Belçika’da terör olaylarından dolayı olağanüstü hal ilan edilmesiyle birçok insan panik ve korkuya kapılmış durumda. Ve bu süreçten özellikle çocukların etkilendiğini görüyoruz. Son bir kaç günde terapiye televizyondaki haberlerden, veya okullarda yayılan dedikodulardan dolayı etkelenmiş korkmuş çocuklar geliyor…
En son bugün bir Türk ailesi ile görüştüm. Onlarca polis ve jandarma gece vakti evlerine baskın yapmış. Babanın gözleri bağlı bir şekilde yaka paça karakola götürülmüş. Konuyla hiç ilgileri olmadıkları halde şüpheli bir teröristle aynı mahallede yaşadıkları için, baskınlardan biri talihsiz bir şekilde onların evine de yapılmış… Saatlerce evden ayrılmamışlar. Haliyle anne ve çocuklar bu travmadan dolayı çok etkilenmişler…
Özellikle çocuklarımızın süreci en sağlıklı şekilde atlatmaları için bazı hatırlatmalarda bulunmayı uygun gördüm : – Bu aralar evimizde küçük çocuklarımızla birlikte haberlere çokça bakmayalım. Terör olaylarından sıkça konuşmaktan kaçınalım. Unutmayın, çocuklar umursamaz gibi görünseler de, kulakları hep anne babalarındadır. – Olayları onların anlayacağı dilde basitleştirerek anlatmaya çalışalım. Okuldan duyacakları yanlış bilgilere karşı onları rahatlatalım : “Vah tüh, Avrupa’da müslümanların işi çok zor. Allah korusun ya çocuklarımıza birşey olursa?” diye endişelenmek yerine “Oğlum/Kızım, dünyamızda maalesef kötü şeyler olabiliyor. Ama bu yeni bir şey değil. Biz yokken bile, hatta sen doğmadan önce de kötü insanlar vardı, savaşlar vardı. Bunlar hep olacak. Ama iyi insanlar daha da çok. Savaşlar bitecek. Sen de çok iyi bir çocuksun. Ve büyüdüğünde de insanlara savaşın çok kötü olduğunu anlatacaksın, iyi ve güzel şeyleri öğreteceksin. Bu yüzden okula gitmeye devam edeceksin” gibi benzer cümlelerle çocuğumuzu hem rahatlatmış, hem de yaşanan olayları zihinlerinde daha sıradan hale getirmiş oluruz. – Evde güven ve sevgi ortamı oluşturmaya gayret edelim. Oyunlarla şakalarla, çok normal davranarak onları panikten uzak tutmuş oluruz. – Çocuklarımızın üzerinde çok fazla korkutucu baskı uygulamayalım: “Sakın yalnız başına bir yere gitme yoksa kaçırırlar, tanımadığın birine asla konuşma hemen oradan kaç” gibi çocuğu hepten geren ürkütücü nasihatler yerine “kendini iyi hissetmediğinde ya da korktuğunda tanıdığın birinden yardım iste. Unutmaki bizler annen baban öğretmenlerin seni korumak için varız. Sen çok akıllı ve cesur bir çocuksun” diye çocuklarımızı korurken, onları aynı zamanda yüreklendirmeye çalışalım.
– Çocuğunuzun gözünde korku panik hissettiğinizde onları sakinleştirmek için öncelikle gülümseyin. Yüzünüzde bir tebessüm olsun. Korku dolu gözlerle “n’oooldu??” şeklinde yaklaşmayın émoticône smile Çocuklarımız bizi güven referansı olarak görür. Biz korkuyu belli edersek onlar da ayna misali bizi taklit ederler. – Ve gülümsedikten sonra onların o ruh halinden çıkmaları için birlikte yaşadığınız mutlu anılarınızı hatırlatın: “Hatırlıyor musun geçen yaz tatilinde ne çok eğlenmiştik? Bu yaz da aynısını yapalım mı ne dersin?” Veya en sevdiği şeyleri ona hatırlatın: “ya seninle uzun zamandır hayvanat bahçesine gitmemiştik. Bu haftasonu atları görmeye gidelim mi? Veya en sevdiğin pizzadan yapalım mı?” şeklinde güzel şeyleri hatırlatarak sakinleşmesini sağlamış oluruz.
Yaşanan terör olaylarını detaylıca çocuklarımıza anlatmak, gündemi onlarla takip etmek onlara fayda sağlamayacak. Yüzeysel bir bilgi vermek yeterli. Elbette toz pembe bir dünyada yaşamıyoruz. Olup bitenlerden haberleri olmalı mutlaka. Fakat bilgilendirirken özgivenlerine zarar vermemeye özen göstermemiz gerekir. Çocuklar için huzur ve mutluluk sadece nasihatler, içi boş konuşmalar ile oluşmaz, yaşanan, somut, beş duyu organıyla hissedebileceği güzel anlarla oluşur…
Konu ile ilgili danışmanlık yardımı almak için, bizleri aramaktan çekinmeyin. Yoğun travma esnasında mutlaka bir uzman yardımı alın.
Bu zor günleri en güzel şekilde atlatmımız temennisiyle. Sevgiler émoticône smile
Cemile Tetik Uz. Psikolog/Aile Terapisti 0486/069.549 tetikce7@hotmail.com