Beltud tarafından bu sene ikincisi organize edilen Brüksel Kültür Günleri’nin ilk gününde Kenan Işık’ın konferansı yer aldı.
Ecole des Etoiles okulunun tiyatro salonunda yapılan ve yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansta, sevilen sanatçı usta tiyatrocu Kenan Işık, sanatın toplum üzerindeki etkisini ve önemini anlattı. Ayrıca, dinleyicilerin sorularını da cevaplandıran Kenan Işık, zaman zaman alkışlar yüzünden konuşmasını yapmakta zorlandı. Konferansı gerçekleştirmek üzere Türkiye’den uçakla gelen ve Zaventem havaalanında indikten sonra polis tarafından sorguya çekildiğine ve yarım saatliğine nezarette gözaltına alındığını ifade eden Kenan Işık, “Justin Bieber Türkiye’ye geldiğinde polis kontrolünden bile geçmezken, ben Belçika’da polis sorgusuna çekildim ve yarım saatliğine nezarete atıldım” diyerek tepkisini dile getirdi.
Sanatın toplum üzerinde etkisi üzerine konuşma yapan usta tiyatrocu, 2. Dünya savaşında yerle bir olan Almanya’nın kültür ve sanat sayesinde ayağa kalkarak şu anda ekonomik açıdan nasıl bir süper güç haline geldiğini anlattı. Bu başarının altında “Kültür ve sanat toplumu oluşturarak bugünlere geldilen” diyen Kenan Işık konuşmasında şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz ülke, hemen aşağıda bulunan Almanya ve diğer ülkeler birbireyle savaşmışlar. 1945’in Almanya’sında insanlar neredeyse bir bavul dolusu paraya ekmek alabiliyorlarmış. Benim bir balerin arkadaşımın annesi anlatırdı, kızına ayakkabı alamadığını ve kartondan ayakkabı yaptığını ve bahçesine diktiği patatesle karınlarını doyurabildiklerini söylerdi. Bu insanlar bu 60 yıllık süreç içerisinde birden bire bugün dünyanın önde gelen ekonomilerinde, önde gelen dünyada karar verici mercilerden olarak Almanya şu anda gözler önünde duruyor. Bu nasıl böyle oldu? Yanmış yıkılmış bir Almanya vardı savaştan sonra. Bu insanlar nasıl toparlanacağız diye düşünürler ve şu karar ı verirler; “İlk önce bizi bir araya getirecek ve bir arada olmamızı sağlayacak mekanların yapımına öncelik tanımalıyız.” Peki nereler buralar? Tiyatro, sinema ve opera binaları. İlk önce bu binaları tamir etti Almanlar. Bu şekilde bu insanlar bir arada oldular ve kendi derlerine birlikte çözüm buldular. İzledikleri oyunlarla, okudukları öykülerle, dinledikleri müziklerle moral kazandılar. Netice itibariyle temelinde kültür ve sanat toplumu oluşturarak bugünlere ulaştılar. Bu çok önemli birşey. Aslında demokrasinin temelinde yatan şey bu. Demokrasi bir şekilde kaliteli oyun ister, nitelikli oyun ister. Nitelikli oyun, nitelikli insanın elinden çıkan birşeydir. Kaliteli insanın, mükemmel donanımlı insanın yani hayatın ne olduğunu fark etmiş, nasıl yönetilmek istediğinin farkında olan, daha demokratik bir toplumu arzu eden, haklarının peşinde koşan ve haklarını elde etmenin ne olduğunu bilen insanlar. Bu insanlar mükemmel dokulu insanlardır, yani donanımlı insanlardır. İnsanları donanımlı hale getiricek, onları bilgi, görgü, dünyanın farkınlığına varmalarını sağlayacak olan yegane şey sanattır. Herhalde yetişmiş olan insan sadece okumuş insan değildir. Okuldan sonraki eğitimden çok temelinde sanatla iç içe olmak vardır. Sanat bütün insanları etkiler. Seyrettiğimiz bir film, okuduğumuz bir roman bizi heyecanlandırır. Yani oradaki bir hikaye, kahramanlar bizi etkiler.”
Konferansın sonunda, European Profesional Network Başkanı ve Beltud Koordinatörü Yüksel Kaya tarafından, Usta tiyatrocuya hediye olarak Belçika’nın en güzel şehirlerinden olan Brugge’nin 15. yüzyıldaki yapısını temsil eden bir duvar halısı takdim edildi.
Cafer Yıldırımer