8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle UETD Belçika Kadın Kolları tarafından verilen resepsiyonda önemli mesajlar verildi.
UETD Belçika Kadın Kolları Başkanı Asuman Kökten’in önderliğinde UETD Belçika şubesine ait yeni binada düzenlenen etkinliğe 24. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Tülin Erkal Kara, Brüksel Bölge Milletvekili Mahinur Özdemir, T.C. Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy’un eşi Esin Ulusoy, Schaerbeek Belediye Meclis Üyesi Derya Alıç ve Hamme Belediye Meclis Üyesi Fatima Gökçe gibi isimler katıldı.
Önemli mesajların verildiği etkinliğin sonunda 24. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Tülin Erkal Kara ile UETD Belçika Kadın Kolları Başkanı Asuman Kökten’e birer teşekkür plaketi verildi.
ASUMAN KÖKTEN: “AKTİF ROL ALAN VE ÜRETKEN GÖRMEK İSTİYORUZ”
“Bizler anayız, bizler ablayız, bizler eşlerimizin hayat arkadaşıyız” diye konuşmasına başlayan UETD Belçika Kadın Kolları Başkanı Asuman Kökten, konuşmasının devamında “Ama her şeyden önce bizler toplum içerisinde erkeklerle eşit statüde birer bireyiz. Bir toplumun gelişmesi kadının bu toplumda aktif olarak etken olmasına bağlıdır. Kadına değer vermeyen halk, kadını ikinci veya üçüncü planda tutan toplumlar hiçbir zaman gelişememiştir ve ilerleyememiştir. Kadının değer kazanması ve aileyi değerli kılması toplumu değerli kılmış, toplumları değerli olan milletler ise dünyaya hükmetmişlerdir. Bunun tarihimizde sayısız örnekleri vardır. Artık kadınlarımızı her alanda aktif rol alan ve üretken görmek istiyoruz.”
ESİN ULUSOY: “TÜRK KADININ EMEĞİ VE KATKISI İNKAR EDİLEMEZ”
T.C. Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy’un eşi Esin Ulusoy, konuşmasında “Türk kadınının sesini duyurmak ve Belçika’daki toplumdaki konumunu güçlendirmek amacıyla hiçbir karşılık beklemeden ve büyük fedakarlıklara katlanarak çalışan tüm Türk kadın sivil toplum kuruluşlarını yaptıkları çalışmalar nedeniyle tebrik etmek istiyorum. Geride bıraktığı elli küsür yıllık tarihiyle Belçika’nın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan Türk toplumunun bugün ulaştuığı konumda yetiştirdiği genç nesillerin yanı sıra profesyonel hayattaki başarıları ile Türk kadının emeği ve katkısı inkar edilemez” dedi.
MAHİNUR ÖZDEMİR: “HEP MÜCADELE ETMEK ZORUNDA KALMIŞLAR”
8 Mart’ın aslında sadece basit bir kadınlar günü olmadığına dikkat çeken Brüksel Bölge Milletvekili Mahinur Özdemir, yaptığı konuşmada “Bugün kadın hakları günü. Yani kadınların elde edememiş haklarının elde etmek için gayret gösterdikleri gün. Neden dünya kadın hakları günü? Çünkü kadınlarımız hakikaten sosyal alanda olsun, siyasi alanda olsun genel olarak hayatlarının her gününde olsun pek çok zorluklarla karşılaşıyorlar. Ve bugünlere gelmek için her seferinde mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Oy hakkını kullanmak için, bir vatandaş olmak için mücadele etmişler. Bir oy, bir vatandaştır sonuçta. Siyasette var olmak için, meclislerde taşınmak için, sivil toplum kuruluşu olmak için hep kadınlar mücadele etmiştir” ifadelerini kullandı.
TÜLİN ERKAL KARA: “KADİN İSTEDİĞİNİ BAŞARABİLECEK GÜÇTE”
Kadınların her alanda geliştiğini gördüğü için her zaman mutlu olduğunu ifade eden 24. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Tülin Erkal Kara, “Ben de burada doğmuş ve büyümüş bir kardeşiniz olarak Türkiye’ye döndükten sonra siyasi arenada var olan bir kardeşiniz olarak şunu söylemek istiyorum. Gerçekten kadın istediği her şeyi başarabilecek güçte ve niteliktedir. Yeter ki, erkekler önümüzğ açsınlar. Yeter ki, kadınlara karşı çıkmasınlar” diye konuştu.
Konuşmasının devamında, bazen kadınlarla ilgili okuduğu en küçük bir haberin bile yüreğini sızlattığını dile getiren eski Bursa Milletvekili, “Acaba bu insanlık dışı ne zaman son bulacak diye söylediğimiz o kadar zamanlar oldu ki, bugün bile gazeteleri açıp falanca kadın şiddete maruz kalmış diye haberleri gördüğümüz zaman, bunun ne kadar utanç verici bir tablo olduğunun farkına varıyoruz” dedi.
Bundan birkaç gün önce ise çok üzücü bir haber izlediğini de değinen Kara, “Suriyeli bir kadın elinde bir kutu taşıyarak, 26 günlük ölmüş bebeğini Hatay’a kadar getiriyor ve orada tesadüfen polisler tarafından farkediliyor. Kadının o şaşkın bakışlarından anlıyoruz ki, o annenin o çocuğunu savaş olduğu bir ülkeye gömmeye yüreği dayanamamış. Türkiye topraklarına elinde 26 günlük ölmüş bebeği ile giriyor ve şaşkın bakışlarla sağa sola bakınıyordu. Bu durum beni gerçekten çok derinden etkiledi. Artık dünyada savaşların bitmesini isteyen bir kardeşiniz olarak, artık ne bir kadının ne bir çocuğun ne de bir erkeğin acı çekmesini istemiyorum. Bu dünya herkese yetecek kadar büyüktür ama maalesef birileri dünyayı hüsrana uğratabiliyor” diye konuştu.
Haber/Fotoğraflar: Cafer Yıldırımer