Son dönemlerde Belçika’nın adeta yükselen değeri haline gelen ve ünü günden güne artan Dj F-One, Yenivatan’a özel röportaj verdi.
İşçi bir ailenin çocuğu olarak Belçika’da dünyaya gelen genç dj, gerek Belçika’da gerekse Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde gecelerin aranan ismi oldu.
Dj F-One, verdiği röportajda dj olma serüvenini anlatırken, dj olma hayalini kuran gençlere bazı önemli tavsiyelerde bulunmayı da ihmal etmedi.
Aynı zamanda yeni bir klip çalışmasına da imza atan F-One, yakında piyasaya süreceği albüm projesinden de söz bahsederek albümün sürprizlerle dolu olacağını belirtti.
Dj F-One’a her zaman birçok konuda destek çıkan ve kendisi gibi dj’lik yapan Dj Cankız ise dj’liği F-one’nın sayesinde sevdiğini ifade ederek, “Bugün tüm Belçika’da Dj Cankız olarak tanınıyorsam, bunu tamamen F-One’a borçluyum” diye konuştu.
İşte röportaj:
DJ F-One kimdir?
F-One: “1982 Brüksel doğumlu, işçi bir ailenin çocuğu, temelinde işçi olan ve organizasyon dünyasından türeme bir dj. Eğitim düzeyi liseden terk. Maalesef eğitimimi tamamlayamadım. Belçika’da işçi ailenin çocuğu olunca durumlar malum. Evin en büyük çocuğuyum. En büyük çocuk olunca, aile için bazı fedakarlıklar yapmak gerekebiliyor. Bu yüzden bazı fedakarlıkları seve seve yaptım.”
Dj’lik sende nasıl başladı?
F-One: “Dj’lik bende hırsla başladı. Bir iddia üzerine başladı. Yaparsın veya yapamazsın meselesi üzerine başladı. Aslında her şey bir gecede oldu bitti. Yıllar önce bir Türk gecesi organize ettim ve ismini açıklamak istemediğim birkaç dj, benim geceme gelmek istemedi. Maalesef o dönemlerde Belçika’da Türk dj’leri fazla yoktu ve ben geceme dj bulamadım. Ancak yabancı piyasadan geldiğim için bu alanda biraz temelim vardı. Ben o temellerle başladım ve bu şekilde Dj F-One olarak bugünlere geldim.”
Tam olarak dj’liğe ne zaman atıldın?
F-One: “Bu sene Türk piyasasında beşinci yılımı kutluyorum. Ama daha önce zaten yabancı piyasasında dj’lik yapmıyorum. Yabancı piyasasına ise yaklaşık on beş sene önce adım atılmıştım.”
Dj olmak için şartlar nedir?
F-One: “Dj olmak için öncelikle bu işi sevmek lazım. Bu işte saygılı olmak çok önemli. Ayrıca müziğe aşık olmak önemli bir unsur. Tabii güçlü ve geniş bir arşive de sahip olmak gerekiyor. Bunun yanında nota ve müzik konusunda önemli bilgi sahibi olmak şart. Müzik piyasasını hergün takip etmek gerekiyor. En önemlisi ise bunu bir iş olarak değil, bir hobi olarak görmek gerekiyor. Çünkü bu işi hiç kimse ömrünün sonuna kadar yapamaz. Dj’lik normal şartlarda 45 yaşındayken son bulur. O yaştan itibaren dj düşüşe geçer ve yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutar. O zamana kadar ününü yaparsın ama ondan sonra her şey biter. Zaten bu konu Belçika’da daha hassas çünkü buradaki piyasa diğer ülkelerin piyasalarına göre daha dar ve mekan sayısı ile organizasyon sayısı yetersiz. Lakin ego sorunları teşkil eden organizasyon sayısı çok fazla. Burada maalesef iyi iş çıkartan dj’ler, yeni türeyen ve bu işten hiç anlamayan dj’lerle işten anlamayan organizatörler yüzünden karyer sorunu yaşayabiliyorlar.”
Bazen iyi dj’lerin başka ülkelere gittiğini duyuyoruz. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersin?
F-One: “Dünya piyasasında en iyi dj’ler şu anda Belçika’da diyebiliriz. Mesela şu an en iyi dj’lerden David Guetta Fransa’dan ama asıl temellerini Belçika’da aldı. Sonra Dj Frank ve Dj Daddy K gibi dünya çapında ün yapmış dj’ler var. Bunlar hep Belçika’dan çıktı. Ama burada bizim konseptimiz bambaşka bir konsept. Ben Türk müziğini sevdiğim için yabancı konseptinden çıkıp tamamen Türk konseptine girdim. Ama Belçika’daki Türk dj’ler bu işi sadece para olarak gördükleri için bu alanda fazla ilerleme kaydedemiyorlar. Bu konuda benim profesyonellik hayatım bambaşka. Ben bunu tamamen para için yapmıyorum. Zaten çok ileri görüşlü olduğum için düğün, kına ve nişan gibi törenlerde yer almıyorum. Çünkü üst düzeyde kalmayı tercih ediyorum. Benim işim sadece parti, festival ve konserler üzerine dayalı. Bu felsefemle Belçika’da bazı konularda ilkleri başaran dj’ler arasına girdiğimi düşünüyorum. Bu başarım sayesinde guest dj olarak Almanya’nın birçok yerinde önemli etkinliklerde yer aldım. Aynı şekilde Hollanda’da ve Fransa’da da birçok etkinliklere katıldım.”
Belçika’da Türk dj’i olmak zor mu sence?
F-One: “Bence çok zor. Maalesef organizasyon ve mekanların ego sorunları yüzünden çok zor. Biraz da insanlarımız yüzünden de zor diyebiliriz. Çünkü insanlarımız bize sahip çıkmıyor. Mesela Almanya’ya ve diğer ülkelere gittiğimiz zaman orada çok beğeniliyoruz ama maalesef Belçika’da aynı itibarı göremiyoruz. Buradakiler genellikle yabancı ülkelerdeki dj’leri tercih ediyorlar. Halbuki Belçika’daki Türk dj’ler olarak bizim müzik ufkumuz diğer ülkelerden gelen dj’lere bakarak daha geniş. Ancak ben bu konuda diğer Türk dj’lerden bir adım öndeyim çünkü geliştirdiğim tarzlar ve şovlar sayesinde tutuluyorum.”
Aranan bir dj olduğunu biliyoruz. Bu konuda ne söylemek istersin?
F-One: “Bugünlere ulaşabilmek için çok ama çok çalıştım. Stüdyoya günlerimi verdim. Çok çalışarak kendi tarzımı ürettim. Hatta bu konuda tarz danışmanım bile var. Zamanla geliştirdiğim sağlam bir ekibim var. En önemlisi ise dünya tatlısı bir menajerim var. Bütün bunlar beni diğer birçok dj’den farklı kılan özellikler. Bu sayede ürün haline gelen ismim piyasada rahat bir şekilde pazarlanıyor. Eğer isminizi ürüne çeviremezseniz bu alanda fazla ilgi göremezsiniz.”
Klip çalışmanız varmış. Doğru mu?
F-One: “Evet çekilen bir klip var. bu klip benim göz bebeğim. Ayrıca bu konuda çok büyük bir şansım oldu çünkü Süzan Taci ile çalışma fırsatı buldum. Belçika’da maalesef pop müziğine yatkın çok fazla ses yok. Zaten bu işi ciddi manada profesyonel düzeyde yapan da hemen hemen yok gibi. Şu anda profesyonel düzeyde sadece iki isim var. Birisi Funda Kılıç, diğeriyse Suzan Taci. Suzan Taci önce teklifimi kabul etmemişti ama daha sonra kendisine projeyi anlattıktan sonra teklifimi kabul etti. Sonra müziği yorumladı ve bana göre çok ama çok güzel yorumladı. Şimdiden söyleyeyim, bu müzik baya baya kulaktan kulağa gezecek. Çünkü biz bunu ilk önce Masquerade İstanbul Konsepti’nde çaldık ve orada o kadar beğenildi ki ikinci defa çalmak zorunda kaldık. Bu klibi dört gözle bekliyoruz ve emin olun ki bu klip sadece bir başlangıç. Asıl sürprizler bundan sonra gelecek.”
Bu klip nerelerde yayınlanacak?
F-One: “Klibimiz sosyal medya üzerinden yayın yapacak. Zaten şu anda Youtube çok tutuluyor. Büyük sanatçılar bile artık kliplerini orada yayınlıyorlar. Youtube artık müziğin temel noktası haline geldi. Genelde orada patlayan müzikler piyasada çok iş yapıyor. Onun için sosyal medya üzerinden yayın yapmayı tercih ediyoruz.”
Projeler arasında albüm çalışması yer alacak mı?
F-One: “Bu albüm konusunda yaz tatilinden sonra çok büyük sürprizim olacak. Albüm projesi yedi parçayı kapsıyor ve Türkiye’de isim yapmış iki önemli sanatçı bu projede yer alacak. Bu konuda anlaşmalar yüzde seksen sağlanmış durumda. Suzan Taci’nin de projede yer alacağı kesin çünkü artık ondan ayrılamam. Bu albüm hem Türklere hem de yabancılara hitap edecek.”
Dj olmak isteyen gençlere tavsiyelerin nelerdir?
F-One: “Öncelikle gençler bu dj’liği kesinlikle çocuk oyuncağı yapmasınlar. Ciddi şekilde yapacaklarsa kararlarının arkasında dursunlar. Ayrıca bu piyasada yer alan büyüklerine karşı saygılı olsunlar. Şayet saygıları olmazsa bu piyasada fazla barınamazlar.”
Seni tesdekleyenlere vermek istediğin mesaj nedir?
F-One: “Beni destekleyen ve beni seven herkesi utandırmamak için elimden geleni yapıyorum. Onlar için çok güzel müzikler ve projeler hazırlıyorum. Projelerimizi izlemeye devam etsinler. Yakında Türkiye’nin tamamını kapsayacak bir projem olacak. Bu işler yalnız başına zor ama beni her zaman destekleyen Delirium Event’in sahibi Soner Çil Bey’e, menajerim Abdu’ya, Deli Dolu Club’ün eski sahibi Yener Yıldırım Bey’e, Masquarade İstanbul Konsept’in sahibi Nilay Hanım’a, Fransa’daki Elit Event’in sahibi Tülay Hanım’a ve Coeur a Coeur’ün eski sahibi Coşkun Bey’e her şey için çok teşekkür ediyorum.”
Röportaj/Fotoğraf: Cafer Yıldırımer