Avrupa’ya Türk işçi göçü 1960’lı yıllarında kurtarıcı bir hamle olarak gözüksede 10 yıl sonra ekonomik krizi kendini göstermeye başladığında Türk göçmenlere karşı ilk ırkçı davranışlar başlamıştı. Bir 10 sonra da Türkiye’ye karşı antipatiler basın, yayın, eğitim, siyaset, konferans alanlarında yaygınlaşmaya başladı.
Avrupalı muhafazakarlara Türkiye iticiliği
1980’lerde dünyada boy gösteren komünizm ve milliyetçilik arası soğuk savaş Avrupa’ya da Türkiye’ye de yayılmıştı. Türk milliyetçiliği Avrupa milliyetçiliğiyle buluşamadı ama Türkiye’deki solculuk Avrupa’da sempati kazanmaya başladı. O zamanların siyasi gerginliği Türkiye solculuk hareketleri Avrupa’da destek görmeye başladı, bu durumları şikayet eden komünist ve diğer solcular Avrupa’daki solculara verdikleri bilgilerle hem Avrupa solcuları hem Avrupa muhafazkarları Türkiye’nin ne kadar şiddet uygulayan acimasızlar ülkesi olduğu algı tohumlarını dikmişti. Bu durum o dönemden sonra devam etmiş ve günümüzde halen Türkiye’de siyasi ortamı şikayet eden gruplar Avrupa’da ilgi ve destek görmektedir.
Avrupalı muhafazkarlara Türkçe’nin iticiliği
Avrupa’ya göç ile birlikte Türk kültürünün ve Türkçe’nin bu insanlar arası muhafazası sağlanması için Türkçe dersleri talep edildi. İlk dönemlerde misafir işçi olarak gelen göçmenlerin zaten geri döneceklerini bekleyen devlet kurumları ve muhafazakar memurları bu talepte bir maruzat görmemiş taleplere olumlu cevap vermişti. Fakat göçün 30cu yılında Türklerin artık geriye dönmeyecekleri anlaşılmış Türklerin Avrupa’ya asimilasyonu sağlanmadığı saptanınca bunun nedeni Türklerin kendi aralarında Türkçe konuşmalari ve Türkçe dersleri almaları olduğu kanaatına varılmıştı. Okullarda Türk çocuklarına artık Türkçe dersleri iptal edilmeye başlamıştır. Günümüzde Avrupa’da Türkçe dersleri okul saatleri içinden neredeyse tamamen çıkarılmıştır. Türklerden kendi aralarında da Avrupa yerel dillerini konuşmaları baskıları başlamış, Türkçe’den uzak kalan Türk aileleri kimliklerinden de uzaklaştırılmaya başlamıştır. Malesef bu konuda eksik akademik bilgi Türkçe’nin Avrupalı Türklere kendileriyle bağışık yaşamalarını sağladığı ispatlanamamıştır. Günümüzde Avrupa’da Türkçe’nin değeri sadece folklorik ve şov gösterilerini süslemekte soyut miras değeri tanımlanmamaktadır.
Avrupa’lı muhafazakarlara Türk’ün iticiliği.
Kolonyal ve Katolik milliyetçi geçmişi olan Avrupalı muhafazakarlar Afrikalıları hayvanat bahçesinde göstermekle başlamış farklı milletleri aşağılık yaratıklar olarak tanıtmıştır. Köle olamayan, kendini aşağılatmayan Türkleri karşılarında görünce minnettarlık bildirmeyen Türk’ü itici bilmiştir. Birbirlerini arayan, soran, dertlerini paylaşan, aralarında Türkçe konuşan, Türk kimliğinden gurur duyan, anneannelerini unutmayan Türkler asimile olmayınca antipati almışlar. Tabii ki, buna bazı Türklerin yaptıkları yasadışı olaylar, huzursuzluklar ve “biz sizden üstünüz” kafatasçılıklar destek olmuştur. 1980’li yıllardan beri Türk’ün siyasi tutarlılığı hep itici algılanmış, Türkiye’yi, Türkçe’yi ve Türk’ü kötüleyen Türklere kulak veriliyor. Avrupalı muhafazakarlar Türk’ün kara kaşı ve kara gözü çok beğenildiğini zanneden kendi milletini, dilini ve geldiği ülkesini kötüleyenlere ırkçılıkla karşılaştıklarında aptallaşmasınlar demek istiyorum. Irkçılığın nedenleri yukarda yazıyor benliğinde kusur arama.
Yücel KAHRAMAN