Karadeniz’in genç sesi Niyazi Koyuncu, ilk albümü “Muço Pa” ile 13 Aralık’ta Brüksel Sazz’n Jazz’da…
Kurduğu “Seritana” – Lazca ‘karanlıktaki ışık’ anlamına gelen- adlı etnik müzik grubunda solistlik yapan Niyazi Koyuncu, sanatın en çok sokakta var olduğuna inanarak ve buradaki gerçeklikten beslenerek grubuyla beraber İstanbul’a geldi. Koyuncu, bir süre sonra grubun dağılmasıyla, yaşama dair kaygılarını, isyanlarını ve umutlarını tek başına söylemeye başladı. Herkesin “kendi dilinde” özgürlük şarkıları söyleyeceği bir dünyayı düşleyen sanatçı, ilk solo albümü “Muço Pa” (Nasıl Yapayım) ile karşımıza çıkıyor. Niyazi Koyuncu, dinleyenlere Türkçe, Lazca, Gürcüce, Megrelce ve Hemşince şarkılarla sesleniyor.
‘Muço Pa’ ile bizlere hayatı sorgulatan Niyazi Koyuncu, dünyayı güzelleştirmenin yolunu, farklılıkların bir araya gelmesinde görüyor…
Niyazi Koyuncu, “Kendim olmak istiyorum” dedi, kendi yolunu çizdi. Yeri geldi düşleri çalınmış çocuklara söyledi şarkılarını, yeri geldi doğayı yok eden HES’lere karşı duvar oldu ezgileri, yeri geldi ana dilin hak olduğunu haykırarak her dilde söyledi şarkılarını, inadına söyledi! Derdi vardı; sistemin acımasızlığına, her geçen gün çoğalan acılara, yok edilen doğaya, savaş çığırtkanlıklarına, iktidara, güce karşı sitemi vardı. Sanatın insanları birleştirici gücünü biliyordu, halklar bin yıllardır bir arada yaşamıştı, neden bundan sonra da olmasın dedi ve en çok da diller yok olmasın diye müziğine etnik, kültürel değerleri katık etti. Bu değerleri doğudan alıp batıya aktardı ve müziğin evrensel gücünü, verdiği yurt içi ve yurt dışı konserlerinde ayakta alkışlanarak sundu.
Niyazi Koyuncu, uzun yılların müzik birikimini şimdi de ilk albümüyle sunacak dinleyicilerine… Niyazi şimdi o büyük düşün bir parçasını ilk albümüyle gerçekleştirirken, “söz şarkılarda” diyor… Söz tüm dünya halklarının barış içinde yaşamasına inananlarda, onların sesi olan şarkılarda!
