HALİS KÖKTEN, SİYASETİ EMİRDAĞ’A TAŞIYANLARA ATEŞ PÜSKÜRDÜ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belçika’da 14 Ekim tarihinde yapılacak yerel seçimler yaklaştıkça, Türk kökenli adaylar arasında tansiyon yükseleceğe benziyor.

Yaz tatili dönemi olmasına rağmen, yerel seçimlerde aday olan Türk kökenli siyasetçilerimiz, seçim çalışmalarına aralıksız devam ediyorlar.

Türk kökenli siyasetçilerden bazıları Türkiye’de,bazıları ise Belçika’da seçim çalışmalarını yürüttüğü şu günlerde, Belçika’da aralıksız çalışmalarına devam edenler arasında Sosyalist Partili Türk kökenli adaylardan Brüksel Hükümeti Milletvekili Emin Özkara, Schaerbeek Belediyesi Meclis Üyesi Halis Kökten ve genç siyasetçi Hasan Koyuncu var. Seçim çalışmalarını özellikle aday oldukları Schaerbeek Belediyesi sınırları içerisinde gerçekleştiren bu üç siyasetçi, Emirdağ kökenli adayların, şu günlerde Emirdağ’da düzenlenen ‘9. Emirdağ Gurbetçi Festivali’ne giderek siyaset mücadelelerini oraya taşımalarından oldukça rahatsız olduklarını söylüyorlar.

Bilindiği üzere seçim kampanyasını beraber yürütmek üzere birlikte yola çıkan bu üç siyasetçinin oluşturmuş olduğu grup adına açıklama yapan Halis Kökten ile festivale katılan siyasetçiler hakkında gerçekleştirdiğimiz röportajda sorulan soruları cevaplandırarak, siyaseti Emirdağ’a taşıyan Emirdağ kökenli siyasetçilere adeta ateş püskürdü.

Belçika yerel seçimlerine aday olan Emirdağ kökenli siyasetçilerimiz Emirdağ’da gerçekleşen festivale katılmaları ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
H.K.: Emirdağ’a politik amaçla gitmenin seçim esnasında pek yararlı olmayacağını düşünüyorum. Şu gerçeğin vazgeçilmez olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizler malum Emirdağ kökenliyiz. Emirdağ siyasetini yakından takip ettiğimiz bir gerçektir. Ancak biz Belçika’da siyaset yapıyoruz. Belçika’nın sıkıntılarını yaşıyoruz. Bizim politikamız Belçika’ya yönelik endeksli politikalardır. Emirdağ ile Belçika’nın arasında kurulan köprüde elbette siyasi projeler olması gerekir. Önümüzdeki seçimlerde Schaerbeek Belediyesi’nden aday olduğumuz için biz Schaerbeek’teki Emirdağ’lı insanlarımızın sıkıntılarını paylaşmak istiyoruz. Çünkü güncel yaşantımız burada. Ama Emirdağ’ın vazgeçilmez sıkıntıları olduğu malum. Şayet biz burada o bölgenin kökenli siyasetçileriysek elbette o yöreye de yani Emirdağ’mıza somut projeler üretmemiz gerekir. Sadece bir festivale katılmakla, orada bir iki şenliği takip etmekle bir projenin üretilemeyeceğine inanıyorum. Biz bunu boykot amaçlı değil, önümüzdeki seçimleri tam kampanya esnasında olduğu için kampanyamızı bulunduğumuz muhitte yapmak istiyoruz. O yer ise Schaerbeek’tir. Türkiye’ye gidişimizde, Emirdağ’ın sıkıntılarını yakından takip ettiğimiz ayrı bir gerçektir. Sosyalist Partisi bunu yıllardır takip etmekte. En başta gelen sıkıntılardan referans olarak şunu vermek isterim. Emirdağ’da yaşayan insanların yurt dışına yönelik olan sevdaları büyük bir gerçektir. Bu sevdanın bazı projeler yüzünden gündeme geldiğini biliyoruz. Örneğin evlilikler oluyor. Bu evliliklerdeki en büyük sıkıntılar büyük oranda olan boşanmalarla sonuçlanıyor. Eğer biz bu yörenin siyasetçileriysek bu tür ailevi sıkıntıları gidermek üzere projeler üretmemiz gerekiyor. Daha çok Emirdağ’ına yönelik somut projelerle ve yatırımlarla Emirdağ’a sahip çıkılacağını düşünüyorum. Festivalde şov yapmanın Emirdağ’a bir getiri olmayacağını düşünüyorum.

Peki, Emirdağ kökenli olan sizler neden festivale katılmadınız?
H.K.: Bizim şimdiki seçim bölgemiz Schaerbeek olduğu için sadece Schaerbeek üzerinde çalışmalarımız var. Seçim kampanyamız sadece Schaerbeek’e odaklı.

Emirdağ kökenli siyasetçilerin festivale katılarak seçim propagandası mı yaptıklarını düşünüyorsunuz?
H.K.: Seçim propagandası yaptıklarına inanmıyorum. Sadece şov yapıyorlar.

Sizce Emirdağ kökenli siyasetçilerin festivale katılarak seçim propagandası yapmaları ne kadar etik?
H.K.: Bence hiç etik değil. Hatta hiç bir etkisi olmayacağını düşünüyorum. Çünkü insanlarımızın kafalarındaki olay tatildir, dinlenmektir, silah-i rahimdir, akrabalarını ziyaret etmektir ve tamamen politika dışı kalmaktır. Politikayı da oraya yansıtmanın bence doğru olmayacağını düşünüyorum.

Emirdağ kökenli siyasetçilerin festivale katılmaları, bildiğimiz kadarıyla Belçikalıların da ilgisini çekmiş. Sizce Belçikalılar bu olaya nasıl bakıyorlar?
H.K: Belçikalıların ilgisini çektiğine inanıyorum. Çünkü Belçika basınında malum iki üç gündür yazılar var bu konu hakkında. Hatta bizim Türk kökenli siyasetçilerden önce Fas kökenli siyasetçileri Belçika basını eleştirdi. Şimdi de Türk kökenli siyasetçileri eleştiriyorlar. Ve bunların eleştirilerinde haklı olduklarını düşünüyorum çünkü biz Belçika’nın siyasetçileriyiz ve Belçika üzerine çalışmalar yapmalıyız. Belçikalılar, etnik veyahut partiler içinde veyahut Belçika siyaseti içerisinde gruplaşmaya karşı olduklarını izah ediyorlar. Bu da gayet normaldir. Çünkü bizler azınlıklar olarak, yabancı uyruklu insanlar olarak Belçika’ya bir katkı sağlamak üzere buradayız. Sadece Türklerin menfaatlerinin politikasını gütmüyoruz. Özellikle belediye seçimlerinde, belediye projelerinde umuma hitap eden projelerle uğraşıyoruz. Bizler önce şu atasözüne inanıyoruz, “Kişinin vatanı neresidir? Doğduğu yer midir yoksa doyduğu yer midir?”. Bizler doyduğumuz yere inanıyoruz. Elbette Türkiye bizim öz vatanımızdır. Ancak yaşantımız, güncel sıkıntılarımız doyduğumuz yerde olduğu için buranın sıkıntıları üzerine endeksli politikalar yürütmemiz lazım. Ben burada da kendimizi kalıplaştırıp diğer toplumlara karşı antipati reaksiyonu alacağımızı düşündüğümüz için daha geniş yelpaze, daha geniş bir açıdan siyaset yapmalıyız diye düşünüyorum. Belçika basını veya siyasetçileri bu görüşte oldukları için Türklerin veyahut Faslıların sadece etniksel politika gütmelerini özveriyle eleştiriyorlar.

Yıllardır Türk kökenli siyasetçilerimiz bu festivale katılıyorlar. Siyasetçilerimiz oraya vardıkları zaman farklı konuştukları söyleniyor. Sizce bu doğru mudur?
H.K.: Gayet doğrudur. Maalesef bizim politikacılarımız kendi ülkelerine vardıkları zaman deyim yerindeyse cengaver kesiliyorlar. Belçika siyasetini unutuyorlar ve Türkiye siyaseti üzerine endeskleniyorlar. Malesef belli mihrapları kendilerine endeksliyorlar. Bunun getirisini hesaplıyorlar. Burada solcu olan bir siyasetçi Türkiye’ye gittiği zaman orada AKP’li oluyor. Veyahut burada sağcı olan siyasetçi orada solcu oluyor. Veyahut Türkiye’de esen rüzgara göre bir tavır alınıyor. Bunun da bir ikiyüzlülük olduğuna inanıyorum. Mühim olan ayağını bastığın yere kafanı endeksleyip oraya üretici bir politikacı olunmalı diye düşünüyorum. Türkiye’nin sıkıntıları kendine ait, Belçika’nın sıkıntıları kendine ait.

Bu festivale katılan Türk kökenli adaylara mesajınız nedir?
H.K.: Birincisi, o arkadaşların oraya giderek masraf ettiklerine üzülüyorum. Şunu da belirtmek isterim. İkincisi, Belçika seçim örgütü, bu arkadaşların oraya gidip kampanya yaptıklarını ispatlarsa, oraya yapılan masrafların seçim malzemesi veyahut seçim harcamasına dahil olacaksa, bu arkadaşların hesap vermeleri gerekir. İkincisi, demokraside her aday eşit bir şekilde kampanya yapıyor. O halde Türkiye’ye giderek yapılan uçak masrafların ve diğer masrafların kendileri tarafından karşılandıklarını ispatlamaları lazım. Bu gayet normaldir. Bunu ben siyasetçi olarak soruyorum. Üçüncüsü, oraya giderek zaman harcadıklarına da üzülüyorum. Çünkü bizler Sosyalist Partililer olarak festivale katılmıyoruz. Çünkü burada son bir ay içerisinde Belçika demokrasisine katılacak, oy hakkı olmayan insanları, demokrasinin ve Belçika kanunlarının yasal olarak hak vermesiyle o insanları kayıt olmaları konusu üzerinde yoğunlaşıyoruz. Burada biz seçmenle içli dışlı olduğumuzu belirtiyoruz. Ancak o arkadaşlar global seçmen kitlesinden kendilerini soğutup Türkiye’de azınlık bir seçmenle işli dışlı olmalarını yadırgıyorum. Ayrıca son olarak, bu arkadaşların sorumlu siyasetçiler olduklarını düşünerek Belçika’daki sorumluluktan çekilip Türkiye’ye sadece izin atmosferi adı altında giderek kamufle bir şekilde kampanya ettiklerini gördüğüm için buradaki sıkıntıların takip edilmedikleri ayrı bir gerçek. Onun için bazı sorumlu arkadaşların sorumluklarından kaçtıklarına inanıyorum. Farz edelim ki bugün belediyede bir vatandaşın oturum sorunu çıktı. Konuyla ilgilenen sorumlu arkadaşımız Türkiye’de. Bundan dolayı sıkıntı çeken vatandaşın sıkıntısı kat be kat artacak. Bu soruna kim çözüm bulacak? Yani burada, bu sorumlu arkadaşların sorumluklarından kaçtıklarına inanıyorum. Bunu ister bölgesel milletvekillerimiz üzerlerine alsınlar ister belediyelerdeki üst düzeydeki sorumlu siyasetçi arkadaşlar üzerlerine alsınlar.

Röportaj/Foto: Cafer Yıldırımer

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. sana ne sen git elleri tartis turkleri rahat birak turkleri bir yeremi tasidin?emirdag nin sesi emirdag nin topragina laf etme adamlar para vererek gitiler hizmet sunmaya amicaa sen hep atip tutuyorsun turklerin arkasindan sanki sen birise yaradin.tipinde beyninde musahit degil maalesef sadece fransizca bilip olmazmis bu isler sende gordum oglum bak git

    Cevapla
    • 15 Ağustos 2012, 06:37

      Birincisi adam sadece sorular soruyo bunlara da cevap verecek olan sen değilsin. İkincisi bu adam şu an bizi temsil eden Türk vekillerin yapmadığı işleri yaptı.Öyle riyakârca festivallere, şölenlere katılmadı. Kaç kişiye ekmek kapısı açtı. Ama dönek halkımız bunları görmezlikten gelip riyakârlara oy verdi. Emirdağ’ın toprağına da laf etmedi! Ayrıca Emirdağ’a gidip oy toplamaya çalışmak açıkça yüzsüzlüktür!!!! Siyaseti buradaki vatandaş için yapacaksan orada ne işin var? Herkes oraya gitti diye senin gitmene ne gerek var? Giden zaten gelecek buraya eninde sonunda gel burada kampanyanı yap! Hem Emir Kır’dır Sait Köse’dir onlar Türkleri pek mi farklı bir yere taşıdı ki sen: ”turkleri rahat birak turkleri bir yeremi tasidin?” diyebiliyorsun? Asıl şimdi sen git!

      Cevapla
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.