Kasımpaşa’nın forvet oyuncusu Sanharib Malki, Tam Saha dergisine kariyeri ve özel hayatı ile ilgili konuştu.
İşte sezon başında transfer olduğu Türkiye macerasını anlatan Suriyeli futbolcunun açıklamalarından bazı satırbaşları;
Kasımpaşa’nın forvet oyuncusu Sanharib Malki, Türkiyeli bir anne ile Suriyeli bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi ve küçük yaşta hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Belçika’ya taşındı. Çok geç yaşta başladığı futbol kariyerini de 2011’e kadar burada sürdürdü. Zamanında Belçika A Milli Takımı’nın kapısından döndükten sonra Suriye Millî Takımı’nı seçen deneyimli santrafor, bunların dışında parlak geçen Hollanda günlerinden, Kasımpaşa’ya transferi ve takımın hedeflerine kadar birçok ilginç hikayesini TamSaha’ya anlattı.
“Annem Mardinli. Babam Suriye’nin Kamışlı şehrinden. Annem çalışmak için İstanbul’a gelmiş. Babam da o dönem İstanbul’da çalışıyormuş. İstanbul’da tanışıp evlenmişler. Kamışlı’ya döndükten sonra da Almanya’daki akrabalarının yanına gitmişler.” 15 yaşına kadar hep sokaklarda ya da parklarda futbol oynuyordum arkadaşlarımla. Brüksel’de Jette diye bir bölgede oturuyorduk. O bölgedeki SCUP Jette isimli amatör bir takımla antrenmana çıktım. Hazırlık maçında 4 gol atınca takıma kabul edildim.”
“Genç takımda da yaklaşık 1 yıl oynadıktan sonra A takıma alındım. SCUP Jette, 6. Lig’de mücadele ediyordu. A takımda 1.5 sene boyunca birçok gol kaydetmiştim. Bu performansım sayesinde 2002’de 3. Lig’de mücadele eden Union St. Gilloise takımına transfer oldum.” Union St. Gilloise’deki ikinci sezonumda 20 gol attım. Takım şampiyon olarak 2. Lig’e yükselmeye hak kazandı. O sezon Charleroi’dan teklif aldım ama kulübüm bırakmadı. Yarım sezon daha oynadıktan sonra nihayet 1. Lig’de mücadele eden Roeselare’ye geçiş yaptım.” Roeselare’de 1 sezon forma giydikten sonra Germinal Beerschot’a transfer oldum ve 2.5 sezon düzenli oynadım. Son sezonumda şimdi Kardemir Karabükspor’da oynayan Joseph Akpala gol krallığını elde etmiş, ben de ikinci olmuştum.”
“Oyun içinde her zaman mücadele etmeyi, her top için savaşmayı, defansa baskı yapıp rahat oyun kurulmasına izin vermemeyi tercih ederim. Rakibe ve topa baskı yapmak benim oyun karakterimde var. Günümüz futbolunda bir forvetin de artık savunma yapması gerekiyor. Belçika’da daha çok para kazanabileceğim halde Roda’yı tercih ettim. İyi ki böyle yapmışım. Kariyerimin en önemli dönüm noktası diyebilirim bu kararım için. Bazen paradan fedakarlıkta bulunarak bir tercih yaptığınızda bunun pozitif etkilerini görebiliyorsunuz. 2007-2008 sezonunda Belçika Milli Takımı’nın Malta’daki hazırlık kampına katıldım. Teknik direktör Vandereycken beni herhangi bir maçta 18’e alsaBelçika Milli Takımı’nı seçecektim ancak tercihini benden yana kullanmadı. Ben de Suriye’nin teklifini kabul ettim.”
“Hollanda’da bir futbolcu olarak tanındığım için medyanın karşısına çıktım ve Hollandalılardan Suriye halkına UNICEF aracılığıyla para yardımı yapmalarını istedim. İmzaladığım formamı da açık arttırmaya çıkardım. Bu kampanyada 2 milyon Euro toplandı Suriye halkı için. Kasımpaşa’dan teklif alınca babama danıştım. Birlikte İstanbul’a geldik. Babam şehri gezdirdi. Daha sonra tesisleri gördüm. Bunlar beni son derece etkiledi. Para teklifi de gayet iyiydi. Ayrıca Babel, Isaksson, Donk gibi oyuncuları görünce, takımın önemli hedefleri olduğunu da anlıyorsunuz. Bir forvet olarak Türkiye’de oynamak daha zor. Hollanda, teknik ve taktiğin ön planda olduğu bir lig. Türkiye’de ise takımlar daha çok fiziğe dayalı futbol oynuyor. Bu da doğal olarak forvetlerin işini zorlaştırıyor. Ayrıca bu ligde Drogba, Malouda gibi dünya starları var.”
“Roda’da çok sayıda gol atmama rağmen sadece 2-3 asistim vardı. Takımda herkes gol pozisyonlarını bana hazırlardı ve benim de görevim sadece gol atmaktı. Diğer yandan penaltı ve frikikleri de ben kullanıyordum. Kasımpaşa’da gol atmaktan başka görevlerim var. Şu an bulunduğumuz konum muhteşem. Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma duygusu bile çok çılgınca geliyor insana. Ancak öncelikle gerçekçi olmalıyız. İkinci yarıda bizi daha zor bir fikstür bekliyor. Olduğumuz pozisyonu korumak için kadro derinliği de çok önemli. Ronaldo ve Messi’nin yaptıkları akıl almaz. Süper Lig’de ise Drogba ve Chahechouhe en beğendiğim forvetler. Scarione’yi de ayrı bir yere koymak lazım. Süper Lig’de en çok Fenerbahçe karşısında zorlandım. ÖzellikleAlves ile mücadele etmek oldukça zordu”
Ne mutlu bana ki, kazandığım parayla hem aileme hem de mevcut durumdan ötürü Suriye’den Kuveyt’e ya da Almanya’ya göçen akrabalarıma yardımcı olabiliyorum. Küçük yaşta maddi sıkıntılar çekmek beni daha dayanıklı bir insan yaptı. Kazandığım paranın kıymetini daha iyi biliyorum. İstersem Ferrari, Porsche alabilirim ama almıyorum. Onun yerine aileme ev alarak ve yatırım yaparak değerlendiriyorum kazandığım parayı. Çünkü zamanında ailem çok zor şartlarda bizi büyüttü. Türkçemi geliştirdim ve daha iyi konuşabilmek için ders alıyorum. Şu an itibariyle Fransızca, Felemenkçe, İngilizce, Süryanice ve biraz da Arapça biliyorum. Umarım 3-4 ay sonra da röportajlarımı Türkçe olarak vermeye başlayacağım”