Şehir efsanelerine inanır mısınız bilmiyorum ama Antwerpen denince aklıma ilk gelen bu.
Son yıllarda Benelüks turlarının artmasıyla Belçika’ya ziyaretler çoğaldı ama kaçımız Brugge’yi ya da Brüksel’i görürken Antwerpen’in varlığından haberdardı?
İşte henüz keşfedilmemiş bu şehri sizler için geziyoruz.
Tarih de birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Antwerp, büyüleyici mimari yapıları ve hareketli yaşamıyla görülmeye değer kentler arasındaki yerini şimdiden almıştır. Belçika’nın kuzeyinde yer alan şehir scheldt nehri üzerinde yer alıp Avrupa’nın en büyük üçüncü, dünyanın ise yirminci büyük limanına sahiptir. Belçika’nın en büyük ikinci ve flaman bölgesinin başkentidir. Hollanda’nın 25 km yakınında olup, ülkenin en zengin şehridir.
Şehre Antwerpen denmesinin ilginç bir hikayesi vardır. Zamanında Antigoon adında acımasız bir canavar yaşarmış ve nehirden geçen denizcilerden haraç alır mallarına zorla el koyarmış. Kendisine karşı gelenlerin ise ellerini keser canlarını alırmış. Günlerden bir gün Silvius Braba adında bir kahraman ortaya çıkmış ve bu canavarın elini kesip nehre atmış. Yıllar içinde bu el kesme olayı hand werpen (Flamanca’da el kesip atmak) Antwerpen olarak değişmiş ve kentin adı böyle kalmış.
Antwerp şehrinin en kalabalık yeri Groenplaats (Grootmarkt)’dır, birçok dünyaca ünlü restaurantlar ve cafe barlar turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Yılbaşlarında düzenlenen eğlenceler ve kerst festivalleri şehir sakinlerini buraya çeker.
Meydanda yer alan binaların çatısına dikkat edilirse çeşitli figürler göreceksiniz. Bu zamanında burada oturanların meslek gruplarını belirtmek için yapılmış.
14.yy’da yapılan Meryem ana katedrali (onze lieve vrouvewe) eşsiz mimari yapısı ve el işçiliği ile burada yer almaktadır. Girişin ücretsiz olduğu katedral şanslı ziyaretçilerine kilise korosu keyfini de sunmakta.
Groenplaats’in nehir kenarı ise gençlerin hafta sonları buluşup bir şeyler içtikleri eşsiz günbatımının izlendiği bir yerdir. Eskiden kurulan Antwerpen’in gözü olarak adlandırılan sinksiefor (lune park) şehri kuşbakışı izlemek için harika bir yerdi ama bölge sakinlerinin gürültü yaptığı gerekçesiyle, şikayet etmesi sonucu son üç yıldır buradan kaldırıldı.
Yine bu bölgede Hetsteen kalesini ziyaret edebilirsiniz. Önünde büyükçe bir denizci çapası bulunun kaleye çıktığınızda manzarası oldukça harikadır ve kolaylıkla önünüzden gecen Almancadan gelen nehir botlarını izleyebilirsiniz. Buradan kalkan botlarla sizde 8 Euro karşılığında gezebilir yada farklı bir alternatif olarak gemi müzesi, red line star müzesi yada nehir altındaki St Anna tünelinde yürüyerek karşı yaka linkerover’a gidip yelken yada rüzgar sörfü yapanları izleyip tarifi imkansız anlara tanıklık edebilirsiniz.
Geçtiğimiz yıllarda dünya spor başkenti seçilen şehirde, bisikletle gezenleri, sabah koşusuna çıkanları ve farklı aktiviteler yapanları görmeniz günlük hayat akışının bir örneği.
Antwerpen’in bir diğer gezilecek yeride dünyaca ünlü alışveriş markalarının bulunduğu Meir’dir. Burada lovely planet’de yazan paters vaetje ve diğer ünlü cafe ve restaurantlar bulunmakla beraber dünyaya Antwerpen altılısı akımının sonuçlarından vintage mağazalar ve ikinci el mağazaları kapstraatje sokağında bulunmaktadır.
Antwerpen’in sanata yaptığı katkılarından dolayı 2003 yılında Avrupa Kültür başkenti seçilmiştir.Mesela dünyaca ünlü ressam Rubens’in evi buradadır ve müzeye çevrilmiştir giriş 8 Euro’dur.Yine ayni cadde üzerindeki 18.yy’da Napolyon’un satın aldığı kraliyet sarayını ziyaret edebilirsiniz. Yalnız günümüzde film müzesine dönüştürülmüştür.
Bir diğer önemli yerde Antwerpen centraal’dir. Avrupa’da ödül alan en güzel tren istasyonu buradadır. 1905 yılında yapılan tren istasyonu görenleri eşsiz mimarisiyle büyülemektedir.
Meşhur Sinefillerin Yahudi filmi burada çekilmiştir. Zaten gerçekten de Yahudi mahallesi vardır burada ve dünya elmas ticaretinin başkenti olan Antwep’de elmasçılar Yahudilerin elindedir. Kongo’dan getirdikleri kaliteli elmasları dünyaya buradan pazarlar ama Belçika devletine hiçbir vergi ödemezler.
Yine burada Avrupa’nın en büyük hayvanat bahçesi bulunmaktadır. Yunus balığından fok balığına gösterilerin yapıldığı dev bir eğlence yeri yalnız giriş biraz pahalı 17.50 Euro.
Buralara kadar gelmişken eğer şanslıysanız meydana yürüyerek 10 dakika mesafedeki Sportpaleis Arena’da giderek dünyaca ünlü sanatçıların konserlerine eşlik edebilirsiniz eğer denk gelmediyseniz merkez bölgesinde bulunan eğlence yeri Noxx sizleri bekliyor olacak.
Aklıma gelmişken bu şehir dünyaca ünlü Tomorrowland festivalinde ev sahipliği yapar olur ki, Temmuz ayında gelecekseniz sakın kaçırmayın derim.
Yazı/Fotoğraflar: Ramazan Kaya