Batı’nın ünlü müzikal bestecileri yaptıkları bestelerle şiiri her zaman birlikte yürüterek ezgi ve sözü bir ahenk içinde ortaya koymuşlardır. Bizde de pek çok şairin eseri üzerine besteler yapılmıştır. Böylece ilk çağlardan beri sürmekte olan müzik ve şiirin kardeşliği pekiştirilmiştir. Türkçe’nin iki büyük şairi şiiri şöyle tanımlar. Yahya Kemal Beyatlı şiiri “Bildiğimiz musikiden farklı bir musiki” olarak ifade ederken, Ahmet Haşim de şiiri “Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan” şeklinde belirtir.
Sözü Belçika’da yaşayan ve sanatsal etkinliklerine burada devam eden değerli şair ve müzisyen Mustafa Avşar’a getirmek istiyorum.
Şiir, “söz” ün söylendiği en güzel sanat dalıdır. Şiirle müzik, birbirini tamamlayan ve doğrudan insan yüreğine seslenen, etkileyici, duygu yüklü sanatlar olarak varlıklarını sürdürmektedir. Şiirin sözüyle bağlamanın hüzünlü ezgisinin birleşmesinden Mustafa Avşar’ın sanat kişiliği ortaya çıkar. Mustafa Avşar, şiirle musikinin muhteşem sentezinden sonsuzluk yürüyüşüne çıkarak, hüzünlü gönüllere yaşama sevinci aşılamaktadır.
Mustafa Avşar; Türk sanatına, kültürüne, musikisine ve şiirine yeni soluklar getirmekte yeni değerler kazandırmaktadır. kattıkları değerden dolayı teşekkür ediyorum.
Onun , “Gözlerin” başlıklı şiiri, Türk edebiyatında bu konuda yazılan başarılı bir örnektir:
Bir öykü bir roman, kitaba benzer
Oku oku bitmez şiir gözlerin
Cadde cadde dolaş gezmekte yetmez
Köy, kasaba değil şehir gözlerin
Yediğim yemekte, içtiğim suda
Sen varsın aldığım nefes, havada
Seni seven gönlüm hayat bulsa da
Baktıkça öldürür zehir. Cellat gözlerin
Bu nasıl güzellik her mevsim açar
Mustafa’nın kalbi sevinçten uçar
Yakaladım derken elimden kaçar
Okyanusa akan nehir gözlerin
Mustafa Avşar, Afyonkarahisar- Bolvadin ilçesinin Özburun köyünde 10 Ekim 1968’de doğmuştur.
1975 yılında babasının işçi olarak çalıştığı Belçika’ya gelerek eğitimin Gent şehrinde tamamlar. Halen Belçika’nın Gent şehrinde ikamet eden Avşar, müzik tutkusunu babasından dinlediği türkülerden etkilenerek kazandı. Genç yaşta, bir çok halk ozan ve şairle tanışma fırsatı bularak kendileriyle sahne alma fırsatı buldu. Arif Sağ, Neşet Ertaş, Ozan Arif, Hilmi Şahballı ve Abdurrahim Karakoç bu sanatçılar arsındadır.
Avşar, Belçika’da şair ve müzik adamı olarak tanınmaktadır. O, bağlamasından havalandırdığı ezgilerle gönüllere hitap etmektedir. Keza şiirleri de Türkçe’nin bütün güzelliğiyle gönüllere baharlar getirmektedir.
İlk şiirleri 1988’den başlatarak çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Üç şiiri 1991’de Eskişehir Valiliği tarafından “Yunus Emre Şiirleri” adı altında dereceye girdi ve yayımlanan kitap içinde yer aldı.
Şiirleri, araştırmacı Dr. Fatma Ahsen Turan tarafından hazırlanan “Sazın ve Sözün Sultanları” adli kitapta geniş yer buldu.
Profesyonel sanatçı kimliğiyle tanınmasındabaşkanlığını yürüttüğü Müzikevi Derneği’nin büyük katkısı olmuştur. Bu dernekte 2008’de tanıştığı Belçika’nın yaşayan en büyük ozanlarından WillemVermandere ile Belçika’nın en büyük festivallerinde ve konser salonlarında sahne aldı. WillemVermandere’le birlikte Türkçe ve Flamanca albüm çıkardı. Bu albümdeki “Bu Şehir” parçası Gent işin yazılmıştır. Bu parça Gent’in milli şarkıları arasına girmiştir.
İkinci albümünü yine tanınmış sanatçılar; Serkan Çağrı, Eva De Roovere, Roland Vancampenhout ile gerçekleştirmiştir. İlgili sanatçılarla düet yapmıştır.
Avşar’ın müzik ve şiir etkinlikleri Belçika ve Türk toplumları tarafından takdirle karşılanmaktadır. İki toplumun kaynaşmasına köprü kuran bu etkinlikler devam etmektedir.
2014’te yine Belçikalı tanınmış tiyatrocusu Luk De Bruycker ile Belçika’ya göçün 50.yılı münasebetiyle hazırladığı “Turken Kaba” adlı müzikalin müziğini yapmış ve oyunda aktör olarak görev almıştır.
Mustafa Avşar’ın; röportajı Kanal A’da yayımlanmıştır. Belçika Ulusal televizyonunda ve Belçika AVS’de söyleşi ve konser haberleri yer almıştır. Belçika Ulusal Radyo 1’de Turnam eseri haftanın en iyi parçası seçilmiştir.
Avşar, eserleri ve etkinlikleriyle Belçika basınında gündem oluşturmuştur.
Mustafa Avşar, Nasihat başlıklı şiirinde kızına öğüt verirken aslında bütün insanlığa seslenmektedir. Bu şiirdeki mesajlar, bugün insanlığın muhtaç olduğu temel değerlere de işaret etmektedir. Avşar’ın yüreği, şiir ve müzikle atmaktadır. O, içindeki güzellikleri, inci tanelerini insanlara dağıtmaktadır.
Dinle kızım sözüm atma yabana
Azı azımsayan çoğu bulamaz
Ne kin güt ne de güven babana
Uçmasın bilmeyen kuğu olamaz
Kendi ayağınla koşmaya çalış
Kendi kanadınla uçmaya çalış
Anasız babasız kalmaya alış
Vara alışanlar yoğu bilemez
Bütün insanları sev ayırmadan
Nerde zulüm görsen yer, kayırmadan
Aç iken nefsini döv doyurmadan
Fakir tuzu alsa yağı alamaz
Paylaşmayı öğren her şeyden önce
Kalp kırma hesap et inceden ince
Uzaklar yakındır insan sevince
Aşk olmasa Ferhat dağı delemez
Ömür kuşa benzer altın kafeste
Gözün yolda kalır, kulağın seste
Bildiğin konuda konuş mecliste
Bahçıvan olmayan bağı bellemez
Dünyada ırk ve renk ayrımı yapma
İyi ve kötü var doğrudan sapma
Oku, çalış, kazan paraya tapma
Akılsız baş olgun çağa gelemez
Bak kızım, su akar arkını bulur
Değirmendir döner çarkını bulur
Mustafa der başlar börkünü bulur
Yazgıdır her sünger ağı silemez
Ahmet Urfalı