Vakıf Katılım Genel Müdürü Göktaş, “Faizsiz finansın merkezinin İstanbul olması için çalışacağız. Dünya çapında 2 trilyon doları aşan büyüklüğe sahip İslami finans modelinin merkezi İngiltere değil Türkiye olmalı” dedi.
Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, Türkiye’deki katılım bankacılığı sektörünü büyütmek istediklerini belirterek, Türkiye’nin İslami finans sektöründen daha fazla pay almasını hedeflediklerini söyledi.
Oran, bankanın kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerinin paylaşıldığı, Radison Blu Otel Ortaköy’de düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Bankanın kuruluşundan sonra Vakıf Katılım’a ilginin umduklarından daha fazla olduğunu dile getiren Oran, bunun en önemli sebeplerinden birisinin vakıf eserlerine bakış açısının farklılığı olduğunu söyledi.
Oran, vakıf eserlerinin satılarak sermayesinin kendilerine aktarılmasının kendilerini güçlü kıldığını kaydederek, böyle olunca kamuoyunda bankaya ilginin arttığını aktardı.
Sektörde iş yapan girişimci, kurum ve kuruluşların bankalarına yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayan Oran, “Şu anda bize müracaat etmiş 84 bine yakın personel var. 1500’den fazla kredi talep eden müşteri var. Bu rağbeti görmemiz bizi hayli heyecanlandırıyor, mutlu ediyor” diye konuştu.
Oran, Vakıf Katılım’ın kurulma sürecinin tarihini anlatarak, bu fikri 1996 yılında dönemin vakıflardan sorumlu Devlet bakanı Ahmet Cemil Tunç’a ilettiklerini ancak fikrin gerçekleşmediğini söyledi.
Aradan 20 yıl geçtiğini ve 3 yıl önce bu fikrin tekrar gündeme geldiğini dile getiren Oran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sektörde katılım bankacılığının payı yüzde 5-5,5 civarlarında. Katılım bankacılığı istenilen seviyede büyüyemedi. Kamu katılım bankacılığı ile özel sektörün önünü açmamız ve mevzuattaki boşlukları doldurmamız gerekirdi. Yurtdışında özellikle körfez ülkelerinden burada yatırım yapmak isteyenlerin kamu bankası olmamız hasebiyle bize daha fazla ilgi duyacağını müşahede ettik. Sektörün önünde ciddi bir büyüme potansiyeli var.
Bugün dünya katılım bankacılığı sektöründen yalnızca yüzde 6 pay alan Türkiye, katılım bankacılığının yaygın olarak faaliyette bulunduğu ülkeler arasında henüz olması gereken sıralamada değil. Bizim hedefimiz sektördeki pastayı bölüşmek değil, sektörü büyütmek. Sektörü birlikte büyütürsek, pasta büyür ve bu pastadan herkese daha çok düşer. Körfez ülkelerinden, İslam ülkelerinden bu sistemi İngiltere’de en iyi uygulayan HSBC’den daha fazla nasıl pay alabiliriz hesabıyla yola çıktık. Amacımız, Körfez ülkeleri ve batılı ülkelerden bu sisteme inanan kişi, kurum ve kuruluşlardan Türkiye’ye fon sağlanması.”
Oran, sağlanacak fon ile Türkiye ekonomisine katkı sağlamak istediklerini bildirdi.
“Vakıf eserlerinin hisselerinin devri için tarih belli değil”
Oran, vakıf eserlerinin son 13 yıldan önce istenilen şekilde restorasyonu yapılmadığını belirterek, son dönemde bu eserlerin ecdada yakışır şekilde korunduğunu söyledi.
“Amacımız bu eserleri bizden sonraki gelecek nesillere taşımak” diyen Oran, öğrencilere ve yardıma muhtaç kişilere yapılacak yardımlardan bahsetti.
Oran, sistemle ilgili kamuda ve bürokraside yaşanan sıkıntıları gidermek istediklerini kaydederek, bugün sektörün gelişmesi için koşulların çok daha elverişli olduğunu bildirdi.
Yönetim Kurulu Başkanı Oran, ilgili soru üzerine Vakıfbank’taki Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün hisselerinin Hazine yoluyla kendi bankalarına aktarılması için çalışmaların sürdüğünü, bu konuda bir tarih veremeyeceğini aktardı.
Bankanın halka arzı veya yabancı ortaklık düşüncesi olup olmadığına dair bir soru üzerine Oran, “Şu anda sermaye problemimiz yok. Halka arz veya yabancı ortaklık gibi bir düşüncemiz yok” dedi.
“Bu ay 10 şube açacağız”
Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş ise, Vakıf Katılım’ın kuruluş sürecini ve hikayesini anlatarak, şirketin hedeflerinden bahsetti.
Bu yıl 30 şubeye ve 500 personele ulaşmayı hedeflediklerini belirten Göktaş, “Önümüzdeki 2 yıl içinde 35’er şube açarak 3 yılda 100 şubeye, 1200 personele ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Göktaş, şu anda bir şube ile hizmet verdiklerini anımsatarak, “Bu ay içinde 9 şube açacağız. Bu şubelerin 2 tanesi İstanbul’da olacak. diğerleri Ankara, Konya, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Denizli. İşler hızlı gidiyor. Trabzon, Gebze ve Kayseri şubeleri de tutuldu. Önümüzdeki dönem şube açılışlarına hızla devam edeceğiz” diye konuştu.
“2023’te katılım bankacılığında lider olmayı hedefliyoruz”
Göktaş, 2018 yılının sonunda katılım bankacılığından aldıkları payın yüzde 10’lara ulaşmasını hedeflediklerinin altını çizerek, 2023’te bu alanda lider konuma gelmek istediklerini bildirdi.
Kar-zarar ortaklı projelere biraz daha önem vermek istediklerinden ve bunun ihmal edildiğinden bahseden Göktaş, kitlelere ulaşmak için alternatif dağıtım kanallarını kullanacaklarını belirtti.
Göktaş, kamu bankaları olmaları nedeniyle hükumetin Orta Vadeli Planını baz aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Ciddi yapılması gereken şeyler var. Burada hükumetin yaklaşımına destek vermek istiyoruz. Mesela istihdam, büyüme, üretim ve ihracat getirecek alanlara yoğunlaşacağız. Enerji sektörünü ciddi desteklemek istiyoruz. Enerji projesi deyince çok büyük projelere girme şansımız fiilen şu anda yok. Ancak ufak projeler de var. Türkiye bulunduğu konum itibariyle her zaman her riske açık. Bu riskleri bertaraf etmenin yolu millileşmekten geçiyor. İstihdam yaratmak, KOBİ’lere yönelmek, krediye, fonlara daha zor ulaşabilen müşteri kitlelerine hitap etmek istiyoruz. Burada ihtiyacı olan herkese fon kullandıracağız gibi algılanmasın. Kriterlerimize uyan herkese fon kullandıracağız.”
“2 trilyon dolarlık İslami finansın merkezi Türkiye olmalı”
Göktaş, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’ne (İFM) değinerek, Londra’nın şu anda faizsiz finansın merkezi konumunda olduğunu dile getirerek, “Biz bunu inşallah değiştirmek için ne yapabileceksek, hükumetimizin ve Türkiye’deki katılım bankalarının gayretine verebileceğimiz maksimum desteği vererek faizsiz finansın merkezini İstanbul olarak zihinlere yerleştirmeye çalışacağız. Dünya çapında 2 trilyon doları aşan büyüklüğe sahip İslami finans modelinin merkezi İngiltere değil Türkiye olmalı” ifadelerini kullandı.
“2 sukuk şirketi kurmak için BDDK’ya başvurduk”
Bir gazetecinin “Sendikasyon ve sukuk ihracı gibi araçları kullanacak mısınız?” şeklindeki sorusu üzerine Göktaş, “Mutlaka. Biliyorsunuz sukuk için şirket kurmanız gerekiyor. Biz kuruluş için BDDK’ya başvurumuzu yaptık. İki tane şirket kuracağız. Biri kendi bankamızın sukukları, diğeri müşterilerimizin çıkartacağı sukuklar için için. Bu ihtiyaca binaen” dedi.
Göktaş, projeleri desteklerken İslam Kalkınma Bankası’nı kaynak olarak kullanacaklarını dile getirerek, bu projelerde köprü görevi göreceklerini, finansör ile yatırım yapacak taraflar arasında köprü olacaklarını anlattı.
Körfezdeki fonları çekmek için yurt dışında neler yaptığına ilişkin bir soru üzerine Göktaş, şimdilik önceliklerinin yurt içi olduğunu, fon ihtiyaçları bulunmadığı için hali hazırda böyle bir arayış içinde olmadıklarını bildirdi.
Göktaş, bireysel emeklilik çalışmaları hakkındaki bir soruya karşılık, “Bireysel emeklilik alanında Vakıf Emeklilik, sigortacılık alanında ise Güneş Sigorta ve Neova Sigorta ile acentelik anlaşmalarına imza atarak, bireysel müşterilerimizin tüm finansal ihtiyaçlarını karşılayacak kapsamlı bir hizmet sunma yönünde adımlarımızı attık” ifadelerini kullandı.
Şu anki sermayelerinin mevduatları toplandığında 1 milyar 160 milyon lira olduğu bilgisini veren Göktaş, bu büyüklüğü çok farklı yerlere gidebileceğini, şimdilik hedeflere ilişkin bir rakam vermek istemediklerini aktardı.
Göktaş, Bank Asya’nın tasfiyesi halinde banka ve şubeleriyle ilgilenip ilgilenmeyecekleri konusundaki soruya karşılık, böyle bir düşünceleri olmadığını söyledi.