İŞADAMI KIŞLALI: “EMİRDAĞSPORLU ÇOCUKLAR DAHA BAŞARILIYDILAR”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Crossing Schaerbeek kulübü tarafından organize edilen ve üç gün süren ‘1617 Mobistar European Crossing Cup’ turnuvasına sponsor olarak, gerçekleşmesinde büyük pay sahibi olan 1617 Mobistar firmasının SEO’su Ethem Kışlalı, düzenlenen turnuva hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Yaklaşık 150 takımın katıldığı turnuvaya sponsor olmaktan gurur duyduğunu ifade eden İşadamı Ethem Kışlalı, Beşiktaş ile Emirdağspor’un turnuvaya katılmalarının Belçika’da yaşayan Türkleri mutlu ettiğine dikkat çekti.

İşadamı Kışlalı, maddi olanaklar hesaplandığı zaman, Emirdağsporlu çocukları daha başarılı bulduğunu belirtti.

Turnuvanın en önemli sponsoru ‘1617 Mobistar’ oldu. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

E.K.: “Turnuvada bir kere küçük çocukların oynaması ve daha çok Avrupa’daki altı ile on yaş arasındaki genç jenerasyonun Brüksel’de, özellikle bir Türk arkadaşımızın organize etmesi gerçekten onur ve gurur verici bir durum. Biz ‘1617 Mobistar’ olarak bu organizasyonun ana sponsoru olduk. Bu turnuva Avrupa’da Milan’ın bu categoride organize ettiği turnuvadan sonra en büyük organizasyon durumunda. Belçika ölçeğinde baktığımız zaman, Belçika’da bir numaralı organizasyon olduğunu söyleyebiliriz. Bu organizasyonda Türklerin katkısı görüldüğü zaman, bizim de burada olmamız gerektiğini hissettik ve bunu gerçekleştirdiğimiz için gururluyuz. Birinci jenerasyon işçiydi, ikinci ve üçüncü jenerasyondan sonra dördüncü jenerasyon ile ne noktaya geldiğimizi görebiliyoruz. Avrupa’daki Türklerin başarısına bu ölçekten bakarsak, hakikaten çok iyi yerlerde olduğumuzu söyleyebiliriz.”

Buna benzer organizasyonlara destek vermeyi düşünüyor musunuz?

E.K.: “Bizim önceliğiniz şu; 1617 Mobistar etnik bir pazara yönelik olduğu için, etnik pazarda oluşan her türlü aktiviteye ve aksiyona bir şekilde katkıda bulunmaya çalışacağız. Tabii, bu şu demek değil. Her organizasyonda biz olalım anlamına gelmiyor. Ancak toplumu etkileyen, toplumun içinde belirli bir prestiji olan her inisyatifle, STK ile veya değişik organizasyonlarla beraber olmaya çalışacağız. Bu bizim öncelikli hedefimiz. Özellikle sosyo-kültürel ve sportif aktivitelere destek vereceğiz. Yani toplumun içinde saygınlık kazanmış organizasyonlarda olmaya çalışacağız. Bunun içinde sanat, kültür ve müzik var.”

Beşiktaş ile Emirdağspor olmak üzere bu turnuvaya 2 Türk kulübü geldi. Beşiktaş daha başarılı oldu ama Emirdağspor ilk kez böyle bir turnuvaya katıldı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

E.K.: “Bana göre Emirdağ’dan böyle bir inisyatifin alınması bir kere büyük bir başarı. Çünkü İstanbul 14 milyonluk, Emirdağ çok küçük bir ölçek. İstanbul’daki çocuklarla Emirdağ’dan gelen çocukların avantajları ve dezavantajlı olmak üzere, maddi olanakları hesaplandığı zaman Emirdağ’dan gelen çocukların daha başarılı olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Bir kere aynı parametreler içerisinde mücadele edilmiyor. Ayrıca buraya Emirdağspor’un gelmesi çok faydalı oldu. Türkiye’nin neden başka bir yerinden takım gelmedi de Emirdağ’dan geldi? Buradaki müteşebbislerin, girişimcilerin aynı yöreden olmaları, o yöreye gereken önemi vermeleri ayrıca bir avantaj. Ben olsam ben de aynısını yapardım. Aslen Zonguldaklıyım ve ben de Zonguldak’tan bir takım getirirdim. Ama bu şunu gösteriyor. Brüksel’de yaşayan Emirdağlıların müteşebbis ve girişimci ruhu sayesinde başarıyı yakalamaları aynı zamanda Anadolu’daki kendi öz topraklarını da bir şekilde fayda olarak dönüyor. Bunlar gurur verici şeyler. Ben şahsen her iki takımın skoruna değil, burada bulunmalarını ve pozisyon almalarını ayrıca bir başarı olarak sayıyorum. Bu müteşebbislerin ve girişimcilerin başarısı. Çocuklar da çok mutlu oldular. Bu şekilde alışacaklar ve tecrübe edinecekler.”

Emirdağspor Beşiktaş’tan daha çok seyirci çekti. Neler söylemek istersiniz?

E.K.: “Burada yaşayan Beşiktaş’lılar da Emirdağlı olunca aynı seyirciler Emirdağspor’u da seyretmeye geldiler. Emirdağspor’un duygusal bir yönü var. İnsanlar kendi topraklarından gelmiş çocukların top oynadıklarını görmesini ayrı bir şevkle, ayrı bir gururla, ayrı bir heyecanla seyrediyor. Ben de bu çocukları izlerken heyecanlandım. Ayrı yörelerin insanları olmak farklı ama o çocukların sahada endişeli olmaları, yerine göre topa iyi vurmaları veyahut vuramamaları, attıkları gole çok sevinmelerini izlemek çok farklı bir duygu. Ben bile çok heyecanlandım.”
Çok güzel futbol oynayan çocuklar var. Buradan belki dünya çapında starlar çıkacak. İzlenimlerinizi alabilir miyim?

E.K.: “Türkiye’de birinci ligde futbol oynayan adam, korner vuruşunda nasıl bir pozisyon alacağını bilemeyen futbolculara bakarak, burada altı ile on yaş arası futbol oynayan çocukların tamamen eğitilmiş ve bilinçlerinin altında topu taça atmaları, kornere atmaları, topu oyuna sokmaları müthiş derecede başarılı aksiyonlardı. Avrupa’nın başarısı stadlarda veya zeminlerde değil, bu çocukların futbol bilgisinde, futbol becerisinde ve futbolla ilgili duygularında. Teknik direktör önüne dosyayı koymuş ve altı yaşındaki çocuklarla saha içindeki pozisyonları dakikalarca tartışıyor. Türkiye’de, büyük bir takımda ‘Hadi maaşallah, bismillah, vur, gel ve kazan’ mantığıyla buradaki altı yaşındaki çocuğa bilimsel, piskolojik ve pedagojik materyaller kullanılarak eğitilmeleri ve futbolu futbol gibi oynatmaları, topu nereye atacaklarını öğretmeleri çok önemli. Çocukların ezbere de değil, tamamen bilinç altına tamamen sindirmiş bir şekilde futbol oynamaları çok büyük bir başarı.”

Röportaj/Fotoğraflar: Cafer Yıldırımer

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.