(AA) – Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Başkanı Dr. Hla Kyaw, Myanmar’ın Arakan (Rakhine) eyaletinde Müslümanların (Rohingyalar) maruz kaldığı baskı ve şiddete ilişkin, “Arakan’da yaşanılan yavaşlatılmış bir soykırım. Tek seferde topluca öldürmek yerine yavaş yavaş öldürüyorlar.” dedi.
AA muhabirinin soruları cevaplayan Kyaw, Arakanlı Müslümanların etnik ve dini farklılıklarından ötürü “devlet zulmüne” maruz kaldıklarının altını çizdi.
Myanmar’da Müslümanların, nüfusun yaklaşık yüzde 3’üne denk gelen 1,3 milyon civarındaki Rohingyalar ile nüfusun yaklaşık yüzde 1’i olan Burma Müslümanlarından oluştuğunu belirten Kyaw, Burma Müslümanlarının vatandaşlık hakları bulunmasına rağmen baskı ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını kaydetti.
Kyaw, vatandaşlık hakları bulunmayan ve “devletsiz” konumdaki Arakanlı Müslümanlar için ise durumun çok daha vahim olduğunu söyledi.
Burma Müslümanlarının vatandaşlığı bulunduğundan çalışabildiğini, seyahat edebildiğini, eğitim alabildiğini ve camiye gidebildiğini dile getiren Kyaw, Arakanlı Müslümanların ise bunların hiçbirini yapamadığını, bir köyden diğerine giderken bile izin almak zorunda olduğunu bildirdi.
“1978’i soykırımın başlangıç tarihi olarak görüyoruz.” diyen Kyaw, Arakan’da tüm camilerin ve dini mekanların kapatıldığını, dolayısıyla nikah bile kıyılamadığını anlattı.
9 Ekim olayları
Özellikle ‘bölgeyi temizleme operasyonları’ adı altında sivil Müslümanlara yönelik şiddetin artmasına sebep olan sınır karakollarına saldırıların sorulması üzerine Kyaw, bu saldırıları düzenleyenlerin çoğunun 18 yaşından küçük “umutsuz, yanlış yönlendirilmiş ve marjinal” kişiler olduğunu vurguladı.
Arakanlı Müslümanların barışsever insanlar olduğunu dile getiren Kyaw, bu tür şiddet eylemlerini desteklemediklerinin altını çizdi.
Kyaw, “Güvenlik güçleri bu saldırıların olacağını biliyordu ama önlem almadılar. Saldırıların düzenlenmesine göz yumdular ki, ‘bölgeyi temizleme operasyonlarını’, yani büyük çapta öldürme, yakma gibi şiddet eylemlerini yapabilsinler.” diye konuştu.
Son olayların ardından artan şiddet yüzünden 65 binden fazla kişinin Bangladeş’e sığınmak zorunda kaldığını, 53 bininin ise ülke içinde yerlerinden edildiğinin altını çizen Kyaw, binden fazla kişinin tutuklandığını ve 500 kişinin öldürüldüğünü anlattı. Kyaw, yaklaşık bin 500 evin de tahrip edildiğini söyledi.
Kyaw, Birleşmiş Milletler’in (BM) son yayımladığı raporda Arakanlı Müslümanlara uygulanan şiddetin “çok büyük ihtimalle” insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilebileceğini belirttiğini hatırlattı.
12 yaşındaki çocuklar tecavüze uğruyor
Olayların ardından yaklaşık 400 kadın ve kız çocuğunun tecavüze uğradığını ifade eden Kyaw, çocuk kurbanların yaşlarının 12’ye kadar indiğini kaydetti.
Kyaw, ERC olarak Bangladeş’e kaçmayı başaran kadınlara acil tıbbi yardım sağlamaya çalıştıklarını, hastane veya polikliniklerde tedavi görmelerine yardımcı olduklarını ve masrafları üstlendiklerini dile getirdi.
Myanmar hükümetinin Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansına (TİKA) bölgeye insani yardım ulaştırabilmesi için izin verdiğini belirten Kyaw, ancak bu yardımların ordu tarafından alınıp ihtiyaç sahipleri yerine olaylardan etkilenmeyen kişilere dağıtıldığını bildirdi.
“Suu Çii de ordu gibi ırkçı”
Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii’nin, Arakanlı Müslümanların sorunlarını çözme niyeti olmadığını ifade eden Kyaw, onun ev hapsinde tutulduğu dönemde Rohingyaların kendisini desteklediğini ve serbest bırakılması için protestolara katıldığını hatırlattı.
Kyaw, “Suu Çii, tam anlamıyla ırkçı biri. Tıpkı ordu gibi Rohingyaları da Müslümanları da sevmiyor.” diye konuştu. Suu Çii’nin “orduyla iş birliği yaptığı” açıklaması ve atadığı bakanların “ordunun yanlış bir şey yapmadığı” yönündeki ifadelerini anımsatan Kyaw, bunu ordunun suçlarını “örtbas etmek” olarak nitelendirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) Arakanlı Müslümanlar konusundaki çalışmalarına müteşekkir olduklarını vurgulayan Kyaw, teşkilattan daha fazla inisiyatif almasını ve daha aktif bir liderlik beklediklerini kaydetti.
“Yavaşlatılmış soykırım”
Arakan’da bir insani krizin olduğuna işaret eden Kyaw, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu soykırımı durdurmak için ne gerekiyorsa yapılmalı, diplomatik yollar veya ekonomik yaptırımlar, ne lazımsa. İnsanlığa, insan haklarına, demokrasiye, özgürlüğe gerçekten değer veriyorsanız, bir an önce bu soykırımı durdurmanız gerek. Uluslararası topluma, sivil toplum örgütlerine, İslam dünyasına ve eğer gerçekten insan haklarını önemsiyorsa Batı ülkelerine, bu soykırımı bir an önce durdurmaları için çağrı yapıyoruz.”
Kyaw, “Arakan’da yaşanılan yavaşlatılmış bir soykırım. Tek seferde topluca öldürmek yerine yavaş yavaş öldürüyorlar.” dedi.
Kyaw, Rohingyaların bağımsızlık gibi bir talepleri olmadığını sadece eskisi gibi Myanmar toplumunun bir parçası olmak istediklerini anlattı.
“Rohingyalar, sırf Müslüman oldukları için öldürülüyorlar, tecavüze uğruyorlar, evleri yakılıyor.” diye konuşan Kyaw, Arakanlı Müslümanların acil insani yardıma ihtiyaç duyduklarını da vurguladı.
Kyaw, Türkiye’nin Arakanlı Müslümanların maruz kaldığı zulmün durdurulmasına liderlik edebileceğini sözlerine ekledi.