2 Eylül 2015 sabahı Türk basınında yer alan haberle sarsıldık. Özellikle haberde konu olan fotoğraflarla. Zaten fotoğrafları izlerken, hakkında yazılıp çizilmiş haber metinlerini okumaya gerek bile yoktu. Çünkü fotoğraflar, birçok şeyi anlatıyordu zaten.
Bodrum sahilinde DHA muhabiri Nilufer Demir tarafından alınan görüntülerde, denizin azgın dalgalarına yenik düştükten sonra Akdeniz kıyısına vurmuş ufacık masum bir çocuğun cansız bedeni vardı. Fotoğraf kareleri o kadar acıklıydı ki, isyan etmemek mümkün değil.
***
Konuyla ilgili yayımlanan haberlerde, sahilde uyur vaziyette yüzün koyulu yatan çocuğun henüz üç yaşında, Suriye uyruklu ve isminin Aylan olduğunu öğrendik. Üstelik sahilde yalnız değildi. Kendisinden yaklaşık elli metre ileride Galip isimli ve henüz beş yaşında olan abisinin cansız bedeni de yatıyordu.
Bazı kaynaklar, kadersiz çocukların aslen Kürt olduklarını belirtiyor fakat bu sinir bozucu detayın pek bir önemi yok. Bildirilmeseydi de olurdu. Neticede insan söz konusu. Suriye’deki savaştan kaçan, hatta savaştan kaçarken hayatlarını kaybeden insanlar.
***
Mart 2011’de Suriye’de, sebebini anlamakta güçlük çektiğimiz savaş çıkmasaydı bu masum insanlar ülkelerini terk ederler miydi? En fazla 4 kişinin bindiği sandalla canları pahasına Yunan adasına giderler miydi? Üç yaşındaki Aylan ile beş yaşındaki Galip’in bedenleri cansız bir şekilde Bodrum sahiline vurur muydu?
Şimdi bu savaşı başlatanların vicdanları rahat mı? Ya Suriye’deki savaşı destekleyenlerin? Ölümlere sebep olanlar mahşerde ne şekilde sorguya çekileceklerini hiç düşünmezler mi?
Peki, bir de memleketlerine sığınmış Suriyelileri hor gören insanlar. Bu kareleri görünce vicdanen rahat mısınız? Ne yani, memleketlerinize gelmesinler de bu şekilde can mı versinler? Ya sizin ülkenizde savaş çıksaydı da, siz onların memleketlerine gitmek zorunda kalsaydınız. Acaba onlar da size aynı muameleleri yaparlar mıydı?
***
Açık konuşmak gerekirse, bu yaz tatilinde Türkiye’de Suriyeliler hakkında duyduklarım hiç hoşuma gitmedi. Onca asılsız söylentiler ve çirkin iftiralar. Hatta duyduğum bazı sözler, Batılı ırkçılara bile taş çıkaracak cinstendi. Yok efendim, daha ucuza çalışırlarmış, lokantada yemek yerlermiş para vermeden kalkarlarmış, kadınları fuhuş yaparmış, vs… Anlatmakla bitmez… Bu sözleri sarfeden beyefendiler, bu fotoğrafları gördükten sonra vicdanınız rahat mı?
Onları memlekenlerinde hor görenler, itip kalkanlar, vicdanen rahat mısınız? Ya klavye başında, Suriye savaşıyla ilgili ahkam kesenler, sizin vicdanınız rahat mı?
Savaşı başlatanlar, insan ticareti yapanlar ve savaştan nemalananlar size ne demeli? Savaş sayesinde elde ettiğiniz haksız kazançlar vicdanlarınızı nasıl rahatlatacak? O kirli paralarla sizin çocuklarınız lüks yataklarda yatarken, bu zavallı çocukların cansız bedenleri sahile vuruyor. O sahilde yatan çocuğun sizin çocuğunuz olmasını ister miydiniz?
Cafer Yıldırımer