerin BfV’nin maaş listesinde bulunduğunu ifade ederek NSU’nun asla 3 kişilik bir örgüt olmadığının altını çizdi.
Duruşmalarda tanıklık yapan bazı Neonazilerin avukatlarla birlikte geldiklerini ifade eden Daimagüler, bir avukatın Hessen eyaletinin Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından önerildiğini ve tutulduğunu ortaya çıkardıklarını anlattı.
“Merkel verdiği sözü tutmalı”
“Nazilerin ırkçılığı insanları öldürdü.” diyen Daimagüler polis teşkilatının bir bölümünde bulunan ırkçı düşüncenin bu olayları geçmişte aydınlatmadığını savundu.
Daimagüler, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 2012’de mağdurlara her şeyin aydınlatılacağı yönündeki sözünü tutmasını istedi.
TD-Platform Derneği Başkanı Handan Anapa da sivil toplumun yapısal ırkçılıkla mücadeleden vazgeçmemesi gerektiğini belirterek, sivil toplumun, özellikle İslam düşmanlığı, Nazizm ve aşırı sağ popülizmin arttığı bu dönemde sorumluluk alarak, bu sorunların aydınlatılmasını talep etmesi gerektiğini kaydetti.