Brüksel’de yaklaşık 45 yıldır hizmet veren Auto Torino, artık Belçika doğumlu genç bir Türk girişimcinin oldu. 2003 yılında stajyer olarak Auto Torino’ya adım atan Umut Kurtuluş, zamanla basamaklarını tek tek yükseldiği iş yerinin en sonunda sahibi oldu.
Uzmanlık alanı İtalyan markaları olan ancak diğer markaları da ele alan Auto Torino gibi bir tamirhaneyi devralan 1985 doğumlu Umut Kurtuluş, verdiği röportajda oto tamirciliği hakkında çok önemli bilgiler paylaştı.
Rue de la Luzerne 21, 1030 Schaerbeek adresinde yer alan Auto Torino, hafta içi Pazartesi’den Cuma gününe kadar sabah saat 7.00’den akşam saat 18.30’a kadar, Cumartesi günleri ise sabah saat 9’dan akşam saat 17.00’ye kadar müşterilerini ağırlıyor. Ayrıntılı bilgi isteyenler, 02/733.56.15’i arayarak daha geniş bilgi sahibi olabilirler.
İşte röportaj:
Umut Kurtuluş Kimdir? Kısaca tanıyalım.
U.K.: “1985 Brüksel doğumluyum. Her zaman otomobillere ilgi duyduğum için eğitimimi oto tamirciliği üzerine yaptım. Ayrıca çocukluğum babamın tamirhanesinde geçti. Babam Brüksel’de yirmi beş sene boyunca tamirhane işletti. Orada önemli bir tecrübe edindim. Eğitimimi oto tamirciliği üzerine tamamladım. Ayrıca zamanla iş yeri açma belgesine de sahip oldum.”
Auto Torino ile nasıl tanıştın?
U.K.: “2003 yılında buraya, yani Auto Torino’ya stajyer olarak adım attım. Daha sonra burada önce işçi, ardından atölye şefi ve son olarak müdür yardımcısı oldum. O dönem benim emrimde yaklaşık on beş kişi çalışıyordu. Bu şekilde bu garajı yönetiyorum. Fakat 2014 yılında buradan ayrıldım ve kendi adıma ufak bir tamirhane devraldım. Ancak 2016 yılında burayı devralmak bana nasip oldu ve bu şekilde buraya tekrar geri döndüm.”
Auto Torino’da ne tür hizmetler var?
U.K.: “Burada otomobille alakalı ne varsa, hepsini yapıyoruz. Lastik işinden, kaporta işine, büyük ve ufak tamiratlar, parça değiştirme, bakım, kısacası her şey yapılıyor. Burada her türlü markayı ele alıyoruz fakat bizim uzmanlık alanımız İtalyan markaları. Biz her zaman İtalyan markaları üzerinde duruyoruz çünkü özelliğimiz orada. Sonuçta uzun yıllar İtalyan markaları üzerinde çalıştık ve bizi şu anda uzman kılan budur. Fiat, Alfa Romeo, Lancia ve Abarth gibi İtalyan markaları bizden sorulur.”
Otomobil piyasasındaki durgunluk devam eder mi?
U.K.: “Otomobil piyasası bir süredir biraz durgun ama açılacağını ümit ediyoruz. Maalesef başımızdan çok talihsiz bir olay geçti. Menfur terör saldırıları yaşandı. Saldırılar toplu taşıma araçlarında meydana geldiği için şimdi insanlar biraz tereddüt içerisindeler. Daha önce arabasını toplu taşıma araçlarına tercih edenlerin bir bölümü korkudan toplu taşımaya binmeyip kendi araçlarıyla seyahat ediyorlar. Bu sayede işlerimizin biraz açılacağını düşünüyorum.”
Auto Torino’yu anlatır mısın?
U.K.: “Burası 45 senelik bir maziye sahip. Belçika’daki bütün sigorta şirketleri bizim iş yerimizi tanıyor. Kaporta işleri konusunda bizimle rahat bir şekilde çalışıyorlar. Bizim bütün işlerimiz garantili. Her türlü işlerde sadece orijinal parçalarla çalışıyoruz. Ayrıca lastik konusunda sadece yeni lastikler takıyoruz çünkü ikinci el lastiklere garanti vermek mümkün değil. Bizim park yeri gibi bir sıkıntımız da yok çünkü büyük bir otoparkımız mevcut. Yaklaşık otuz kadar araba alıyor. Yani arabalar dışarıda güvensiz yerlerde durmuyor. Bunun yanı sıra biraz aşağıda bir showroom’umuz var. Bir de yedek atölyemiz var. Biz burada bin 200 metre karelik bir alana sahibiz. Aşağısı ise yaklaşık 800 metre kare yapıyor. Bunun yanı sıra ikinci el araba alım satım işleriyle de uğraşıyoruz. Şimdi yeni araba satmak için uğraşıyoruz, imşallah olumlu geçer.”
Auto Torino’nun eski sahibi şimdi ne iş yapıyor?
U.K.: “Şu anda bizim yanımızda çalışıyor. Bize birçok konuda yardımcı oluyor. Kendisi şu anda yaşlı bir insan. Ona bir şekilde vefa borcum var. Sonuçta on bir yıl boyunca ekmeğini yedim. Kendisine vefasızlık yapamazdım çünkü karakterimizde böyle şeyler yok. Ben burayı devraldıktan sonra benden rica etti, bende kendisini kıramadım ve burada çalışmasını kabul ettim.
Tatile arabasıyla gideceklere tavsiyeler nelerdir?
U.K.: “Tatil öncesi yapılacak bakım çok önemli. Sonuçta yol çok uzun. Zaten gurbetçi kardeşlerimiz baya bir yol yapıyorlar. Ayrıca arabalar haddinden fazla yüklü oluyorlar. Burada lastik bakımları olsun, fren sistemleri, süspansiyon ve motor gözden geçirilmeli. Motor kayışı ve filtreler değişecekse değişmeli. Birçok insan arabasında sorun olduğu zaman, “Türkiye’de yaptırırım, orada daha uygun” diye düşünüyor. Oysa çok yanlış bir düşünce çünkü hiç beklenmedik bir anda Sırbistan veya Makedonya gibi ülkelerde arabada arızalar meydana gelebiliyor. Ancak o ülkelerde insana hiç acımıyorlar ve arabanın tamiratı için çok para istiyorlar. Ayrıca Türkiye’deki ustalar ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, ellerindeki malzemeler çok kısıtlı. Buradaki gibi yeni markaları, yeni modelleri tamir etme kapasiteleri yeterli olmayabiliyor.”
Tamirci eğitimi almak isteyen gençlere neler tavsiye edersin?
U.K.: “Öncelikle bu işin gönül işi olduğunu bilmeleri lazım. Araba tamir etmek için arabaları sevmek lazım. Bu sevgi sonradan gelen bir şey değil. Bu sevgi insanda ya vardır ya da yoktur. Bu işler tabii ki, sonradan öğrenilebilir ama en iyisi çekirdekten yetişmiş olmak. Bu işi yapmak isteyen gençler öncelikle okullarında ciddi olmalılar. Ayrıca bu işin sadece para kısmına değil, gönül kısmına da bakacaklar.”
Röportaj/Fotoğraflar: Cafer Yıldırımer








