YÖNETİCİSİNDEN HABERSİZ YÖNETİCİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mesleğimiz ve uğraşılarımız gereği Avrupa’da birçok yer geziyor, birçok etkinliğe katılıyor ve birçok insanla görüşüyoruz..

Dikkatimi çeken en önemli meselelerden biri; herhangi bir derneğin, sivil toplum kuruluşunun başında olan birçok yöneticinin, bulundukları ülkenin/şehrin yöneticilerinin kim olduğundan habersiz oluşudur.

15-16 yaşındaki ergenden tutun da, 30-35 yaşında olan dernek yöneticisine kadar, toplum için ‘sorumluluk üstlenmiş’ insanımızın, ne bulunduğu ülkenin Başbakanı, ne de bulunduğu şehrin Belediye Başkanını bilmemesi ilginç bir durum değil mi?! Daha bakanları, vekilleri saymıyorum bile, düşünün yani…

Bu izlenimimi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde parlamento üyesi olan Milletvekilli dostlarımızla paylaşınca, bu durumu kendilerinin de farkettiğini görüyoruz..

Soruyorum şimdi;

‘Topluma bir faydam olsun’ diyeceksin, herhangi bir kuruluşta ‘yönetici’ olacaksın, her mekanda ‘ben sorumlu’ kişiyim diyeceksin, fakat, seni ve temsil ettiğin topluluğun içinde bulunduğu ülkeyi yönetenlerden habersiz kalacaksın, öyle mi?! Ne kadar ayıp, ne kadar ayıp!!

Mesela, büyüklerimizin, Türkiye siyasetiyle ilgilenmenin ve oy kullanmanın bir yurtdaşlık, hatta bir kulluk vazifesi olduğu konusunda ısrarlarının bir zerresini, yaşadıkları yabancı ülkeler için göstermemeleri beni oldu olası şaşırtmıştır!

Yaşadığımız ülkenin siyasetini bir vatandaş olarak takip etmek ve gelişmeler doğrultusunda varlığımızı hissettirmek için gayret etmek mecburiyetindeyiz.. Kaldı ki, her hangi bir sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yapıyorsak, bu görev daha da büyük bir ehemmiyet olması gerekir.

Sorumsuzluk ise, bulunduğu ülkenin gelişmelerine duyarsız kalmak da bir o kadar sorumsuzluktur arkadaş!

Bundan dolayıdır ki; Özellikle Avrupa’nın gençleri olarak, bulunduğumuz ülkenin siyasetini, sosyal faaliyetlerini ve ekonomik gelişmelerini yakından takip etmeliyiz. Aksi taktirde; ne öğrenci, ne dernek yöneticisi, ne de işveren olarak toplumsal bazda ‘sağlıklı bir kalkınma’ elde edilemez. Bu konuda duyarsız kalmak vebal ise, bu durum gelecek nesillerimizin de vebalini omuzlarımızda taşıyacağımız anlamına gelir.

Düşünsenize, kendi yöneticisinden haberi olmayan bir yönetici, kimi ve neyi ne kadar sağlıklı yönetebilir??….

İş işten geçmeden, aklımızı başımıza alalım.. Unutmayalım ki; Sağlam bir gelecek için, öncelikle sağlam adımlar atmak gerekir!

Allah doğrudan, doğruluktan ve doğru olanların yanıbaşından ayırmasın!

Sevgi ve Dualarımla,
Fetih Feytullah.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.