(AA) – Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) Genel Başkanı Mustafa Önsay, “Başkanlık sistemi Erdoğan’ın şahsında düşünülerek kişiselleştirilmemeli. Bu büyük hata olur. Bu, Türkiye’nin kendi meselesidir.” dedi.
Önsay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2015’te hazırladıkları “Türk Tipi Başkanlık Sistemi Raporu” ve “Partili Cumhurbaşkanlığı” hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Eylül 2015’te başkanlıkla ilgili raporu hazırlamaya başladıklarını anımsatan Önsay, raporun adının “Türk Tipi Başkanlık” olmasında o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinin etkili olduğunu belirtti.
“MHP’nin desteğini 1 yıl önce fark ettik”
Önsay, buradaki “Türk” kelimesinin ırkçı anlamda değil, geleneksele vurgu yapma amacıyla kullanıldığını aktararak, MHP’nin vereceği desteğin 1 yıl önce farkına vardıklarını söyledi.
Raporu 25 Aralık 2015’te yayımladıklarını hatırlatan Önsay, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyu gündeme getirdiğinde içerik tartışılsaydı bizim hazırladığımızdan daha iyi metinler de ortaya çıkardı. Raporu yayımladığımız sırada Erdoğan, Suudi Arabistan’daydı. Mustafa Şentop arayarak raporun dijital halini istedi. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından döndüğünde havalimanında bu rapordan birkaç cümle söyledi. Başkanlık sistemi Erdoğan’ın şahsında düşünülerek kişiselleştirilmemeli. Bu büyük hata olur. Bu, Türkiye’nin kendi meselesidir.” diye konuştu.
Erdoğan’ın şu an yönetimde kendi adına bir sıkıntı yaşamadığına vurgu yapan Önsay, şöyle devam etti:
“Bu mesele kazanımlarla ilgilidir. Batılaşmanın başladığı Tanzimat Fermanı’nın yayımlanmasından sonra halkın ve devletin istekleri arasında derin bir uçurum oluştu. Temelde 2002’de olan şey halkın isteklerinin devlet tarafından kabul edilmesidir. Başkanlıkta da beklenen, halk için yapılanların ve kazanımların geri dönmemesidir. Türkiye’de yüzde 51 oy almak ve başkan olmak için halkın dediğini söylemeniz lazım. Yoksa bu oranları alamazsınız. Parlamenter sistem size yüzde 25’le bile iktidar şansı veriyor. Fakat başkanlıkta bu oran size iktidar vermez. Yüzde 51 almak zorundasınız.”
Önsay, Türkiye’de mevcut sistemin hiçbir siyasiye mesuliyet yüklemediğini anlatarak, “Türkiye’de öyle bir durum yok. İnsanlar istiyor ki yöneticiler Japonya’daki gibi intihar etsin ama Türkiye’de hiç kimse hiçbir şeyden sorumlu değil. Başkanlıkta ise karşınızda bir adam var ve o mesul. Kendi adamlarıyla geliyor ve 5 yıl sonra başaramazsa gidiyor.” dedi.
“Erdoğan ve Putin dışında karizmatik lider yok”
Mustafa Önsay, başkanlık sisteminin ise seçilen başkanı doğrudan güçlü ve karizmatik hale getirdiğine vurgu yaparak, “Obama başkan olmadan önce herhangi bir karizmaya sahip değildi. Başkan olduktan sonra her hareketi o makam vasıtasıyla ona bir karizma yüklüyor. Türkiye’de böyle bir şeye ihtiyaç yok. Bizde hep karizmatik liderler vardır. Demirel neresinden bakarsanız bakın bir karizmadır. Türkeş, Erbakan, Özal ve Erdoğan bir karizmadır. Dünyada bugün Erdoğan ve Putin dışında karizmatik lider yok. Batı çıkaramıyor. 36 Osmanlı padişahının hepsi karizmatik miydi? Hatta akıl hastası olduğu söylenenler var. Görüyoruz ki bulundukları makam onları karizmatik hale getirdi. Bürokratik oligarşi ancak başkanlık sistemiyle ortadan kaldırılabilir. Türkiye’nin bir an önce bu yapıdan kurtarılması gerekiyor.”
Öte yandan, Anayasa teklifi ile GRTC’nin hazırladığı rapor arasındaki benzerliğe dikkati çeken Önsay, “Partili Cumhurbaşkanlığı tanımlamasını ülke gündemine taşıyan raporumuzla GRTC olarak bir düşünce kuruluşunun yapabileceği en temel faaliyeti, siyasi karar alıcılara etki yapmayı gerçekleştirmiş olmakla iftihar ediyoruz.” dedi.