BRÜKSEL POLİSİNDEN TÜRK GENCİNE ŞİDDET VE TEHDİT

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üc çocuk babası Ergün köycü geçtiğimiz günlerde büyük oğlu Ahmet’in Woluwe Polislerinden gördüğü şiddeti gazetemizle paylaştı.

Henüz 17 yaşında olan Ahmet’i çok terbiyeli bir çocuk diye tanımlayan baba Ergün, oğluyla ilgili “Oğlum devamlı çevresinde sevilir ve takdir edilir. Kesinlikle kötü bir çevreye sahip değildir” diyerek söze başladı.

Dertli Baba Ergün Köycü, kötü alışkanlıklardan uzak duran ve bugüne kadar hiç adli bir vakası olmayan Ahmet’in başından geçenleri şöyle özetliyordu. Geçen akşam Schaerbeek sokaklarında arkadaşlarıyla birlikte motosiklet turuna çıkan oğlunun Woluwe polislerinin kırmızı ışıkta dur demesiyle paniğe kapılır ve kaçar. Polislerin dur işaretini anlamayan Ahmet daha sonra polis arabasının kendisine çarpmasıyla geceyi karakolda geçirmek üzere karakola götürülür. Burada oğlum polisler tarafından dövüldü ve tehdit edilmesine rağmen bir de olayda suçlu bulunuyor. “Bana kalırsa bu bölgeye ait olmayan bu polisler benim oğlumla eğlenmek amaçlı yaptılar bunu” diyerek bu durumun ancak yabancıların başına geldiğini dile getirdi.

POLİS ARABASI ARKADAN ÇARPTI
Baba Ergün Köycü Sözlerini “Olaydan iki veya üç gün önce ufak bir motosiklet aldık Ahmet’e. Yaz tatili olduğu için arkadaşlarıyla birlikte akşam saat on bir civarlarında Schaerbeek semti içerisinde üç arkadaş motosikletleriyle geziniyorlarmış. O sırada bir polis arabası bunları kırmızı ışıkta beklerken görüyor ve bunlara dur çekiyor. Ahmet hem o anda motosikletin kağıtlarının tam olmaması nedeniyle biraz korkar hem de ilk defa bu durumla karşı karşıya kaladığı için dur işaretini anlayamaz. O anda da kendi kendine “Şimdi polis benden sigortayı ister” der ve yeşil ışık yanınca ilerlemeye başlar. Zaten o ara arkadaşları sağa ve sola dönerek gitmişler bile. Oğlum ise düz gidiyor ve yoluna devam ederken, ne olduğunu anlayamadan birden kendini havada dönerken bulur. Meğerse polis arabası ona arkadan çarpmış. Çarpmanın etkisiyle havada metrelerce uçtuktan sonra yere düşüyor ve düşmenin etkisiyle dizlerinde, bacaklarında, kulağının dibinde, sırtında yara izleri oluşuyor diyerek iddialarını sürdürdü.

OĞLUNUZ MOTOSİKLETTEN DÜŞTÜ
Ahmet düşer düşmez, polisin bir tanesi tabancasını çekiyor, diğeri ise tekmelerle darp ediyor. Sonra karakola götürüyorlar. İşin garip tarafı bu polisler Woluwe Belediyesi’nin polisleri. Normalde oranın polisleri Schaerbeek Belediyesi sınırları içerisinde devriyede olmamaları lazım. Daha sonra, gece saat iki civarlarında; “Oğlunuz Woluwe karakolundadır ve gelmeniz gerekiyor” diye bana telefon geldi. Benim için büyük şok oldu çünkü böyle birşey başımıza ilk defa geliyor ve üstelik o akşam ben Ahmet’e tembih etmiştim evin önünden fazla uzaklaşma diye.

Ben oraya vardığım zaman, “Oğlunuz bizden kaçtı”, “Oğlunuz dur emrine uymadı”, “Oğlunuz motosikletten düştü” gibi laflarla beni oyaladılar. Oğlumu bana “İşte burada yatıyor diye” sadece kamerada gösterdiler. Tabi o arada ben kendi kendimde oğluma kızıyorum, neden polisten kaçtı diye.

Sabaha karşı oğlumu ilk gördüğümde, sadece korku dolu gözlerle bakıyordu, üstü başı yırtık bir şekildeydi ve resmen ölümden dönmüş. Polise döndüm ve “Onu alıp gidebilir miyim? Üstelik henüz 18 yaşında değil. Bir kaza geçirdiğini gördünüz de neden ambulansla hastaneye götürmediniz? Neden buraya getirdiniz?” diye sordum. Kendileri bana “Biz çağırdık ama gereği olmadığı için geri gitti” dediler. O zaman “Ben oğlumu hastaneye götüreyim” dedim ve bana “Gidemez çünkü mahkemeye çıkması lazım” dediler. “Nasıl olur? Bu çocuk ne yaptı ki?” diye sorunca ise bana “Polisten kaçtı” diye cevap verdiler. İyi de bu çocuk polisten nasıl kaçabilir? Polis bana tutanakta yazdıkları gibi “Bu geldi bize çarptı” demiyor ki o anda.

Bir avukat ayarlamışlar ve hakim karşısına çıktık. Mahkemede oğlumun ifadesini aldılar ve daha sonra hakim oğluma bol bol nasihat vermeye başladı. Ama bu yaralar “Nasıl oluştu?”, “Bunları nerede yaptın?” gibi sorulması gereken hiç bir şey sormadı. Sadece tek sorduğu soru “Ahmet polisten niçin kaçtın?” sorusuydu. Benim oğlum da “O anda polisin bana doğru sürdüğünü görünce, ne yapacağımı bilemedim ve hareket ettim ancak zaten fazla gidemedim çünkü polis bana geldi vurdu” diyerek kendini savundu. Bu savunma karşısında hakim “Sen kaçmayacaktın. Şimdi sen kaçtığın için suçlu durumundasın ve bir daha yapma” diyerek bizi mahkemeden savuşturdu.

POLİSTEN ŞİDDET VE TEHDİT
Olaya karışan Polislerin oğlunu hem dövüp hemde tehdit ettiğini iddia eden Baba ergün Köycü :Mahkemeden çıktıktan sonra oğlum bana “Baba bunlar beni dövdü” deyince ben de ona “Oğlum seni dövdüler de hakime neden söylemedin?” deyince, oğlum bana “Baba eğer beni dövdüklerini söyleseydim beni Schaerbeek polislerine bile söyleyeceklerdi” dedi ve polislerin kendisini “Sakın sana çarptığımızı ve seni dövdüğümüzü söyleme, sen bize geldin çarptın. Aksi takdirde, seni Schaerbeek’te veya başka bir yerde rahat yaşatmayız” diyerek tehdit ettiklerini anlattı. Daha sonra ben tekrar polisliğe gidip olayı olduğu şekilde anlattım ancak bana kendi bildiklerini anlatarak arabanın hasarını bile benden alacaklarını ifade ettiler.

Şimdi boş yere benden motosikleti çekme parasını, olay yerine gelip boş dönen ambulansın parasını, mahkeme parasını, polis arabasında oluşan hasarları ve gelebilecek diğer cezaların paralarını isteyecekler. Zaten bu tür olaylar sadece yabancıların başına gelir. Biz şimdi bu ve bunun gibi olay yaşayan yabancılar olarak ne ilkiz ne de sonuncu olacağız. Bu tür olaylar her yabancının başına gelebilir. Bu tür olayları engelleyebilmemiz için herkesin birbirine yol gösterici olması lazım ve bu tip olaylara maruz kalmamamız lazım. Polisin böyle genç çocuklara karşı bu şekilde şiddet kullanmalarını yadırgıyorum.

Cafer Yıldırımer

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.