Son yıllarda, Avrupa’da ekonomi oldukça kötüye gidiyor ve biz yurtdışında yaşayan Türk kökenli insanlar bunu net bir şekilde izliyoruz. Bu durum her şeyde olumsuz etki yarattığı gibi sanat piyasasında da sarsmıştır.
Avrupalı sanat ilgilileri (sanatçılar, kruatörler, galeriler, ilgili kurum ve kuruluşlar) çareyi uzak doğu piyasasına yönelerek veya bizim ülkemize benzer ülkelere sanat piyasalarını kullanmak üzere yönelmişlerdir.
Bizim ülkemizde, Avrupalı sanatçıların eserlerinin ön planda, yüksek meblağlarla satışa sunulduğu bir yer halini almıştır. Genelde Türk sanatçının arka planlara itildiği Avrupa sanat piyasası ölmüştür. Şimdi Türkiye de, yine Türk sanatını ve sanatçısını arka plana iterek kendi sanatçısını beslemeye çalışıyor Avrupa. Müzelerimize bakın, kimler daha çok sergileniyor?
Bundan dolayı, ülkemizdeki sanatsal hareketliliğini, internetten takip edebileceğiniz gibi, ülkemizin bu konudaki önemli şehirlerine gittiğinizde (İstanbul, Ankara, İzmir) bu gelişmeyi kendiniz de bire bir edinebilirsiniz.
Yabancı kruatörler tarafından oluşturulmuş sergileri gezebilir, genelde Avrupalı sanatçılar alınarak, büyük bütçeler harcanarak hazırlanmış olan sergileri, son derece modern, geniş, etkili sergi salonlarında, kültür merkezlerinde, özel galerilerde gezebilirsiniz.
Bu tarz sergilerde, tabi ki sanatçıların yorumları ön plandadır. Bir tema verilmiştir ve gerisi sanatçının o temayı kendi tarzıyla yorumlamasına kalmıştır. Bizim gibi ülkeler, Avrupa ya kıyasla resim ve heykel alanlarında daha az bir yol kat etmiştir. Bu konudaki eksiklikleri belki zamanla tamamlanacaktır, kendi sanatını geliştirip, onu farklı bir noktaya taşıyacaktır. Bunu henüz umuyoruz. Sanat ile ilgili bunca dev ,modern ve çok etkili mekanlar bunu hedef edinmiş ve hızla hedefine doğru gitmek için çabalıyor görünüyorlar. Tüm bunlar ülkenin değişimine, işaret eden güzel şeylerdir.
Ülkemiz, bu olumlu gelişimi, kendi sanat ve sanatçısının arkasında durarak, onları destekleyerek, öncelik vererek yaptığı zaman da, hem sanatımızda hızla gelişim kat ederiz, hem de sanatçılarımızın dünya çapında duyulmalarını sağlamış olacağız. Evet, ’ bir kaç’, dünyaca tanınmış sanatçımız var, evet, bu sanatçılarımızı eserleri yok satıyor ve astronomik fiyatlara satılıyor. Elbette burada, bu sanatçılarımızdan bahsetmiyorum . Bunların çoğalmasından bahsediyorum. Türk sanatçıları hak ettikleri gibi muamele görmeliler diyorum, eserleri kendi ülkesinde sergilenme önceliğine sahip olmalı, önemli projelerde öncelikle kendi sanatçımıza yer vermeliyiz. Çünkü Avrupa’nın tutumu budur.
Doğru adımlarla yola çıktığımızda ki, bu doğru adımlardan birisi, kendi sanat ve sanatçısını hiç bir ayrım gözetmeksizin, sanatının gücüne bakarak büyük projelere dahil etmektir. Yurtdışında yapılan, ülkemizi tanıtım amaçlı, büyük projelerde, ülkemiz kendi sanatçılarımız tarafından, sanatla, sanatsal bir dille tanıtılması sağlanmaktadır. Bu tarz tanıtım projelerinde, ülkemiz için çizilen profil çok önemsenmelidir ve bu çok önemsenerek yapılmalıdır.
oryantal (evet oryantal yanımız vardır, fakat biz bunu farklılaştırıp kendi kültürümüzde kendimize özgü bir şekle sokmuşuzdur) güneş, deniz, lokum, simit’imiz var. Fakat bunlar bir ülkenin profilini ne kadar ve nasıl çizer? Ülkemiz, belki klişe bir kelime olmuştur bu artık ama gerçekten, bir çok uygarlığının yaşamış olduğu ve zenginliklerini bize miras olarak bırakan uygarlıklarla doludur.
Şu soruyu hep soralım kendimize; Bu topraklar Avrupalıların olsaydı nasıl tanıtırlardı? Avrupa ülkelerinin bu konudaki tutumlarına, yaptıkları çalışmalarına bakın ve yanıtlayın.
Yurtdışında yapılan ülke tanıtımlarında, kirli sokakları olan, fakirliğin kol gezdiği mekanlar, çarpık şehirleşmeyi gösteren, zenginle fakirin arasındaki büyük farkı tanıtan ve daha buna benzer şeylerle yurtdışında tanıtımı yapılan, bir ülke profili hoşunuza gider mi?
Zaten, bize ön yargıyla bakılan topraklarda bu tarz tanıtımlar, bu ön yargıları sağlamlaştırmıyor mudur?
Yurtdışında ikamet eden Türkiyeli veya Türk diyelim vatandaşlar bu profil altında gururla gezebilecek midir?
Ülkenin gelişen ekonomisi, güçlü yüzü, gelişmiş olan şehirleri, kültürel zenginlikleri, sanatsal varlıkları, güzel doğası değilmidir anlatılması gerekenler? Neden tersine izin verilmelidir?
ŞAHSIMCA, ÜLKEMİZİ GURUR DUYABİLECEĞİMİZ ŞEKİLDE TANITMAK BİZ YURTDIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLAR İÇİN BİR GÖREV OLMALIDIR.
Sevim ÜNAL