Bizler Belçika’da yaşayan Türk kökenliler olarak, ülkemizin ve vatanımızın her zaman gözümüzde tüttüğünü söyleriz..Bizlerin toplum olarak bazı kutsalları vardır, bu kutsallara her zaman saygımızı göstermeye çalışmışızdır.
Bu Kutsallar nelerdir, bir kaç örnek verecek olursak. Mesela ekmektir, ekmeği çöpe atmamaya çalışırız, yerde bir parça ekmek görsek onu çiğnenmeyecek ve kuşların görüp yiyebileceği bir yere kaldırırız.
Bayrak mesela, onu hep tepede tutmaya çalışırız, bayrağımızı yakmaya teşebbüs edenlere en sert tepkimizi göstermeye çalışırız. Diğer milletler gibi iç çamaşırlarına ya da uygunsuz yerlere bayrak resmi basmayız.
Ezan mesela, onu dinlerken ayrı bir ruh haline bürünürüz, duyduğumuzda radyonun ve müzik aletlerinin sesini kısarız. Ayak ayak üstünde ise ayağımızı indiririz. Yatıyorsak toplanırız.
Biz Türkler, Kur’anı Kerime de diğer müslümanlara(genelde Araplara) göre daha saygılıyızdır. Göbeğimizden aşağı tutmayız. Araplar okurken yere koyar, bacaklarının üstüne koyar öyle okurlarken biz ellerimizle tutarız. Osman Gazi’nin misafir olduğu evin duvarında asılı olan Kur’anı Kerime saygısı yüzünden gece boyunca yatmadan oturduğu için Osmanlı İmparatorluğunun 600 yıl hüküm sürdüğü söylenir. Namazda da biz Türklerin huşulu bir duruşu vardır. Mustafa Karataş Hoca’nın “Namaz kılarken Türkler düşünür, Araplar kaşınır.” sözü bu konuyu çok güzel anlatır. Allah ve Peygambere olan saygımızı zaten anlatmaya bile gerek yoktur.
Gelelim konumuza. Bir kaç gün önce Yenivatan gazetesinde gördüğüm bir kare fotoğraf beni ziyadesiyle üzmüştür. Bu yıl Brüksel’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramının kutlandığı bir mekanda bayram kutlayan, Belçikalı Türk siyasetçilerimizin İstiklal Marşı okunurken verdikleri poz içler acısıdır.
Be kardeşim kimse sizden; İstiklal Marşının kaç yılında kabul edildiğini, İstiklal Marşını kimin yazdığını, İstiklal Marşının bırakın on kıtasını, ilk iki kıtasını bile ezberlemenizi, İstiklal Marşını kimin bestelediğini, İstiklal Marşının neden yazıldığını falan bilmenizi istemez.
Ya ne ister: Sadece ve sadece İstiklal Marşı okunurken nasıl durulacağını bilmenizi ister.
Hem de çooook.
Biz Türk toplumu olarak, Türkiye’ye gelip futbol oynayan ecnebi futbolculardan bile, İstiklal Marşını ezberleyip saygılı bir şekilde dinleyenleri daha bir fazla sevmiş ve kalbimize basmışızdır.
Bu bahsettiğim fotoğrafta; kiminin ceket düğmeleri açık külhanbeyi gibi, kimisi yumruklarını sıkmış ringde boks maçına çıkacak gibi, kimisi elini önüne bağlamış namaz kılar gibi, kimisi duvara ve ya sandalyeye dayanmış öksüz çocuklar gibi, kimisi elini arkaya bağlamış köy ağaları gibi.
Yazık gerçekten yazık. Sağda solda kurdale kesmekle olmaz bu işler. Kutsalıma biraz daha saygı lütfen.
Baki Ceviz